İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
…Tüm iş ve işlemleri, her türlü vergi, resim, harç ve katılım payından istisnadır.” hükmünün, açıkça yer verilmeyen yargı harçlarını kapsamadığı benimsenmiştir.
-
Şikayet konusu haczin bir başka borçlu yönünden icra edildiği haciz tutanağındaki borçlu kısmından anlaşıldığından, takibin diğer borçlusu şirket hakkında iflas kararının kesinleşmiş olmasının İİK’nın 97. maddesine göre yapılan şikayetin konusu haczin düşmesine sebebiyet vermeyeceği
-
İİKm.97-99 uygulanması işleminin şikayet edilmesi istihkak davası açma süresini etkilemez. icra müdürü tarafından kendisine süre verilen alacaklı bu 7 günlük hak düşürücü süre içinde İİK’nın 99. maddesine göre icra mahkemesinde istihkak davası açabilir. Yasal 7 günlük sürede istihkak davası açılmadığı hâlde alacaklı, üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul etmiş sayılır ve haciz kalkar. Şikâyet yoluna başvurulmuş olması istihkak davası açma süresini etkilemez, yani bu süreyi durdurmaz.
-
İtirazın alacaklıya 05.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı tarafından 7 gün içinde icra mahkemesinde itirazın kaldırılması veya genel mahkemede itirazın iptali davası açmadığı anlaşıldığından ihtiyati haczin (kendiliğinden) hükümsüz hale geldiği
-
Borca İtiraz halinde, Alacaklının (7) gün içinde icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını istememesi ve mahkemede itirazın iptali davası da açmaması halinde ihtiyati haciz hükümsüz kalır.
-
Türk Parası ile bir ipotek yapılıp, ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle takibe geçildiğinde alacağın muayyenlik ilkesine göre ana paranın tür ve miktarının değiştirilemeyeceği, bu nedenle kredi sözleşmelerindeki yabancı para alacağı üzerinden borçluya tebliğ edilen hesap özetine dayanılarak akdin muayyenlik ilkesi gözetilmeksizin icra emri tebliğ ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup her zaman ileri sürülebileceği
-
İİK.’nun 45. maddesi asıl borçlu için getirilmiş bir kural olup, kefiller hakkında uygulanmayacağı- Alacağın rehin tutarı ile karşılanamayacağının anlaşılması ve bunun belirgin olması durumunda tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile alacaklının asıl kredi borçlusu hakkında haciz yolu ile takip yapmasına bir engel bulunmadığı
-
Alacaklı yanca başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi incelendiğinde, rehin tutarının borcu ödemeye yettiği anlaşıldığından, İİK. 45/1 uyarınca, asıl borçlu şirket yönünden yapılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinin iptaline karar verilmesi gerektiği
-
Asıl kredi borçlusu şirket yönünden takibe konu alacağın, rehin tutarı ile karşılanamayacağının belirgin bir şekilde anlaşıldığı ayrıca takip talebinde asıl borçlunun …ipotek limit tutarını aşan kısmından sorumlu olduğu belirtildiğinden, müşterek borçlu müteselsil-kefil hakkında TBK 586 koşulları oluştuğu da dikkate alınarak genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapılmasında İİK’nun 45. maddesi uyarınca engel bir hal bulunmadığı-
-
İİK’nun 45/1. maddesi hükmü uyarınca; rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflâsa tabi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabileceği; ancak rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse, alacaklının kalan alacağını iflâs veya haciz yolu ile takip edebileceği- Borçlunun, icra takibinin İİK’nun 45. maddesine aykırı olduğu nedenine dayalı başvurusunun kamu düzenine ilişkin olup süreye tâbi olmadığı-
-
Takip nedeni ile açılan menfi tespit davasının, davacı borçlu lehine sonuçlanması üzerine İİK’ nun 72/5. maddesi gereği takibin tarafları arasında icranın iadesinin söz konusu olacağı, borçlu tarafından alacaklıya yapılan ödemelerin alacaklı tarafından borçluya iade edilmesi gerekeceği
-
Üçüncü şahsa gönderilen haciz ihbarnamelerinde, üçüncü şahıs müddeti içinde itiraz eder ve fakat alacaklı, üçüncü kişinin cevabının aksini ispat ederse hem yanlış beyan vermekten cezalandırılıp hem de ayrıca tazminata hükmedilmekle; Harçlar Kanunu’na göre tazminata ilişkin yargılamanın yapılabilmesi için harcının yatırılması gerektiği-
-
Haciz ihbarnamesine vekil aracılığıyla itiraz edildiğinden, vekilin beyanından asilin sorumlu tutulamayacağı ve asilin İİK’nun 338. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilemeyeceği-
-
Döviz alacaklarında dava tarihinden takip tarihine kadar işleyecek yasal faizinden anlaşılması gereken 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranıdır.
-
İlamın taraflarının tacir olması ve alacağın ticari işten kaynaklanması nedeniyle olayda 3095 sayılı Yasanın 2/3 maddesinin uygulanması gerekir. Bu durumda, faizin reeskont oranına göre istenilmesi mümkündür.
-
Sözleşmeden kaynaklanan alacaklarda temerrüt faizi uygulanabilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, kararlaştırılan kesin vadede borcun ödenmemiş ya da alacaklının usulüne uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmüş olması zorunludur.