İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Yapılan hacizde altın ve gümüşün haczedildiği, hacze konu altınların yediemin olarak üçüncü kişiye teslim edildiği, fiilen el koyma ve icra dairesinde muhafaza edilme koşullarının gerçekleşmediği, bu durumda mahkemece, geçerli bir haciz bulunmadığından davanın ön koşul yokluğundan reddi gerekeceği-
-
Haczedilen altınların muhafaza altına alınmayarak üçüncü kişi şirket yetkilisine yediemin olarak bırakılması halinde, fiilen el koyma ve icra dairesinde muhafaza edilme koşulları gerçekleşmemiş olacağından, altınlar yönünden geçerli bir haczin söz konusu olmayacağı, ve bu nedenle, bu hacze ilişkin istihkak davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği
-
Takipten önce murisin vefatı üzerine, takibin mirasçılar hakkında başlatıldığı, şikayetçi borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiği, mirasın reddine ilişkin davanın, takibin kesinleşmesinden sonra açıldığı ve mirasın reddinin tesbit ve tesciline karar verildiği, kararın kesinleştiği görüldüğünden, bu durumda, mirasın reddine ilişkin ilamın, takibin kesinleşmesinden sonra alındığı anlaşılmakla, mahkemece borçluların başvurusunun “borca itiraz” olarak nitelendirilemeyeceği, “şikayet” olarak değerlendirilip kabulüne karar verilmesi gerektiği-
-
Borçlunun ölüm tarihinden itibaren mirası ret süresi içerisinde herhangi bir icra takibi yapılamayacağından, satış ilanının tebliğinden sonra borçlunun ölümü üzerine, bu kez satış ilanının mirasçılarına tebliği ile taşınmazın (ölümden yaklaşık 2,5 ay sonra) ihalesinin yapılmasının mümkün olmadığı
-
Borçlunun ölümüyle, alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren yedi günlük sürede kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceği
-
Babasının mirasını reddeden evladın, babasından sonra ölen babaannesinin mirasçısı olacağı
-
İcra takibinin kesinleşmesinden önceki dönemde, mirasın reddedilmiş olduğu hususu maddi hukuka dayalı bir borca itiraz sebebi olup; olayda borçlu tarafından, takibin kesinleşmesinden önce, TMK’nın 606. maddesine göre alınan mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğine ilişkin sulh hukuk mahkemesi kararını, ödeme emri tebliğinden itibaren, yasal yedi günlük sürede icra dairesine bildirilmediği, bu durumda; takibin kesinleşmesinden sonra mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının icra dairesine sunularak hacizlerin kaldırılmasının istenemeyeceği
-
İİK.’nun 45. maddesi asıl borçlu için getirilmiş bir kural olup, kefiller hakkında uygulanmayacağı- Alacağın rehin tutarı ile karşılanamayacağının anlaşılması ve bunun belirgin olması durumunda tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile alacaklının asıl kredi borçlusu hakkında haciz yolu ile takip yapmasına bir engel bulunmadığı-
-
Alacaklı yanca başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi incelendiğinde, rehin tutarının borcu ödemeye yettiği anlaşıldığından, İİK. 45/1 uyarınca, asıl borçlu şirket yönünden yapılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
-
Şikayetçi borçlunun kefalet borcunun, ipoteklerin teminatı kapsamında olduğu anlaşıldığından, İİK’nun 45. maddesinin amir hükmü gereği hakkında öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması gerektiği-
-
Asıl kredi borçlusu şirket yönünden takibe konu alacağın, rehin tutarı ile karşılanamayacağının belirgin bir şekilde anlaşıldığı ayrıca takip talebinde asıl borçlunun …ipotek limit tutarını aşan kısmından sorumlu olduğu belirtildiğinden, müşterek borçlu müteselsil-kefil hakkında TBK 586 koşulları oluştuğu da dikkate alınarak genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapılmasında İİK’nun 45. maddesi uyarınca engel bir hal bulunmadığı
-
İİK’nun 45/1. maddesi hükmü uyarınca; rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflâsa tabi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabileceği; ancak rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse, alacaklının kalan alacağını iflâs veya haciz yolu ile takip edebileceği
-
Her ne kadar borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapabilirse de; alacaklı aynı alacak için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçmişse tercihini bu takip türünden yana kullandığından, aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapamaz.
-
Uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte mükerrer takip nedeniyle takibin iptali şikayeti istemine ilişkindir…
-
Alacaklının tercih hakkını kambiyo takip türünden yana kullanmış olup, aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapamayacağı,
-
Dava dilekçesinin davalıya tebliği usule aykırı olup, dilekçeler aşaması henüz tamamlanmadan mahkemece ön inceleme yapılması ve tahkikata geçilmesinde yasal olanak bulunmadığı