İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Asıl borçluyla ilgisi bulunmayan davacının adresine gelinerek malları haczedilmeye çalışılmış, bunun üzerine davacı vekili haczi engellemek adına dosya borcunu ihtirazî kayıtla ödemek durumunda kalmıştır. O hâlde, eldeki davanın sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olduğu kabul edilmelidir.
-
Birikmiş Nafaka Takiplerinde İcraya Konulan Bedel Üzerinden Vekalet Ücreti Hesaplanmasının AAÜT’sinin 11/1 maddesine göre yapılması gerektiği
-
Vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın yok hükmünde olacağı ve ödeme emrinin iptali gerektiği, bu durumda usulsüz tebliğ ile ilgili Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin uygulama yerinin bulunmadığı
-
Haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmediği banka hesaplarına haciz konan ve dosya borcunu ödemek zorunda kalan üçüncü kişinin açtığı istirdat davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilemeyeceği
-
Bozma veya Onamadan Sonra Yeni İlamın İbrazı – İcra Emri Düzenlenmesi Hali
-
Bozma ilamına uyan mahkemece bozmadan sonra verilen yeni ilamda müddeabih ve eklentilerinin değiştirilmesi durumunda, derdest icra takibi dosyasında borçluya ilk icra emri kapsamı dışında yeni bir icra emri gönderilmesi zorunludur.
-
Maddi hata sonucu (dilekçe içeriğinde doğru takip dosyası taraflarına ilişkin bilgilere yer verildiği de gözetildiğinde) dosya numarasının itiraz dilekçesinde yanlış yazılmasının hakkın zayii olmasına neden olmayacağı- Borçlunun süresinde itirazı nedeniyle takip duracağı-
-
Dava konusu vekalet ücreti alacağı likit olduğundan, itirazın iptali davasında asıl alacak üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, burada borçlunun kötü niyetle itiraz etmiş olması şartının aranmadığı
-
Dosya alacağına haciz konulması durumunda, alacaklının ancak fiili olarak o dosyaya para girdiği tarihten itibaren kendisinin paranın gönderilmesini isteyebileceği, öncesinde fiili imkansızlık olduğu
-
İtirazın iptali davasından önce menfi tespit davası açılması durumunda sonra açılacak itirazın iptali davasında hukuki yararın var olduğu kabul edilmektedir. Menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacaktır.
-
Varlık Yönetim Şirketlerinin Yargı Harçlarından Muaf Olmadığı
-
İİK. mad. 168 uyarınca kambiyo senetlerine özgü takip şeklinde 10 günlük ödeme süresi geçmeden kesin haciz konulamayacağından, henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczinin 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK’nın 264. maddesi uyarınca 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşeceği ve sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğuracağı
-
Alacaklı tarafın süresinde geçerli bir haciz talebi olmadığı için haciz isteme hakkının düştüğünün kabulü gerektiği, bu kabule göre de alacaklının, yeniden haciz isteme hakkının ancak harç ödenerek takibin yenilenmesi ve yenileme talebinin borçluya tebliğinden sonra doğacağı
-
Geçerli bir haciz talebinden bahsedebilmek için İİK.’nun 59. maddesine göre hacze ilişkin masrafın yatırılmış olması gerekeceği
-
«Yenileme bildirisi»nin tebliğ edilmesinin -İİK. 62 vd. göre- borçluya yeniden itiraz hakkı (olanağı) vermeyeceği borçlunun bu durumda ancak İİK. 71’e göre «takibin iptalini» ya da «takibin ertelenmesini» veya «icranın geri bırakılmasını» isteyebileceği–
-
Haciz isteme hakkının düşmesi durumunda, alacaklının yeniden haciz isteyebilmesi için yenileme talebinde bulunması ve bu talebin borçluya tebliği gerektiği