İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Tasarrufun iptali- Takibin ve alacağın henüz kesinleşmemesi- Dava değerinin belirlenmesi- İhtiyati haciz-
-
Alacaklının haciz talebi üzerine, icra müdürlüğünce haciz talebinin kabul edildiğinin tutanağa yazılması ile haciz gerçekleşmiş olur. Bir diğer anlatımla haciz talebinin kabulünün tutanağa yazıldığı tarih haciz tarihidir. Haciz müzekkeresinin gönderilip gönderilmemesi veya gereğinin yerine getirilip getirilmemesi geçerliliğini etkilemez.
-
İcra müdürlüğü kendiliğinden veya borçlunun talebiyle hacizlerin taşkın olduğu gerekçesiyle bir kısım hacizlerin kaldırılmasına karar veremez ve bu yetki icra mahkemesine borçlunun ayrı bir taşkın haciz şikayeti sunularak icra mahkemesince kullanılması gerekir.
-
Davaya konu senedin bononun “keşide tarihi”ni taşımaması nedeniyle adi senet niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği-
-
Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yoluyla Yapılan Takibe Yönelik Şikayete İlişkin Yapılan Yargılamadan Alacaklının Haberdar Edilmemesi Mahkeme Hakkının İhlal Edildiği İddiasına İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı
-
İcra dairesince teslim edilen taşınmaz veya gemiye tekrar girenlerin cezası (İİK 342)- Suça iştirak- El atmanın önlenmesi ilamının icrası-
-
Müşterek çocuğun okul ve servis giderleri için yaptığı harcamaların davacının iştirak nafakası borcuna mahsuben yapıldığının kabul edilip edilemeyeceği-
-
İçtihadı Birleştirme Kararı | İcra Takibine Maruz Kalan Borçlu, Vekil Marifetiyle Takibe İtiraz Ettiğinde, İtiraz Üzerine Duran İcra Takibinin Devamını Sağlamak İçin Alacaklının Açacağı İtirazın İptali Davasında Dava Dilekçesinin Asıla Tebliğ Edilmesi Gerekmektedir
-
Kefilin kambiyo takibindeki asıl borçlunun borcunu ödediği tarihte sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği ve davalı asıl borçlunun temerrüde düştüğü, iyiniyetli olduğunu ispatlayamayan davalı asıl borçlunun işlemiş faiz yönünden de itirazının iptaline karar verilmesi gerektiği-
-
Borçluya gönderilen ödeme emrinin 04.08.2009 tarihinde tebliğ edildiğinin ve yasal 1 yıllık süre içinde alacaklının 06.11.2009 tarihinde haciz talebinde bulunduğunun görüldüğü, bu nedenle alacaklının haciz isteme hakkı düşmemiş olup olayda İİK’nun 78/5. maddesi gereğince harç alınmasının ve borçluya yenileme emrinin tebliğe çıkarılmasının gerekmeyeceği, haczin birden fazla yenilenmesinin anılan kuralın uygulanmasını engellemeyeceği, o halde, mahkemece, alacaklının yeniden haciz istemesi için yenileme harcı yatırması gerektiğine ilişkin icra müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
-
İcra müdürlüğünce alacaklının “emekli ikramiyesinin haczine” ilişkin talebinin kabulüne karar verildikten sonra, alacaklının, “borçlunun emekli ikramiyesinin haczine yönelik bir talebinin bulunmadığı” belirtilerek “yeni” bir kararın verilmesinin, “icra müdürlüğünün kendi kararından kendiliğinden dönemeyeceği” ilkesine aykırı olacağı
-
Her ne kadar süresinde talep edilen hacizlerin, İİK’nun 106-110 maddeleri gereğince düşmüş olduğu kabul edilse bile; İİK’nun 78/son fıkrasında ifadesini bulan hususun yani borçluya yenileme emri çıkarılması ve tebliğ edilmesi gerekliliğinin; baştan beri icra emri tebliğinden itibaren, 1 yıllık süre içerisinde haciz istememe haline münhasır olacağı anlaşılmakla, haciz istemek hakkı düşmediğinden dosyanın işlemden kaldırılmasının doğru olmadığı-
-
Ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde alacaklı tarafından haciz istenmediği takdirde haciz talebinde bulunulabilmesi için takibin yenilenmesinin zorunlu olduğu
-
Haczin, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemi olduğu- Haciz şerhinin terkini-
-
İtirazın iptali davasının, dava şartı arabuluculuk kapsamına girmediği-
-
Şirkete çıkarılan ilk tebligatta kapı numarası yazmıyorsa da, tebligatın “adres bulunamadığından” bahisle iade edilmediği, “şirketin, adresten ayrılmış olduğu” hususu tespit edilerek iade edildiği, dağıtıcının şirketin adresini bulunamaması, yanlış adrese gidilmesi gibi durumların söz konusu olmadığı, davacının da bu yönde bir iddiasının bulunmadığı, bahsi geçen eksikliğin adresin bulunmasına engel teşkil etmediği, dağıtıcı tarafından gidilen adresin, borçlu şirketin adresi olduğu anlaşıldığından, bila tebliğ iade edilen tebligat sonrası şirketin ticaret sicil adresi olan adresine Teb. K. mad. 35 uyarınca tebligat yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı-