Yazarlarımız
Trend

İflas Hukukuna Göre Yapılan Satışlarda Tebligat

İFLAS HUKUKUNA GÖRE YAPILAN SATIŞLARDA TEBLİGAT

  Ahmet Gökhan UYSAL

Bu yazımızda iflas masasına dahil bulunan ve satış kararı verilmiş taşınır veya taşınmaz mallara ilişkin satış ilanı tebliğinin zorunlu olup olmadığı, ihale fesih davasına konu olup olmayacağı, icra satışlarında uygulanan ve ihale feshe konu olan tebligatlara ilişkin İİK 127.madde  hükmünün iflas satışlarında uygulanıp uygulanmayacağı ve  hangi hükümlerin uygulanması gerektiği hususunda değerlendirmelere yer verilecektir.

İflas hukukunda taşınır ve taşınmaz satışları ile ilgili uygulama usulleri İİK 241,242,243,244.maddelerindedüzenlenmiştir.

Buna göre;

İİK 241.maddesinde “Masaya ait mallar iflas idaresi marifetiyle açık artırma yahut alacaklılar karar verirlerse pazarlık suretiyle satılır. Üzerlerinde rehin hakkı bulunan eşya ancak rehin sahibi alacaklıların da muvafakati halinde pazarlık suretiyle satılabilir. (Ek üçüncü fıkra: 28/2/2018-7101/12 md.) (Değişik üçüncü fıkra:9/6/2021-7327/2 md.) Ticari ve ekonomik bütünlük arz eden ya da bir bütün hâlinde satıldığı takdirde daha yüksek gelir elde edileceği anlaşılan mal ve haklar ile bu mal ve hakları bünyesinde bulunduran işletmeler bir bütün olarak satılır. Satışta işletmenin devamlılığı ve ekonomiye olan katkısı gözetilir. Bu hâlde taşınmazın paraya çevrilmesi hükümleri uygulanır. Bir bütün olarak satış gerçekleşmezse mal ve haklar ayrı ayrı satılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikte düzenlenir. “ denilmek suretiyle iflastaki satışlarda satış usullerinin neler olabileceğinin belirlendiği,

İİK 242.maddesinde “ Artırma ilanı ve hazırlık tedbirleri 126 ncı madde hükmü uyarınca yapılır. İpotek alacaklısına ilandan bir nüsha verilir ve kendisine tahmin edilen bedel bildirilir. “ denilmek suretiyle iflastaki taşınmaz satışlarında ilanın ve artırmanın usul ve şekillerinin neler olabileceğinin tespitinin yapıldığı,

İİK 243.maddesinde “ İflas idaresi tarafından artırma ile satılacak taşınır ve taşınmaz malların ihalesi 115 ve 129 uncu maddelerin 185 inci maddeye muhalif olmayan hükümlerine göre yapılır. Taşınır satışlarında 242 nci madde hükmü tatbik olunur. “ denilmek suretiyle İİK 115.maddesine göre iflastaki taşınır  satışlarında artırmanın usul ve şekillerinin neler olabileceği, İİK 129.maddesine göre de göre iflastaki taşınmaz  satışlarında artırmanın usul ve şekillerinin neler olabileceğinin irdelendiği ve bu maddelerin iflas masa mal varlığına dahil edilmiş rehinli ve ipotekli malların satış usulünü düzenleyen İİK 185.maddesindeki hükümlere muhalif olmayan maddelerin uygulanabileceğinden bahsedildiği,

İİK 244.maddesinde “ 111/b, 117, 118, 124, 125, 130, 131, (…)(2) 134 ve 135 inci maddeler burada da uygulanır.denilmek suretiyle iflastaki taşınmaz satışlarında artırma suretiyle yapılacak satışın şartlarının bahsedilen maddeler ışığında yapılması gerektiği açık net ve tereddüte meydan vermeyecek şekilde belirlenmiştir.

İİK 244.maddesinde bahsedilen maddeler ışığında iflas satışlarında uygulanması zorunlu usul ve esaslar aşağıda yazılmıştır.

1 – İİK 111/b maddesine göre Ek:24/11/2021-7343/13 md. ile yapılan değişiklikle İcra ve İflas hukukuna kazandırılan Elektronik ortamda açık artırma suretiyle satış iflas satışlarında da uygulanacaktır.

2 – İİK 117.maddesi ile Altın veya gümüş eşyaların satış usulü iflas satışlarında da uygulanacaktır.

3 – İİK 118.maddesinde ihale bedelinin ödenmesi ve malın teslimi usulünün iflasta uygulanması gerekmektedir.

4 – İİK 124.maddesinde taşınmaz satışlarında artırma şartlarını icra dairesinin taşınmazların bulunduğu yerin adetlerine göre en elverişli tarzda artırma şartlarını tespit eder hükmü ile İİK 125.maddesi gereğince de artırma şartlarının kapsamından bahsedilen maddeler de iflasta uygulanacaktır.

5 – İİK 130.maddesinde ihaleyi alan alıcının fesih davası açılmış olsa dahi ihale bedelini 7 gün içinde nakden ödemesinin zorunlu olduğu iflas satışlarında da gözetilmelidir.

6 – İİK 131.maddesinde ödeme müddeti içinde taşınmazın idaresi ile ayrıca İİK 132.maddesinde de taşınmaz üzerinde sonradan tesis edilen mükellefiyetlerin durumu hakkında ve ipotekli taşınmazların kiralanması durumunda ipotek hakkı bulunan kişinin haklarını düzenleyen hükmün iflas satışlarında da dikkate alınması gerekmektedir.

İİK 127.maddesi de aynen şu şekildedir: “ İlanın birer sureti borçluya ve alacaklıya ve taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan ilgililerinin tapuda kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine tebliğ olunur. Adresin tapuda kayıtlı olmaması hâlinde, varsa adres kayıt sistemindeki adresleri tebligat adresleri olarak kabul edilir. Bunların dışında ayrıca adres tahkiki yapılmaz, gazetede veya elektronik satış portalında yapılan satış ilanı tebligat yerine geçer.”

Yukarıda bahsettiğimiz iflas satışlarında dikkate edilmesi gereken tüm maddeler incelendiğinde ve 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun iflasta Artırma suretiyle satışın şartlarını düzenleyen 244.maddesinde hangi maddelerin iflas satışlarında uygulanacağı açık, net ve tartışmaya yer vermeyecek şekilde düzenlendiği, ilanın bir suretinin borçluya, alacaklıya ve taşınmazın kaydında bulunan tüm ilgililere tebliğini düzenleyen İİK 127.maddeye de herhangibir göndermede bulunulmadığı, buna göre İİK 127.maddesinin iflas hukuku bakımından uygulama alanının bulunmadığı açıktır.

Buna göre iflas hükümlerine göre satışta, satış ilanının İİK 127.maddesi gereğince ilgili sayılan hissedarlara tebliğinde de zorunluluk bulunmamaktadır.

Konu ile alakalı Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2018/1295 Esas, 2020/4316 sayılı 12/12/2020 tarihli kararında; Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, hacizlerdeki satış hakkındaki hükümlere yollama yapan İİK’nın 243 ve 244. maddelerde 127, 128 ve 128/a hükümlerine atıf yapılmadığından iflastaki satışlarda kıymet takdir raporu ve satış ilanının haciz alacaklılarına ve diğer ilgililere tebliğinin gerekmediği, bu nedenle tebliğ yapılmaması nedeniyle ihalenin fesih edilemeyeceği, sıra cetveline itiraz davasının sıra cetvelinin ilanından itibaren 15 gün içinde açılması gerektiği, ilanın 11.02.2016 tarihinde yapıldığı davanın ise 17.05.2016 tarihinde açıldığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı şikayetçi vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi tarafından, İİK’nın 243 maddesinin bu tür satışlarda aralarında satış ilanı tebliğinin de bulunduğu İİK’nın 127. maddesinin tatbik edilmeyeceğini zımni zikrettiği, maddede açıkça iflas idaresi tarafından taşınmaz malların ihalesinin 115 ve 129. maddelerin 185. Maddeye muhalif olmayan hükümlerine göre yapılacağının hükme bağlandığı, sonrasında kararın temyizi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi kararına ilişkin şikayetçi vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA “ karar verildiği görülmüştür.

Yine aynı konu ile alakalı Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2016/32687 Esas, 2017/195 sayılı 10/01/2017 tarihli kararında;

“Şikayetçi üçüncü kişilerin, satışı yapılan taşınmazda hissedar olduklarını ve satış ilanının kendilerine tebliğ edilmediğini ileri sürerek ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurdukları; mahkemece, iflas ile ilgili artırma suretiyle satışa ilişkin İİK’nun 244. maddesinde, ilgililere tebliği düzenleyen İİK’nun 127. maddesine yapılmış bir atıf olmadığından satış ilanının şikayetçilere tebliğinin gerekmediği, buna göre de şikayetin yedi günlük sürede yapılmadığı gerekçesiyle şikayetin süreden reddedildiği, kararın şikayetçiler tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce; şikayetçilere satış ilanı tebliğ edilmemiş olduğundan, İİK’nun 134/6. maddesi gereğince bildirilen ıttıla tarihine göre de şikayetin süresinde olduğu gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece Dairemizin bozma kararına karşı direnildiği görülmektedir. Somut olayda, şikayet konusu ihalenin iflas dosyasında İİK’nun 241. ve devamı maddeleri gereğince yapıldığı, aynı Kanun’un artırma suretiyle satışın şartları başlıklı 244. maddesinde, haciz yoluyla takipte uygulanan ihale ile ilgili hükümlere tahdidi (sınırlayıcı) olarak atıf yapıldığı, buna göre, haciz yoluyla takipte uygulanan, satış ilanının birer suretinin alacaklıya, borçluya ve taşınmazın tapu sicilinde kayıtlı bulunan ilgililerine tebliğ edilmesine ilişkin 127. maddesine atıf yapılmadığı anlaşılmıştır.

Hal böyle olunca, 30.01.2014 tarihinde gerçekleştirilen ihaleye ilişkin olarak 10.12.2014’te yapılan fesih talebinin, İİK’nun 134/2. maddesinde düzenlenen yedi günlük süreden sonra olduğu anlaşıldığından, mahkemece şikayetin süreden reddine dair verilen 22.7.2015 tarih ve 2014/791 Esas – 2015/511 Karar sayılı kararın onanması gerekirken Dairemizce maddi hataya dayalı olarak bozulduğu anlaşılmakla, mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. “ şeklinde hükme yer verilerek, buna göre de konu ile alakalı birden fazla Yargıtay ve BAM kararları ile yerleşik bir içtihadın oluştuğu anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak ;

İflasta taşınır ve taşınmaz satışlarında İİK 127.maddesi hükmü uygulanmaması gerekmekte olup, satış ilanınınborçluya, alacaklıya ve tapu kaydındaki tüm ilgililere (hissedarlar dahil) tebliğ zorunluluğu bulunmamaktadır.
Bunun tek istisnası olarak yukarıda bahsettiğimiz İİK 242.maddesinde “İpotek alacaklısına ilandan bir nüsha verilir ve kendisine tahmin edilen bedel bildirilir. “denilmek suretiyle sadece ipotek ve rehin alacaklısına ilanın bildirilmesinin yeterli olacağı yine de tebliğ edilme zorunluluğunun bulunmadığı, tebliğ imkansızlığı olsa dahi satış işlemine devam edilmesi gerektiği tarafımızca değerlendirilmektedir.
İflas satışlarında ve iflas idaresi veya iflas dairesinin kararı gereği yapılacak ve talimat usulü ile başka icra dairelerine yaptırılacak satışlarda da aynı hükümlerin uygulanması gerekmektedir.
Kaldı ki; İİK 193.maddesi gereğince iflas kararının kesinleşmesi ile borçlu aleyhinde haciz yoluyla açılmış tüm takipler de ( kamu hacizleri dahil) düşeceğinden İİK 127.maddesinde bahsedilen alacaklıların takyidattaki alacaklardan kaynaklı hacizleri dehükümsüz olacaktır.

Söz konusu paylaşımlarımız iflas hukukuna dair Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesi ışığında kendi yorum ve değerlendirmelerimiz olup, ilgili olan herkese yararlı olması dileğiyle.

Kaynaklar:

1) 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu ilgili maddeleri
2) Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2018/1295 Esas, 2020/4316 sayılı 12/12/2020 tarihli kararı
3) Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2016/32687 Esas, 2017/195 sayılı 10/01/2017 tarihli kararı
Başa dön tuşu