T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2023/1359
KARAR NO: 2023/8250
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 30.11.2022
NUMARASI : 2021/3538-2022/2729
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibinde şikayetçi alacaklı vekilinin, ihale konusu taşınmazın alacağa mahsuben haciz alacaklısına ihale edildiğini, ihale bedelinin yasal sürede yatırılmaması nedeniyle İİK’nın 133. maddesi gereği ikinci en yüksek teklif veren müvekkili alacaklı şirkete teklif edilmesi talebinin icra müdürlüğünce reddedildiğini ileri sürerek icra müdürlüğünün ret kararı kaldırılarak ihale konusu taşınmazın ikinci en yüksek teklif veren müvekkili alacaklı şirkete teklif edilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, şikayetçi alacaklı vekili tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği, kararın şikayetçi alacaklı vekili tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
30.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4949 sayılı Kanununun 38. maddesi ile değişik İİK’nın 134’üncü maddesinin beşinci fıkrasında “Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya 130’uncu maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadırlar…” düzenlemesi yer almaktadır. Anılan maddenin değişikliği öncesinde de kanunda açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte alacaklının, ihaleye girerek alacağına mahsuben borçluya ait bir taşınır/taşınmazı satın alabileceği konusunda hiçbir duraksama yoktur. Bu durumun gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay içtihatlarında (alacaklıları arttırmaya katılmaya teşvik etmek için) alacaklıya tanınmış olan bu hakkın hukuki niteliğinin teknik anlamda bir “takas” olmadığı (Postacıoğlu, İ. E.: İcra Hukuku Esasları, 1982, s.503; Aslan, R.: İcra-İflas Hukukunda İhale ve İhalenin Feshi, 1984, s: 215 ; Erturgut, M., age s. 125 ) ve bu durumda borçlar kanununda öngörülen “alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmesi”nin de söz konusu olmadığı görüşü benimsenmiştir (Arslan, R., age s. 215; Erturgut, M., age s. 125). Taşınmaz, yapılan artırma sonucu alacaklıya ihale edilmiş ise ve taşınmaz üzerinde kendisinden önce haczi bulunan ya da kendi alacağına göre rüçhanlı durumda bulunan bir alacaklı yok ise, alacaklı, borçludaki alacağını yatırmak zorunda olduğu ihale bedelinden mahsup edebilir. Zira burada kökeni Roma Hukukunda bulunan “kimseden daha sonra kendisine iade edilecek parayı peşin olarak ödemesi (yatırması) istenemez.” kuralı uyarınca “alıcı-alacaklının daha sonra kendisine iade edilecek parayı ödemekten kaçınması” durumu söz konusudur (Postacıoğlı, İ.E., a.g.e. s. 503; Erturgut, M., a.g.e.s: 125). Ancak ihale bedeli, alıcı alacaklının alacağından fazla ise bu durumda aradaki farkın ödeme süresi içerisinde icra dosyasına ödenmesi gerekecektir (Erturgut, M., age s.125,dn.277). Alacaklının alacağının kesinleşmiş olması yeterli olup alacağının satış gerçekleştirilen dosyada olması şart değildir. Alacaklı başka takip dosyalarındaki alacağını da kesinleşmiş olması şartıyla ihale bedelinden mahsup yapabilecektir (Uyar, T.: İcra Hukukunda İhale ve İhalenin Bozulması, 2. Baskı, Manisa 1988, s. 453, 454; Aslan, R, age s. 214 vd.).
Öte yandan taşınmazı alacağına mahsuben ihale ile alan alacaklının haciz veya ipotek alacağından önce gelen satışa çıkartılan taşınmaz (veya taşınır) üzerinde haciz veya ipotek olması hâlinde ileride sıra cetveli yapılması gerekeceğinden alacaklının alacağının ihale bedelini karşılayıp karşılamadığı saptanarak bir başka ifade ile alacaklı aleyhine ihale bedel farkı doğduğu tespit edilerek, alıcıdan önce haciz veya ipotek kaydının bulunup bulunmadığı, eğer alacaklı alıcıdan önce konulmuş olan haciz veya ipotek bulunması hâlinde üçüncü kişilerin alacak miktarlarının da belirlenmesi gerektiği dahi belirlenmeden alacaklı alıcıya muhtıra çıkartılamayacağı da tartışmasızdır.(HGK17.01.2019-2017/12-732 E. 2019/14 K.)
Bu genel açıklamaların ışığında somut olaya gelince;Antalya Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünün 2020/727 Esas sayılı dosyasından yapılan 24.08.2021 tarihli ihalede taşınmazın, Antalya 2. İcra Müdürlüğünün 2017/6171 Esas sayılı takip dosyası alacaklısı G.Y. alacağa mahsuben 3.510.000,00 TL bedelle ihale edildiği, ihale tutanağında icra müdürlüğünce alacaklıya bedelin yatırılması için bir süre verilmediği, taşınmazın satışına karar verilen Antalya 1. İcra Müdürlüğünün 2017/2157 Esas sayılı takip dosyası alacaklısı şikayetçi vekilinin ihale bedelinin yasal sürede yatırılmaması nedeniyle İİK’nın 133. maddesinin uygulanması ve taşınmazın en yüksek ikinci teklif veren müvekkili alacaklı şirkete teklif edilmesi talebinin, icra müdürlüğünün şikayete konu 06.09.2021 tarihli kararı ile ihale alıcısının haciz alacaklısı olduğu, ilgili icra dairesinden sıra cetvelinin yapılmasının istendiği, sıra cetveli yapılıp kesinleştirilmeden ihale alıcısının alacağına mahsup edilecek miktarın belirlenmesinin hukuken mümkün olmadığı, şayet sıra cetveli sonucunda varsa yatırması gereken ihale bedeli için 10 gün süre verilerek yatırılmaması halinde İİK’nın 133. maddesinin uygulanabileceği gerekçesi ise alacaklı vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Antalya 1. İcra Müdürlüğünün 2017/2157 Esas sayılı takip dosyasında 02.02.2022 tarihinde düzenlenen sıra cetvelinde 6. sırada bulunan Antalya 2. İcra Müdürlüğünün 2017/6171 Esas sayılı takip dosyası alacaklısı G.Y. alacağının 1.803.762,00 TL olduğu, ihale bedelinin haciz alacaklısının alacağından fazla olduğu görülmekle aradaki farkın ödeme süresi içerisinde icra dosyasına ödenmesi gerekecektir. Bu durumda, ihale bedeli ile ihaleyi alacağa mahsuben alan haciz alacaklısının takip dosyasındaki alacak miktarı arasındaki fark için ihale alıcısına icra müdürlüğünce düzenlenecek muhtıra çıkarılması gerekir, geri kalan miktar için ise, düzenlenmiş sıra cetvelinin kesinleşmesi beklenir. Muhtıra ile verilen sürede aradaki farkın icra dosyasına ödenmemesi halinde İİK’nın 133. maddesi gereği taşınmaz ikinci en yüksek teklif veren şikayetçi alacaklıya teklif edilir.
O halde; İlk Derece Mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe ile şikayetin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile; yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 30.11.2022 tarih ve 2021/3538 E. – 2022/2729 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, Antalya 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 15.09.2021 tarih ve 2021/562 E. – 2021/287 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.