Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

ihalenin feshini isteyenin borçlu konumunda olduğu, takip dosyasında yer alan ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin, borçlunun yurt dışı adresi olduğu ve takip dosyasında ihalenin feshini isteyen borçlu tarafından kabul edilen bir yurt içi adresi bulunmadığı anlaşıldığından, yasanın aradığı anlamda ihalenin feshini isteyen borçludan, yurt içinde adres bildirme şartı aranmalıdır. İ

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2023/4265
KARAR NO: 2023/7028
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 16/03/2023
NUMARASI : 2023/288-2023/529
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlunun ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin esası incelenerek reddine karar verildiği, borçlunun istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; mahkemece tespit edilen değerin ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İİK’nın 134/2. maddesinde “ihalenin feshini, Borçlar Kanunu’nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler, yurt içinde bir adres göstermek koşulu ile icra mahkemesinde şikayet yoluyla ihale tarihinden itibaren 7 gün içinde isteyebilirler” hükmüne yer verilmiştir.
Davacı asilin kendisini vekille temsil ettirmesi halinde dahi anılan maddede belirtilen bu koşulun yerine getirilmesi gereklidir. Zira vekilin vekaletten çekilmesi ihtimali gerçekleştiğinde davacı asile yapılacak tebligatlar için ve işin sürüncemede kalmamasını amaçlayan “yurt içinde adres gösterme koşulu” yerine getirilmelidir.
İİK’nın 134/2. maddesindeki bu düzenlemenin hükümet gerekçesine bakıldığında “ihaleye iştirak edenlerin şikayet yoluyla ihalenin feshini isteyebilmeleri için yurt içinde adres göstermeleri zorunluluğu getirmek suretiyle kötü niyetli isteklilerin önüne geçilmesinin amaçlandığı” belirtilmiştir. Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarına göre de yurt içinde adres gösterme koşulu ihalenin feshini isteyen üçüncü kişiler için olduğu kabul edilmekte olup takip dosyasında adresi mevcut olan alacaklı ve borçlu için anılan şart aranmamaktadır.  Ancak, bu durum, takip dosyasında yurt içinde bir adresin mevcut olması ve ihalenin feshi istemine ilişkin başvuru dilekçesinde hiç adres gösterilmemesi hali içindir. Borçlu veya alacaklı şikayet dilekçesinde, yurt dışında bir adres göstermişse, bu durum açıkça anılan maddedeki “yurt içinde adres gösterme” zorunluluğuna aykırılık teşkil edecektir.
Somut olayda, ihalenin feshini isteyenin borçlu konumunda olduğu, takip dosyasında yer alan ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin, borçlunun yurt dışı adresi olduğu ve takip dosyasında ihalenin feshini isteyen borçlu tarafından kabul edilen bir yurt içi adresi bulunmadığı anlaşıldığından, yasanın aradığı anlamda ihalenin feshini isteyen borçludan, yurt içinde adres bildirme şartı aranmalıdır. İhalenin feshi istemine ilişkin şikayet dilekçesinde borçlunun yurt dışındaki adresinin gösterildiği, şikayet dilekçesi ekindeki vekaletnamede de aynı adresin yer aldığı görülmüştür.
Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince, İİK’nın 134/2. maddesindeki koşulu taşımayan dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 16/03/2023 tarihli ve 2023/288 E. – 2023/529 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02.11.2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Exit mobile version