Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi D. Dilek tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi, ihale ile satılan borçluya ait hacizli taşınmaz hissesini ihale alıcısından satın aldığını, işgal eden 3. kişinin taşınmazdan tahliye edilmesi talebinin icra müdürlüğünce tahliyesi istenen yerin hisseli olması nedeniyle neresi olduğunun fiilen tespitinin mümkün olmadığı gerekçesi ile reddedildiğini ileri sürerek söz konusu icra müdürlük işleminin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince, şikayetin reddine karar verildiği, şikayetçi tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, taşınmazın paylı mülkiyete konu olduğu gözetilerek, paylı mülkiyette payın taşınmazın hangi bölümüne isabet ettiği belli olmadığı gerekçesi ile istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
İİK.nun 135/2.madde hükmü gereğince “taşınmaz borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akde dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekte ise on beş gün içinde tahliyesi için borçluya ve işgal edene bir tahliye emri tebliğ edilir. Bu müddet içinde tahliye edilmezse zorla çıkarılıp taşınmaz alıcıya teslim olunur” hükmünü içermektedir.
Anılan hükme göre taşınmaz, borçlu ya da bir üçüncü kişi tarafından işgal edilmekte ise (ihalenin kesinleşmesi üzerine) alıcı, icra dairesinden, borçlunun ya da üçüncü kişinin taşınmazdan çıkarılmasını isteyebilir. Alıcı, taşınmazı ihaleden sonra bir başkasına devrederse, birinci alıcının haklarına halef olan bu ikinci alıcı, 135/II hükmüne göre taşınmazın tahliyesini isteyebilir (Prof.Dr. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuk El Kitabı, s.578).Alıcının talebi üzerine icra müdürü, İİK. nun 135.maddesindeki koşulların mevcut olması halinde, bu madde uyarınca taşınmazı işgal eden borçlu ya da üçüncü kişiye tahliye emri göndermek zorundadır. İcra müdürlüğünün bu hususta bir takdir hakkı bulunmayıp tahliye emrinin gönderilmesi zorunludur. Taşınmazın paylı mülkiyete konu olduğu, bir diğer ifade ile tahliyesinin istenemeyeceği iddiası, kendisine tahliye emri tebliğ edilen borçlu ya da üçüncü kişinin tebliğ tarihinden itibaren İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurmaları halinde, burada değerlendirilecek bir husus olup, icra müdürünce re’sen nazara alınamaz. O halde; ilk derece mahkemesince, şikayetin kabulü ile icra müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçinin temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 08.04.2021 tarih ve 2020/1742 E. – 2021/1179 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 27.1.2020 tarih ve 2019/1530 E. – 2020/85 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 21/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
12. HD. 21.12.2021 T. E: 6230, K: 11682