İhtiyati haciz kapsamında, ihtiyati hacizlerin fekki ve teminat mektubunun iadesi talebi nedeniyle tahsil harcının alınmasının mümkün olmadığı- İcra takibine başlanmış ise de henüz icra takibi kesinleşmemiş olup, ihtiyati haciz icra-i hacze dönüşmediğinden, ihtiyati hacizlerin fekki ve teminat mektubunun iadesi sırasında tahsil harcı alınamayacağı-
Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi A. G.eç tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ihtiyati haciz kararı ile birlikte 18.02.2020 tarihinde takibe başlandığını ve aynı gün ihtiyati hacizlerin uygulandığını, ödeme emri tebliğ edilmeden 19.02.2020 tarihinde borca itiraz edildiğini, aynı tarihte icra mahkemesinden teminat karşılığında ihtiyati hacizlerin kaldırılmasının talep edildiği, mahkemece talebin kabulü üzerine takip dosyasına teminat mektubu sunulduğunu, alacaklı vekilinin 20.03.2020 tarihli talebi ile ihtiyati haczi taleplerinden feragat edilmesi nedeni ile tüm ihtiyati hacizlerin kaldırılmasının ve teminat mektubunun borçluya iadesine karar verilmesinin talep edildiği, icra müdürlüğünce hacizlerin kaldırılması talebinin haricen tahsile karine teşkil edeceği gerekçesi ile tahsil harcı ödenmesi halinde talep gibi işlem yapılmasına karar verildiğini, ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmediğini, dosyada tahsil ve infazın da olmadığını ileri sürerek 20.03.2020 tarihli müdürlük kararının iptalinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince, şikayetin reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
Tahsil harcı, konusu para olan veya parayla değerlendirilebilen icra takiplerinde, takip dosyasına yapılan ödemeler nedeniyle alınan nispi bir harç türüdür.
İİK’nun 264/son maddesi; “Borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı icra mahkemesince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden icrai hacze inkılabeder” hükmünü içermektedir.
İhtiyati haciz ise; İİK’nun 257. ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenmiş olup; “rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan, mal kaçıran borçlular için vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından” borçlunun mallarının ve haklarının üzerine konulan tedbir niteliğinde bir işlemdir. İİK’nun 264. maddesindeki “ihtiyati haczi yaptıran alacaklının 7 gün içerisinde takip talebinde bulunması veya dava açması zorunluluğunu içeren” hükümden de anlaşılacağı üzere, ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı hukuki düzenlemeler olup ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle, ihtiyati haciz icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK’nun 389. ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlemdir. Bu nedenle ihtiyati hacze binaen yapılan işlemlerin icra takip işlemi ile aynı sonuçları doğurmadığının kabulü gerekir. Dolayısıyla, tahsil harcı, ancak icra takibi sırasında, takip dosyasına münhasıran yapılan ödemelerden kesilen bir harç olup, takip kesinleşmediği müddetçe ihtiyati haciz, icrai hacze dönüşmeyeceğinden ve dolayısıyla bu durumda ihtiyati haciz icra takip işlemi sonucunu doğurmayacağından ihtiyati haciz kapsamında, ihtiyati hacizlerin fekki ve teminat mektubunun iadesi talebi nedeniyle tahsil harcının alınması mümkün değildir.
Somut olayda, icra takibine başlanmış ise de henüz icra takibi kesinleşmemiş olup, ihtiyati haciz icra-i hacze dönüşmediğinden, ihtiyati hacizlerin fekki ve teminat mektubunun iadesi sırasında tahsil harcı alınamaz.
O halde, ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 01.12.2021 tarih ve 2020/1821 E. – 2021/2273 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), Eskişehir 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 02.10.2020 tarih ve 2020/203 E. – 2020/390 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 29/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi verildi.
12. HD. 29.06.2022 T. E: 1389, K: 7989