Bölge Adliye Mah. Kararlarıİhtiyati Haciz

İhtiyati tedbirin verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nun 393/1. maddesine göre, tedbirin verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde, verilen tedbirin uygulanmasının talep edilmesinin zorunlu olduğu-

İhtiyati tedbirin verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nun 393/1. maddesine göre, tedbirin verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde, verilen tedbirin uygulanmasının talep edilmesinin zorunlu olduğu- Mahkemece 17/02/2020 tarihinde tedbir verildiğine ve bir haftalık yasal süre 24/02/2020 tarihinde dolduğuna ve talepçi vekilince de, anılan yasal sürede tedbirin uygulanması istenmediğine göre, HMK’nun 393/1. maddesi uyarınca tedbirin kendiliğinden mürtefi olduğu- Bu durumda ortada itiraz edilecek bir tedbir kararı dahi bulunmadığı- Bir an için talepçi vekilinin 24/02/2020 tarihli dilekçesi tedbir kararındaki takdir edilen teminata ilişkin itiraz dilekçesi olarak değerlendirildiğinde de, bu kez itiraz üzerine mahkemece verilen bir karar olmaması hali gündeme geleceğinden, HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ortada istinafa tabi bir kararın bulunmadığı-

İhtiyati tedbir isteminin teminatla kabulüne ilişkin ara kararın ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.

TALEP: İhtiyati tedbir isteyen vekili dilekçesiyle, İstanbul …. İcra dairesinin … E sayılı dosyasıyla müvekkiline karşı 14/11/2003 tanzim ve 10/09/2019 vade tarihli 21.000.000 USD bedelli senede dayalı olarak 21.236.954.79 USD karşılığı 126.814.351,83 TL alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığı ancak senetteki keşideci imzasının şirket yetkilisine ait olmadığı, savcılığa suç duyurusunda da bulunulduğu ve soruşturmanın devam ettiği, HMK 209 maddesinde , senetteki imzanın inkar edilmesi halinde hiç bir işleme esas alınamayacağının belirtildiği, menfi tespit davası açmak için arabuluculuk sürecinin yürütülmesinde geçecek zamanda telafisi imkansız zararın ortaya çıkma ihtimalinin bulunduğu, bu nedenle dava açılmadan tedbir talebinde bulunulduğu ileri sürülerek HMK 209 ve HMK 389 maddeleri gereğince anılan icra takibinin teminatsız durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, HMK 209 ve HMK 398 maddelerine dayalı olarak talep edilen tedbir istemi İİK 72/3 maddesi kapsamında kabul edilmiş ve i% 15 teminat karşılığında icra dosyasına yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir verilmiştir.Bu karar, tedbir isteyen vekili tarafından istinaf edilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Tedbir isteyen vekili dilekçesiyle, İİK 72/3 maddesine göre % 15 teminat karşılığında icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbirin müvekkilinin mağduriyetini gidermeyeceği, tanzim tarihinden 16 yıl sonrasına ilişkin vade içeren, senet lehtarının müvekkili şirket yetkilisinin annesi, ciro ile senedi iktisap eden takip alacaklısının da kız kardeşi olduğu ve imzası inkar edilen ve sahte olan senedin takibe konulması nedeniyle HMK 209 ve 389 maddesi koşullarının oluştuğu halde İİK 72/3 göre tedbir verilmesinin yasaya aykırı olduğu, senedin tanzim edildiği tarihe göre şirketin mal varlığının çok üzerindeki bir bedelle senet düzenlenmesinin mümkün bulunmadığı, müvekkilinin senet lehtarına bir borcu olmayıp aksine alacaklı olduğu ileri sürülerek ilk derece mahkemesince verilen tedbire ilişkin kararın kaldırılmasına ve HMK 389 ve 209 maddelerine göre ihtiyati tedbir verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇEH.M.K. 341/1.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinin nihai kararları ile ihtiyati tedbir talebinin reddine ve bu taleplerin kabulü halinde ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir.H.M.K. 396. maddesi “Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir. İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” şeklindedir.Somut olayda ihtiyati tedbir istemi, HMK 209 ve 389 maddelerine göre olmasa da, İİK 72/3 maddesine göre kabul edilmiş ve bir tedbir kararı verilmiştir.
İhtiyati tedbirin verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK 393/1 maddesine göre, tedbirin verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde, verilen tedbirin uygulanmasının talep edilmesi zorunludur. Mahkemece 17/02/2020 tarihinde tedbir verildiğine ve bir haftalık yasal süre 24/02/2020 tarihinde dolduğuna ve talepçi vekilince de, anılan yasal sürede tedbirin uygulanması istenmediğine göre HMK 393/1 maddesi uyarınca tedbir kendiliğinden mürtefi olmuştur. Bu durumda ortada itiraz edilecek bir tedbir kararı dahi bulunmamaktadır. Bir an için talepçi vekilinin 24/02/2020 tarihli dilekçesi tedbir kararındaki takdir edilen teminata ilişkin itiraz dilekçesi olarak değerlendirildiğinde de, bu kez itiraz üzerine mahkemece verilen bir karar olmaması hali gündeme gelmektedir. O halde, HMK 341/1 maddesi uyarınca ortada istinafa tabi bir karar bulunmamaktadır. Bu itibarla, istinaf başvurusunun usulden reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-İhtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 352 maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE ,2-İhtiyati tedbir talep eden tarafından yatırılan 54,40 TL peşin istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine, 3-İhtiyati tedbir talep eden tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K. 362(1)-f maddesi uyarınca oy birliği ile KESİN olmak üzere karar verildi.18/11/2020

İSTANBUL BAM. 43. HD. 18.11.2020 T. E: 1900, K: 310

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu