İİK’ nın 62. maddesinden kanun koyucunun borca tamamen itiraz halinde aradığı tek unsurun, borçlunun borca itiraz etme yönündeki iradesini ortaya koyması olduğu; maddi hata yaparak borca itiraz dilekçesi yerine gönderilen dilekçenin UYAP sisteminden borçlu şirkete ait vekaletname ile birlikte, borca itiraz süresi içerisinde, borca itiraz talebi adı altında gönderilen, dosyaya yanlış bir dilekçe halinde sunulan itiraz dilekçesinin maddi hatadan kaynaklanması nedeniyle doğru dilekçenin esas alınması gerekeceği-
I. DAVA
Şikayetçi borçlu vekili dava dilekçesinde; müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkiline 15.12.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, itiraz süresi içerisinde 16.12.2020 tarihinde 7905952183 iş emir numarası ile icra takibine itiraz ettiklerini, ancak icra dosyasına söz konusu itiraz dilekçesi gönderilirken sehven dilekçe içerisindeki isim benzerliği nedeniyle farklı bir dilekçe gönderdiklerini, söz konusu husus fark edildiği anda durumun ayrıntılı olarak icra müdürlüğüne izah edilerek takibin müvekkili şirket yönünden durdurulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, icra müdürlüğü tarafından taleplerinin 11.03.2021 tarihli karar ile usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini ,icra müdürlüğüne süresi içerisinde vekaletname ile birlikte borca itiraz talebi altında dilekçe gönderildiğini ancak itiraz dilekçesi yerine hata yapılarak sehven başka bir dilekçe gönderilmesinin maddi hata olduğunu iddia ederek icra müdürlüğünce verilen 11.03.2021 tarihli kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; ödeme emirinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılmış olan itiraz icra takibini durduracak olsa da itiraz dilekçesinin içeriğinden de anlaşılacağı üzere takip konusu borca itiraz için 16.12.2020 tarihinde gönderilen dilekçede asıl borçla herhangi bir ilgisi olmayan ve asıl borcun tamamına yada bir kısmına itiraz edildiği iradesinin anlaşılamadığı bir dilekçeyle yapılan itirazın takibi durdurmasının mümkün olmadığını iddia ederek şikayetin reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyuşmazlığın, Uyap sisteminde ilgili icra dosyasına dilekçe gönderirken borca itiraz başlığının seçilmesinin davacının borca itiraz iradesini açıklamış olduğunun kabul edilip edilmeyeceği noktasında toplandığı, somut olayda takip dosyasına gönderilen borca itiraz dilekçesi başlığı altında başka bir takip dosyası ile ilgili olan beyan dilekçesinin gönderildiği, davacının borca itiraz iradesini içeren dilekçeyi sehven başka bir dosyaya sunması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, Uyap sisteminde borca itiraz sekmesinin seçilmesinin kanunun bahsettiği anlamda itiraz iradesinin ortaya konulması amacına hizmet etmediği, beyan dilekçesinin içeriğinin önemli olduğu, süresi içerisinde gönderilmeyen dilekçeye dayanılarak sadece UYAP sisteminde borca itiraz başlığının seçildiğinden bahisle takibin durdurulmasının kanunun amacına aykırı olacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Borçlu vekili istinaf dilekçesinde: Borca itiraz süresi içerisinde müvekkili şirkete ait vekaletname ile birlikte, borca itiraz dilekçesi başlığı seçilerek itiraz edildiği ancak borca itiraz dilekçesi yerine maddi hata yapılarak farklı bir dilekçe gönderildiği, şikayete konu icra dosyasına yanlış dilekçenin sunulduğunun ancak müvekkili şirket aleyhine haciz işlemi yapılması ile anlaşıldığını, İİK’nın 62. maddesinden kanun koyucunun borca tamamen itiraz halinde aradığı tek unsurun, borçlunun borca itiraz etme yönündeki iradesini ortaya koyması olduğunun anlaşıldığını, maddi hata yaparak borca itiraz dilekçesi yerine gönderilen dilekçenin uyap sisteminden müvekkili şirkete ait vekaletname ile birlikte, borca itiraz süresi içerisinde, borca itiraz talebi adı altında gönderildiğini, dosyaya yanlış bir dilekçenin sunulduğunu, bu durumun maddi hatadan kaynaklandığını ve doğru dilekçenin esas alınması gerektiğini iddia etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İİK’nın 62/1. maddesinde “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur.” düzenlemesinin yer aldığı, somut olayda borçlu vekili tarafından UYAP Avukat Portal üzerinden takip dosyasına “borca itiraz dilekçesi” başlığı altında başka bir takip dosyası ile ilgili beyan dilekçesi gönderildiği, dilekçe içeriğinin şikayete konu takip dosyası ile ilgili olmadığından bunun itiraz dilekçesi olarak kabulünün mümkün olmadığı, ilgisiz bir dilekçenin Uyap sisteminde borca itiraz sekmesi seçilerek takip dosyasına gönderilmesinin takibe itiraz iradesinin ortaya konulması şeklinde yorumlanamayacağı gerekçesi ile borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Borçlu vekili temyiz dilekçesinde; önceki beyanlarını tekrarlayarak İİK’nın 62. maddesinden kanun koyucunun borca tamamen itiraz halinde aradığı tek unsurun, borçlunun borca itiraz etme yönündeki iradesini ortaya koyması olduğunun anlaşıldığını, maddi hata yaparak borca itiraz dilekçesi yerine gönderilen dilekçenin uyap sisteminden müvekkili şirkete ait vekaletname ile birlikte, borca itiraz süresi içerisinde, borca itiraz talebi adı altında gönderildiğini, dosyaya yanlış bir dilekçenin sunulduğunu, bu durumun maddi hatadan kaynaklandığını ve doğru dilekçenin esas alınması gerektiğini iddia etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra memur muamelesinin şikayetine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, …
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlu temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
12. HD. 04.04.2023 T. E: 2022/9750, K: 2305