T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1200
KARAR NO : 2020/350
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15.02.2019
NUMARASI : 2019/83 Esas 2019/141 Karar
DAVANIN KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)
KARAR TARİHİ : 12.02.2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.02.2020
Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK’nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında yürütülen kira alacağı takibine itiraz üzerine İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesince itirazın iptaline ve tahliyeye karar verildiğini, İİK.’nun 269/c maddesinde belirtilen süre dolmadan ilamın infaz edildiğini, ayrıca 12/09/2018 tarih ve 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi gereğince takip konusu alacağın belirlenmesi gerekirken, yabancı para cinsinden kira alacağının fiili ödeme günündeki kurdan belirlenmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek, memur işleminin iptalini istemiştir.
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; “… davaya konu tahliye kararının tarihi 11/12/2018 olup, davalı vekilinin yüzüne karşı verildiği görülmüş olup, Y.12.H.D.’nin 2014/4609-7824 E.K.sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; “… Kararın borçlunun (yokluğunda) verilmesi nedeniyle tahliye işlemi, gerekçeli kararın borçluya tebliği tarihinden itibaren İİK.’nun 269/c madde son fıkrasında belirtilen müddetin …” karar borçlu vekilinin yüzüne karşı verildiğinden, karar ve tahliye tarihine göre şikayet yerinde değildir. Alacağın (85) sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi gereğince TL’ye uyarlanmadığı itirazı ise; alacağın yargılama konusu olması, yargı kararı bulunmaması nedeniyle yerinde görülmemiştir…” şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; İİK 269/c maddesi uyarınca tahliye için kararın borçluya tefhimi veya tebliğ tarihinden itibaren on gün geçmesi gerektiğini, tahliye davası sonunda kiralananın tahliyesine hükmedilse de alacaklı tarafından tahliyenin hemen gerçekleştirilemeyeceğini, kararın kesinleşmesi gerekmese de tahliyenin gerçekleştirilebilmesi için tahliye kararının borçluya tefhim veya tebliğinden itibaren on gün geçmesinin yasal zorunluluk olup, bu sürenin geçmesinden sonra cebri icra yolu ile tahliye yapılabileceğini, müvekkilinin tahliye kararının verildiği duruşmada hazır olmadığını, İİK 269/c bendinde tahliye için borçluya verilmesi gereken sürenin icra mahkemelerince verilen tahliye kararı için olduğunu, icra mahkemelerinde istinaf süresinin on gün olmasından kaynaklandığını, bu sürenin sulh hukuk mahkemelerince verilen tahliye kararlarında iki hafta olarak uygulanması gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istediğini bildirmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine, örnek no:13 tebliğ edilmek sureti ile ilamsız icra takibi yapılmış, borçluya 24.11.2017 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine 30.11.2017 tarihinde borca itiraz edilmiş, alacaklı tarafından İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesinin 11.12.2018 tarih, 2018/51 esas 2018/1112 karar sayılı ilamı ile itirazın iptali davası açılarak tahliye ve borca itirazın kısmen iptaline dair hüküm alınmış, karar davalı vekilinin yüzüne karşı verilmiş, 09.01.2019 tarihli talep ile tahliye işleminin yapılması istenilmiş, 11.01.2019 tarihinde tahliye işlemi için gidilmiş, 23.01.2019 tarihinde açılan dava ile 11.01.2019 tarihli tahliye işleminin iptali, anahtarın taraflarına teslimi, kapak hesabının yeniden yapılması istenilmiş, mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir.
Davacı tahliye işlemi yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; alacaklı Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak itirazın iptalini ve borçlunun temerrüdü nedeniyle tahliyesini talep etmiş ve mahkemece istem doğrultusunda itirazın iptaline ve tahliyeye karar verilmiştir. Alacaklı bu ilamı ibraz ederek takibe devam edilmesini istemiş ve tahliye gerçekleştirilmiştir.
Alacaklı İİK.nun 269 ve devamı maddeleri uyarınca icra mahkemesine başvurup tahliye kararı alması gerekirken, bu yolu tercih etmeyip sulh hukuk mahkemesine dava açarak aldığı tahliye kararına dayanarak takibe devam edilmesini istemiştir. İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün 2017/38247 sayılı dosyasında icra takibinin sürdürülebilmesi için İİK.nun 269/a m. uyarınca icra mahkemesinden karar alması zorunludur. Sulh Hukuk Mahkemesinden almış olduğu tahliye kararına dayanarak bu dosyada takibi sürdürmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır (Yargıtay 12. H.D. 19.09.2006 T. 2006/15021 E. 2006/16723 K.; 14.10.2008 T. 2008/13801 E. 2008/17341 K.). Bu nedenlerle ve şikayetin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi yerinde olmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile HMK’nun 353- (1) b) 2) maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, HMK’nun 353- (1) b) 2) maddesi gereğince İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi 2019/83 Esas 2019/141 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA; yeniden esas hakkında;
-Şikayetin kısmen kabulü ile, tahliye işleminin iptaline, fazlaya ilişkin şikayetin reddine,
2- İlk derece yargılaması nedeniyle;
-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubuna, bakiye 10,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Şikayetin kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş olması nedeni ile;
Hüküm tarihinde geçerli AAÜT gereğince davacı lehine 700,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Hüküm tarihinde geçerli AAÜT gereğince davalı lehine 700,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan 71,20 TL ilk dava masrafı, 18,50 TL tebligat ücreti olmak üzere toplam 89,70 TL yargılama giderinin, kabul olunan talep kısmı üzerinden hesaplanan ve taktir olunan 44,85 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
-Sarf edilmeyen gider avansı artığının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle;
-Alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 10,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 165,70 TL harç, 04,50 TL tebligat ve 66,65 TL dosya gidiş-dönüş ücreti toplamı 236,85 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
-Sarf edilmeyen istinaf gider avansı artığının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere neticesinde, H.M.K’nun 361/1. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12.02.2020
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2020/7258
KARAR NO: 2021/2893
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 12/02/2020-07/09/2020 (Ek Karar)
NUMARASI : 2019/1200-2020/350
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nin 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 59,30 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 15/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.