T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2023/7039
KARAR NO: 2024/843
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 11.07.2023
NUMARASI : 2022/1222-2023/1638
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/3. kişi/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından asıl kredi borçlusu ve ipotek veren taşınmaz malikleri hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı icra takibinde, ipotek veren taşınmaz maliki borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; sair şikayetleri ile birlikte faiz miktarı ve faiz oranına itirazda bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verildiği, borçlu tarafından karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince; borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
İİK’nın 150/ı maddesi uyarınca; krediyi kullandıran tarafça, noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine gönderilen hesap özetine, borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde ihtardaki borç miktarı kesinleşir. Ancak böyle bir durumda borçlu, ihtarnamede kesinleşen borç miktarına takip tarihine kadar işletilen faiz miktarına ve faiz oranına itiraz edebilir.Somut olayda, İİK’nın 150/ı maddesine uygun şekilde asıl borçlu ve şikayetçi ipotek veren adına çıkarılan hesap kat ihtarına asıl borçlu tarafından itiraz edilmediği anlaşılmaktadır.Bu durumda, İİK’nın 150/ı maddesi gereğince hesap kat ihtarnamesindeki miktar kesinleşmekle ipotek veren taşınmaz maliki borçlu alacak miktarına yönelik iddialarını icra mahkemesinde ileri süremez ise de İİK’nın 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun’un 33/1-2. maddesine göre itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep edebileceği gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığını ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarını, ayrıca işleyecek faiz oranını şikayet konusu yapabilir.
O halde, mahkemece, takipte talep edilebilecek işlemiş faiz miktarı ve işleyecek faiz oranı hakkında, takibe dayanak yapılan kredi sözleşmesi, ipotek akit tablosu ve hesap kat ihtarı da dikkate alınarak, Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alındıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus hakkında bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 11.07.2023 tarihli ve 2022/1222 E. 2023/1638 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), Büyükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 11.01.2022 tarihli ve 2021/987 E. 2022/31 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.