T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1454
KARAR NO : 2023/925
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA 1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2022
NUMARASI : 2022/13 E.- 2022/303 K.
DAVANIN KONUSU : İcra Emrinin ve Takibin İptali
KARAR TARİHİ : 06/04/2023
G.KARARIN Y. TARİHİ : 02/05/2023
İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Alacaklı bankanın 27.12.2021 tarihinde, borçlu müvekkili aleyhine, Manisa 1. İcra Dairesi’nin 2021/9397 esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlattığını, krediyi kullandıran bankanın, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmemiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese ihtar göndermesi gerektiğini, söz konusu bilgileri içerir, ayrıntılı bir kat ihtarnamesinin borçlu müvekkiline gönderilmediğini, borçlu müvekkiline Beyoğlu 48 .Noterliği’nin 01.11.2021 tarih ve 95282 yevmiyeli muacceliyet ihtarnamesinin gönderildiğini, ipoteğin paraya çevrileceği hususuna dair bir ibarenin gönderilen ihtarnamede bulunmadığını, alacaklı bankanın, usulüne uygun hesap kat ihtarı göndermemesi sebebiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yoluna başvurmasının mümkün olmadığını, ancak ilamsız takip yapabileceğinin yasada hüküm altına alındığını, ayrıca, alacaklının, icra takibine konu ettiği anaparaya uygulanan %18,75 oranlı faize itiraz ettiklerini, borçlu müvekkili tarafından imzalanan kredi sözleşmesinde, akdi faiz oranının yıllık 14,42 olduğunu, anaparaya, sözleşme hükümlerine aykırı olarak, yıllık % 18,75 faiz uygulanmasının da yasaya aykırı olduğunu, alacaklı bankanın, takip tarihine kadar olan sürede, akdi faiz uygulaması gerekirken, temerrüt faizi uyguladığını, yasaya uygun şekilde hesap kat şartını gerçekleştirmemiş bankanın bir de akdi faiz yerine temerrüt faizi uygulayarak yasaya aykırı davranmış olması sebebiyle gönderilmiş ödeme emrinin iptal edilmesi gerektiğini, faiz oranına, işlemiş faize ve fer’ilerine de itiraz ettiğini belirterek icranın geri bırakılmasına, icra takibinin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı borçlu B.C.’ya müvekkili olan banka tarafından hangi taksitlerin ödenmediği ve tutarları bildirilerek borcun ödenmesi aksi takdirde tüm borcun yeniden bildirilmemek suretiyle bu rakam üzerinden yasal yollara başvurulacağına ilişkin ihtarname gönderildiğini, davacı borçlu tarafından bu ihtarnameye itiraz edilmediğini, davacı tarafın müvekkili bankanın ayrıntılı ihtarname göndermemesi ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılacağının bildirilmediği sebebiyle takibin başlatılamayacağını ve ilamsız olarak açılması gerektiğini savunduğunu, ancak müvekkili bankanın 01/11/2021 tarihli 95282 yevmiye numaralı ihtarında açıkça borcun ödenmesi gerektiğini, ödenmediği takdirde borcun tamamının ödenmesi için yasal yollara başvuracağını bildirdiğini, bu hususla beraber 3. paragrafta, “… ayrıca bir ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşmüş olacağınızı, borç tamamen ödeninceye kadar gecikme faizi işletileceğini, hakkınızda yasal yollara başvurulacağını, işleyecek gecikme faizi ve ferilerine ilaveten yapılacak masraflar ve avukatlık ücretinin ayrıca talep edileceğini, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla ihtaren bildiririz…” diye ikinci bir ihtar yapılmayacağının ve yasal yollara başvurulacağının belirtildiğini, davacının bu konudaki itirazlarının da yersiz olduğunu belirterek davacının haksız ve kötü niyetli olarak açılmış davasının reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Manisa 1. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı borçlu vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla, ayrıntılı bir kat ihtarnamesinin borçlu müvekkiline gönderilmediğini, bu sebeple ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yoluna başvurulamayacağını, bilirkişi raporu incelendiğinde, ayrı ayrı faiz hesabı yapılmasına rağmen, takip talebinde talep edilen faiz miktarı 75.617,16 TL iken , raporda hesaplanan en fazla faiz miktarın 9.000,00 TL. Civarında olduğunu, anaparanın her nedense 514.713,37 TL olarak hesaplanmış ise de, alacaklı bankanın takip talebi ve borçlu müvekkile gönderilen icra emrinde anaparanın 413.344,69 TL olduğunu, Yerel Mahkemece rapora itirazları dikkate alınmaksızın, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Manisa 1. İcra Dairesi’nin 2021/9397 Esas sayılı takip dosyasının incelemesinde, davalı alacaklı banka tarafından borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine başlandığı, icra emrinin davacı borçluya 30/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı borçlu vekili müvekkiline müvekkiline muaceliyet ihbarının zorunlu olduğunu, müvekkiline bu şekilde bir muacceliyet ihbarı yapılmadığını ileri sürmüşse de, dosya içerisinde mevcut kat ihtarı tebliğ şerhine göre Beyoğlu 48. Noterliğinin 95282 yevmiye numaralı hesap kat ihtarının 04/11/2021 tarihinde bizzat borçluya tebliğ edildiği, bu şekilde muacceliyet şartının yerine getirildiği anlaşılmaktadır.
İİK’nun 150/ı maddesi uyarınca; krediyi kullandıran tarafça, noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine gönderilen hesap özetine, borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde ihtardaki borç miktarı kesinleşir. Ancak böyle bir durumda borçlu, ihtarnamede kesinleşen borç miktarına takip tarihine kadar işletilen faiz miktarına ve faiz oranına itiraz edebilir.
Somut olayda, İİK’nun 150/ı maddesine uygun şekilde borçlu adına çıkarılan hesap kat ihtarına asıl borçlu tarafından itiraz edilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, İİK’nun 150/ı maddesi gereğince hesap kat ihtarnamesindeki miktar kesinleşmekle ipotek veren taşınmaz maliki borçlu alacak miktarına yönelik iddialarını icra mahkemesinde ileri süremez ise de İİK’nun 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun’un 33/1-2. maddesine göre itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep edebileceği gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığını ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarını, ayrıca işleyecek faiz oranını şikayet konusu yapabilir ( Yargıtay 12. HD’nin 15.02.2021 tarihli, 2020/5822 E, 2021/1518 K. sayılı içtihadı).İlk derece mahkemesince hesap uzmanı bilirkişiden rapor aldırılmış, 14.03.2022 tarihli raporda, her bir kredi alacağı türü için kat tarihinden takip tarihine kadar uygulanabilecek faiz oranları belirlenerek hesaplama yapılmış, bulunan faiz miktarının takip talebinde belirlenenden daha fazla olduğu, taleple bağlı kalınarak takipteki faiz miktarının yerinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunda, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda faiz oranları uygulanmak suretiyle faiz hesabı yapıldığı, raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı borçlu tarafından her ne kadar istinaf başvurusunda, takip talebindeki faiz miktarı ile bilirkişi raporundaki faiz miktarı arasında çok fark bulunduğu, takip talebindeki asıl alacaktan farklı bir miktarın esas alındığı ileri sürülmüşse de, takip talebindeki kat öncesi işlemiş faizin kat ihtarına süresinde itiraz edilmemesi sebebiyle kesinleştiği, hesaplanan faiz miktarının bu miktar olmadığı, hesaplamaya esas alınan asıl alacak miktarının kat ihtarında belirtilen miktar olduğu görülmüştür.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Manisa 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 19/04/2022 tarihli, 2022/13 esas ve 2022/303 karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b. 1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın istinaf edenden tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- İstinaf kanun yolu yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
4- HMK 333. madde gereğince kararın kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
5-Kararın taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nun 361 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/04/2023
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2023/5468
KARAR NO: 2024/3330
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 06/04/2023
NUMARASI : 2022/1454-2023/925
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 427,60 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 03.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.