Tasarrufun İptaliYargıtay Kararları

İİK’nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2021/14993
KARAR NO : 2021/7711
Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 16/01/2020
NUMARASI : 2019/2980-2020/69
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/10/2019
NUMARASI : 2019/32-2019/441

Taraflar arasındaki İlk Derece Mahkemesinde görülen tasarrufun iptali davasında verilen davanın reddine ilişkin hüküm hakkında davacı vekilinin başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda;istinaf talebinin esastan reddine dair kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkilinin davalı ……. Çakır’dan alacaklı olduğunu, davalı borçlu aleyhine Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün 2015/ 26087 sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalı borçlunun aciz halinde olduğunu, davalı borçlunun adına kayıtlı “Samsun İli, …… İlçesi, 197 ada, 2 parselde kayıtlı kargir dükkan ve arsanın mal kaçırma gayesi ile diğer davalılara devredildiğinin tespit edildiğini beyan ederek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline, icra dosyalarındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın reddine karar verilmiş hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme neticesinde; istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir
1-Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.

Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.

Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerektiği, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığının incelenmesi, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılması gerektiği, keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmeli, öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK’nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği, aynı maddenin son fıkrasında ise ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul edildiği, bu karinenin, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunun ispatla çürütülebileceği hüküm altına alınmıştır.
Dava konusu tasarrufa konu gayrimenkulün tapu kayıtlarına göre dükkan olduğu, dosyadaki bilgilere göre davalı borçlu …….Çakır’ın da Samsun Sanayici ve İş Adamları Derneğinde meclis üyesi olduğu, dava konusu gayrımenkulün de 19 Mayıs Sanayi Sitesi içerisinde yer aldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, dava konusu gayrımenkulü satın alan 4. kişi davalı ……Dershanesi yönünden değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmişse de; dava konusu gayrımenkulün niteliği dikkate alınarak İİK 280/3 hükmü irdelenmeksizin davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Ayrıca; İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, dava konusu mal ve hak, lehine tasarruf yapılmış olan 3. kişinin elinde ise iptal davasının konusu o mal veya hak üzerinde cebri icraya devam edilmesi, lehine tasarruf yapılan kişi o mal veya hakkı elinden çıkarmış ise o zaman davanın konusu 3. kişinin o mal veya hakkın değeri oranında tazminata mahkum edilmesi gerekir. Mahkeme davalı 4. kişi Ufuk Dershanesinin iyi niyetli olduğu davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olmadığını kabul etmiştir.
Bu durumda mahkemece öncelikle yukarıda (1) nolu bentte belirtilen 280/III hükmünü değerlendirmesi, davalı 3. kişi …………..Hocaoğlu yönünden ticari işletme devrinin kabul edilmesi halinde, dava konusu gayrımenkulün davalı 3. kişi Sinan elinden çıkması sebebi ile elinden çıkarttığı tasarruf tarihi itibari ile tazminat ile sorumlu tutulması gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
3- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Ayrıca; kabule göre de; davacı vekili tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün 2015/26087 sayılı icra dosyasında takip işlemlerinin alınan ihtiyati haciz kararı ile başlatıldığı, dosyadan alınan 04.12.2015 tarihli haciz tutanağının da ihtiyati hacze ilişkin tutanak olduğu, ancak icra dosyasında ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiğine dair tebligat parçasının dosyada olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü kabul edilerek karar verilmişse de; Dairemizce bu yönden denetim yapılamadığından; ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edilip edilmediği, ihtiyati haczin kesin hacze dönüşüp dönüşmediğinin tespit edilmesi, ödeme emri tebliğ edilmişse ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü kabul edilerek dosyanın diğer hususlar yönünden incelenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın HMK’nın 373/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu