Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

İlam niteliğine haiz olmayan kısa karara dayalı olarak takip başlatılamayacağı, takip tarihinden sonra ilamın takip dosyasına sunularak icra emrinin borçluya tebliğe çıkartılmasının da bu durumu değiştirmeyeceği

İlam niteliğine haiz olmayan kısa karara dayalı olarak takip başlatılamayacağı, takip tarihinden sonra ilamın takip dosyasına sunularak icra emrinin borçluya tebliğe çıkartılmasının da bu durumu değiştirmeyeceği-

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı borçluların icra mahkemesine yaptıkları başvuruda; gerekçeli karar yazılmadan kısa karara dayalı olarak ilamlı takip başlatılmasının doğru olmadığını, ilama bağlanan alacaklar için de genel haciz yoluyla ilamsız takip yapılamayacağını ileri sürerek takibin iptalini talep etmişlerdir.

Alacaklının cevabında, borçlular aleyhine ilamlı takip başlatıldığını, takip talebine ilam yerine sehven kısa kararın eklenmiş olduğunu, takip talebi ve icra yönünden hukuka uygun olduğunu ileri sürmüştür.

İlk derece mahkemesince, ilam niteliğine haiz olmayan kısa karara dayalı olarak takip başlatılmış ise de, daha sonra ilamın takip dosyasına sunulduğu ve icra emrinin borçlara tebliğe çıkartılmış olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.

Davacılar vekilinin istinaf başvurusunda; İİK’nun 38.maddesi gereğince kısa kararın ara karar ilamı niteliğinde belge olmadığını, ilam niteliğinde olmayan ara karar ile “ilamlı icra takibi” başlatılamayacağını, ara karara dayalı olarak ilamlı takip başlatılması halinde icra takibinin iptali gerektiğini, icra mahkemesince de şikayet üzerine resen gözetildiğini, şikayet edilen alacaklı vekilinin savunmasının şikayet konusunu oluşturmadığını, yerel mahkeme alacaklı vekilinin kısa karara dayalı olarak icra takibini başlattığını kabul etse de, şikayetin reddine karar verdiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğünün 2021/394 esas sayılı dosyası üzerinden borçlular aleyhine 12.01.2021 tarihinde 77.344,41 TL alacağın tahsil amacıyla ilamlı takip başlatıldığı, takip dayanağı belgenin İstanbul Anadolu 2. Tüketici Mahkemesinin 2016/1962 esas sayılı dosyası üzerinden verilen 25.12.2020 tarihli kısa kararı olduğu anlaşılmaktadır.

Takip dayanağı olan İstanbul Anadolu 2. Tüketici Mahkemesinin 25.12.2020 tarih 2016/1962 esas 2020/997 karar sayılı ilamı, takip tarihinden sonra olacak şekilde takip dosyasına sunulmuş ise de, ilama göre gerekçeli kararın, takip tarihinden sonra 13.02.2021 tarihinde yazıldığı anlaşılmaktadır. Takip dayanağı olan kısa kararın ilam niteliğine haiz belgelerden olmaması, gerekçeli kararın takip tarihinden sonra yazılmış olması birlikte değerlendirildiğinde, takip tarihindeki şartlara göre ilam niteliğine haiz olmayan kısa karara dayalı olarak borçlular aleyhine ilamlı takip başlatılması doğru olmadığından,  borçluların şikayetinin kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan  gerekçeyle şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.

Bu nedenlerle davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nun 353- (1) b) 2) maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden esas hakkında aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,

1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nun 353- (1) b) 2) maddesi gereğince İstanbul Anadolu 4. İcra Hukuk Mahkemesi 2021/136 Esas 2021/312 Karar sayılı  kararının KALDIRILMASINA; yeniden esas hakkında;

-Davacı borçluların şikayetlerinin kabulü ile, İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğünün 2021/394 Esas sayılı takibin davacı borçlular yönünden iptaline,

2- İlk derece yargılaması nedeniyle;

-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubuna, bakiye 21,40 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

-Hüküm tarihinde geçerli AAÜT gereğince davacılar lehine takdir edilen 1.050,00 TL vekalet ücreti ile davacılar tarafından yapılan 86,50 TL harç ve 29,25 TL tebligat ücretinden oluşan 194,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,

-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

-Davacılar tarafından yatırılan sarf edilmeyen gider avansı artığının talep halinde davacılara iadesine,

3-İstinaf başvurusu nedeniyle;

-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 118,60 TL’nin mahsubuna, bakiye 37,90 TL’nin talep halinde davacılara iadesine,

-Davacılar tarafından fazla yatırılan 103,50 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde davacılara iadesine,

-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 301,40 TL istinaf harcı, 5,50 TL tebligat ücreti ve 23,50 TL dosya gidiş-dönüş ücreti toplamı 330,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,

-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacılar lehine istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

-Davacılar tarafından yatırılan sarf edilmeyen gider avansı artığının talep halinde davacıya iadesine,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere sonucunda 6763 sayılı Yasanın 4. maddesi ile değişik İİK.nun 364/1. ve HMK’nun 362 – (1) a) maddesi uyarınca kesin olarak oy birliği ile karar verildi.

İstanbul BAM. 20. HD. 24.02.2022 T. E: 2021/1651, K: 668

Exit mobile version