Alacaklının itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece talebin kısmen kabul kısmen reddi ile borçlular aleyhine inkar tazminatına hükmedildiği anlaşılmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 156. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 135. maddesi) nazara alındığında zamanaşımının kesilmesiyle, yeni bir süre işlemeye başlar. Borç bir senetle ikrar edilmiş veya bir mahkeme ya da hakem kararına bağlanmış ise yeni süre her zaman on yıldır.
Somut olayda, davanın kabulüne ilişkin kararın 27.9.2011 tarihinde verildiği ve gerekçeli kararın borçlular vekiline 29.9.2021 tarihinde tebliğ edildiği, böylece hüküm tarihi ile kararın taraflara tebliğ tarihi arasında on yıldan fazla süre geçtiği anlaşılmaktadır.
Hükmün doğurduğu sonuçların büyük bir kısmı tefhim anından itibaren meydana gelir, buna karşılık bazı sonuçları ise hükmün kesinleşmesi ile doğar. Hakim verdiği hükmü kendiliğinden değiştiremez. İlam zamanaşımına uğramış olsa bile temyiz edilip Yargıtay tarafından bozulmadıkça davayı tekrar ele alıp zamanaşımı nedeniyle reddedemez.
Şu halde, Türk Borçlar Kanunu’nun 156/2. maddesi uyarınca hükmün verildiği tarihten itibaren on yıl geçmekle ilamın zamanaşımına uğradığı, borçluların bu on yıllık sürenin geçmesinden sonra ilamın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek hükmü temyiz etmiş olduğu gözetildiğinde, mahkemece ilamın zamanaşımına uğradığı nazara alınarak yeniden hüküm kurulması gerekir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
12. HD. 18.11.2021 T. E: 10821, K: 10386