Son Eklenenler
-
İİK’nın 363/4. maddesi uyarınca, istinaf yoluna başvuru satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz, yine İİK’nın 364/3. maddesi uyarınca, temyiz yoluna başvuru satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. Buna göre, takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmeden satışa gidilemez. Bu husus mahkemece de re’sen dikkate alınmalıdır.
-
ilamların aynen infaz edileceği, İcra Mahkemesi’nin ilamın hüküm fıkrasını yorum yoluyla değiştiremeyeceği,ilamın hüküm kısmında müşterek çocuk için aylık 1400,00 TL nafakaya hükmedildiği, protoldeki artış hükmünün ilama bağlanmadığı, protokolün hüküm fıkrasına göre sınırlandırıldığı, hüküm bölümüyle sınırlı olarak infaz yapılacağından %10 artış oranı uygulanarak bulunan aylık nafaka miktarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir.
-
Velayeti Kendisinde Olan Annenin Çocuğun 18 Yaşına Kadar Olan Nafakasını İsteyebileceği
-
HUMK’nun 443/4. maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının “eklentisi” olan yoksulluk, iştirak nafakası, maddi-manevi tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti de aynı kurala tâbi olup, anılan alacakların icra takibine konulabilmeleri için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla, boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için, eklentiler yönünden ayrıca kararın kesinleşmesi gerekmez.
-
Salt bir ibraname olmayan itfa ve imhal anlamına gelmeyen belgeye itibar edilerek kesinleşmiş mahkeme ilamının hüküm fıkrasının değiştirip işlevsiz kılacak şekilde tahakkuk edecek nafaka miktarının belirlenmesi ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi ve buna bağlı olarak haczin kaldırılması isabetsizdir
-
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20/a. maddesi hükmüne göre kat maliklerinden her biri, kapıcı giderlerinden (ücret, sigorta pirimi, kıdem tazminatı vs.) yönetim planında veya kat malikleri kurulunca verilmiş bir kararda başka türlü bir hüküm bulunmadıkça diğer kat malikleri ile birlikte eşit olarak sorumludur. HGK’nun 03.10.2001 tarih ve 2001/18-642 E.-2001/662 K. sayılı kararında da benimsendiği üzere, bu sorumluluk borcun yasal olarak ödenmesi gereken tarihte malik olan kişiye aittir.
-
İlk derece mahkemesince verilen mehil vesikası verilmesine (İİK’nın 36. maddesinin uygulanma şekline) ilişkin karar konu itibariyle kesin nitelikte olduğundan, İİK’nın 365/3. maddesi gereğince istinaf isteminin reddi kararı doğru olup, anılan Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddine ilişkin son kararının onanması gerekmiştir.
-
Mülkiyetin tespitine ilişkin olmaları nedeniyle istihkak davasının kabulüne dair ilamlar kesinleşmeden infaz edilemez. Takibe dayanak ilam her ne kadar istihkak davasına ilişkin ise de hacizli mallara ilişkin mülkiyetin incelenmediği, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği bu haliyle hükmedilen tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücretinin takibe konulması için kesinleşme şartının aranmayacağı
-
Şarta Bağlı Arabuluculuk Tutanağının İlamlı İcraya Konu Edilmesi
-
Henüz ilama bağlanmayan ve yargılaması devam bir alacağın da takas mahsuba konu olamayacağı,