Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Güleç tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, sair şikayetlerinin yanından aynı alacakla ilgili olarak daha önce ilamsız takip yapıldığını, ilamsız takip derdest olmasına rağmen mükerrer şekilde takip başlatıldığı ileri sürülerek takibin iptalinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince, icra emrinin iptal edildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, genel haciz yolu ile takipte talep edilen alacak ile ilamlı takipte talep edilen alacağın aynı alacak olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, genel haciz yolu ile takibin halen derdest olduğu, genel haciz yolu ile takipten vazgeçilmeden aynı alacakla ilgili olarak yeniden takip yapılamayacağı gerekçesi ile borçlunun istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile takibin iptaline karar verildiği görülmüştür.
Takip dayanağı Bodrum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23.09.2020 tarih ve 2019/156 E. – 2020/227 K. sayılı ilamın incelenmesinde, kararın alacak davasına ilişkin olduğu ve davanın kabul edilerek 50.000 USD’nin ilamda belirtilen şekilde faiziyle tahsiline karar verildiği görülmüştür.
Her ne kadar takip dayanağı ilamda hüküm altına alınan alacak, temelde ilamsız takip konusu yapılan alacak ile aynı alacak olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmasa da; önce başlatılan ilamsız takip itiraz üzerine durmuş olup, alacaklı tarafından icra mahkemesinde itirazın kaldırılması ya da genel mahkemelerde itirazın iptali talep edilmemiş, ilamsız takip olduğu hal üzerine bırakılmıştır. Daha sonra alacaklı alacağını ilama bağladığından ve ilamın da infaz edilebilir ilamlardan olması karşısında ayrı bir ilamlı takip yapılmasına yasal engel bulunmamaktadır. Mükerrerlik iddiası ancak alacaklı tarafından borçlunun itirazı üzerine duran ilamsız takiple ilgili olarak takibe devam etmek amacı ile itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası açılması durumunda ileri sürülebilir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, her ne kadar şikayetin reddi gerekirse de istinaf kanun yoluna borçlu tarafından başvurulduğu dikkate alındığında, “aleyhe bozma yasağı”dikkate alınarak borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 16.11.2021 tarih ve 2021/567 E. – 2021/2586 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. HD. 20.09.2022 T. E: 1654, K: 9068