ÖZET Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şikayetçi borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatıldığı, takibin dayanağı ipotek belgesi ve resmi senedinde ” iş bu ipotek; vadesiz, 1. derecede ve serbest dereceden istifade etmek üzere faizsiz, fekki bildirilinceye kadar 6.000.000,00 TL. miktarlı olarak tesis edilmiştir.” ibaresine yer verildiği, ipoteğin ” TL ” üzerinden kurulmuş limit ipoteği niteliğinde olduğu, alacaklının dayandığı hesap özetinin ise kredi sözleşmesinde yer alan yabancı para alacağı cinsinden borçluya gönderilen ihtar niteliğinde olduğu, alacağın muayyenlik ilkesine göre ana paranın tür ve miktarının değiştirilemeyeceği, bu nedenle kredi sözleşmesindeki yabancı para alacağı üzerinden borçluya tebliğ edilen hesap özetine dayanılarak akdin muayyenlik ilkesi gözetilmeksizin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılamayacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
12. Hukuk Dairesi 2022/7977 E. , 2023/260 K.
“İçtihat Metni”
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/941 E., 2022/912 K.
DAVA TARİHİ : 01.06.2021
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 6. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/788 E., 2021/58 K.
Taraflar arasındaki takibin iptali istemli şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulüne, şikayete konu icra takibinin iptaline karar verilmiştir.
Kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Şikayetçi borçlu vekili dava dilekçesinde; müvekkili aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte toplam 978.874,34 Euro alacağın tahsilinin talep edildiğini, ipotek bedelinin 6.000.000,00 TL olduğunu, ipoteğin “TL” üzerinden tesis edildiğini, 4721 sayılı TMK’nın 851. maddesi uyarınca ipotek Türk Parası üzerinden kurulmuş ise artık yabancı para üzerinden takip yapılmasının mümkün olmadığını, bu hususun kamu düzenine ilişkin bulunduğunu ve süresiz şikayete tabi olduğunu iddia ederek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; 4721 sayılı TMK’nın 851. maddesinde yalnızca yabancı para ipoteğinin tesisi halinde, kredinin de yabancı para olması şartının düzenlendiğini, Türk Parası cinsinden düzenlenen ipotekler hakkında aynı şekilde alacağın da Türk Parası olması gerektiği yönünde yasal düzenleme bulunmadığını iddia ederek şikayetin reddi ile şikayetçi aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takip talebi ve icra emrinde, ipotek üst limiti ile sınırlı olmak üzere talepte bulunulduğu, ipotek belgesinin incelenmesinde ipotek bedelinin 6.000.000.00 TL olup ipoteğin TL üzerinden tesis edildiği, ipoteğin paraya çevrilmesinin istenilmesi halinde, yabancı para üzerinden takip yapılmasının mümkün olmadığı, ipotek belgesinin incelenmesinde fekk bildirilinceye kadar ibaresinin yer alıp, resmi senette borçlunun kullandığı ve kullanacağı kredilerin teminatı olduğunun vurgulandığı gibi düzenlenen icra emrinde belirtildiği üzere üst limit ipoteğinin paraya çevrildiğinin anlaşıldığı, ipoteğin TL üzerinden tesis edildiği, Türk Lirası olarak kurulan ipoteğin paraya çevrilmesinde, takip borçlusunun alacaklı kredi kuruluşuna borcunun yabancı para cinsinden olması gerekçe gösterilerek, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, yabancı para cinsinden takipte bulunulmasının hukuken mümkün olmadığı gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve borçlu aleyhine başlatılan takibin iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; borçlunun iddialarının yasal dayanağı olmadığını, takip konusu olan Türk Parası cinsinden düzenlenen ipotek için icra takibinin de Türk Parası cinsinden olmasının yasal bir zorunluluk olmadığını, mahkemenin yabancı para cinsinden düzenlenen ipotekler hakkındaki mevzuattaki istisnai bir düzenlemeyi kıyas yoluyla genel bir düzenleme haline getirdiğini, 4721 sayılı TMK’nın 851. maddesinde yalnızca yabancı para ipoteğinin tesisi halinde, kredinin de yabancı para olması şartının düzenlendiğini, bu hükmün Türk Parası üzerinden tesis edilen ipotekler hakkında uygulanamayacağını, icra takibinin hukuka uygun olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasını talep etti.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şikayetçi borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatıldığı, takibin dayanağı ipotek belgesi ve resmi senedinde ” iş bu ipotek; vadesiz, 1. derecede ve serbest dereceden istifade etmek üzere faizsiz, fekki bildirilinceye kadar 6.000.000,00 TL. miktarlı olarak tesis edilmiştir.” ibaresine yer verildiği, ipoteğin ” TL ” üzerinden kurulmuş limit ipoteği niteliğinde olduğu, alacaklının dayandığı hesap özetinin ise kredi sözleşmesinde yer alan yabancı para alacağı cinsinden borçluya gönderilen ihtar niteliğinde olduğu, alacağın muayyenlik ilkesine göre ana paranın tür ve miktarının değiştirilemeyeceği, bu nedenle kredi sözleşmesindeki yabancı para alacağı üzerinden borçluya tebliğ edilen hesap özetine dayanılarak akdin muayyenlik ilkesi gözetilmeksizin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılamayacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı alacaklı vekili temyiz dilekçesinde; ipotek senedinde borçlunun müvekkili Bankaya karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatı olarak tesis edildiğini, hangi borçların teminatı olduğunun ipotek senedinden açıkça yazılı olduğunu, akdin muayyenlik ilkesinin sağlandığını, TL olarak tesis edilen ipoteklerin, hem TL ve hem de yabancı para borçlarının teminatını oluşturabileceğini; oysa yabancı para üzerinden tesis edilen ve son derece sınırlı ve şeklî bir kısım koşulları bulunan ipoteklerin ise ancak ve sadece yabancı para borçlarının teminatını oluşturabileceğini, Karz ipoteği hakkındaki ipotek resmi senedinde yer alan kesin alacak tutarı üzerinden, ana paranın tür ve miktarını değiştirmeksizin takip yapılması gerektiğini, ancak şikayete konu takipte yer alan ipoteğin üst sınır limit ipoteği olduğunu, ipotek resmi senedinde yer alan üst limit kadar tahsilde yasal olarak herhangi engel bulunmadığını, ipotek limitinde yer alan TL para cinsi yerine, takibin yabancı para cinsi ile başlatılmasının, akdin muyyenliği ilkesine zarar vermediğini, istinaf başvurusunun hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile reddedildiğini, 4721 sayılı TMK’nın 851. maddesinde yalnızca yabancı para ipoteğinin tesisi halinde, kredinin de yabancı para olması şartının düzenlendiğini, bu hükmün Türk Parası üzerinden tesis edilen ipotekler hakkında uygulanamayacağını, ilk derece mahkemesinin yabancı para cinsinden düzenlenen ipotekler hakkındaki mevzuattaki istisnai bir düzenlemeyi kıyas yoluyla genel bir düzenleme haline getirdiğini, icra takibinin hukuka uygun olduğunu iddia ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra takibinin iptali istemine ilişkindir.
2. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.