Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

İstihkak davasının devamı sırasında, mahcuzların ihale ile satılarak paraya çevrilmesi halinde istihkak davasının satış bedeline dönüşeceği

İstihkak davasının devamı sırasında, mahcuzların ihale ile satılarak paraya çevrilmesi halinde istihkak davasının satış bedeline dönüşeceği- Aynı bedel ile ile ilgili olarak birleşen dosyada satış bedelinin iadesi ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-


Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi G. D. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Asıl ve birleşen dosyada davacı üçüncü kişi, mahcuzların müvekkiline ait olduğunu belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

Asıl ve birleşen dosyada davalı alacaklı, davanın reddini istemiştir.

Davalı-birleşen dosyada davalı borçlu; üçüncü kişi şirket ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, şirket yetkilisinin bu nedenle haciz mahallinde bulunduğunu beyan etmiştir.

Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin verilen karar, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 11.6.2019 tarih ve 2018/9819 Esas, 2019/5703 Karar sayılı ilamı ile, haczin tarafsız alanda yapılmış olması ve kolisaj evrakının üçüncü kişi adına olması nedenleriyle, İİK’nin 97/a maddesinde düzenlenen mülkiyet karinesinin üçüncü kişi lehine olduğu,18.03.2009 tarihinde borçlu ve üçüncü kişi arasında Noterde düzenlenmiş Aracı İhracatçı Sözleşmesi bulunduğu, haciz sırasında borçlu yetkilisi A. D.’ nin anılan sözleşme gereği haciz mahallinde olduğu ve evraklar üzerinde adının bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, borçlu ve üçüncü kişi ortakları arasında organik bağ bulunmadığı, üçüncü kişi şirketin takibe dayanak borcun doğumundan yaklaşık iki yıl önce 01.06.2006 tarihinde kurulduğu, alacaklının muvazaa iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulü gerektiğinden bahisle karar bozulmuş, davalı alacaklı vekili karar düzeltme isteğinde bulunmuştur. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 5.11.2019 tarihli ve 2019/5602 Esas, 2019/9870 Karar sayılı kararı ile; davalı alacaklı vekilinin karar düzeltme dilekçesine eklediği 12.4.2012 tarihli ibraname gereğince takipten feragat edilip edilmediği, geçerli bir haciz bulunup bulunmadığı hususunun ön koşul olarak değerlendirilmesi gerektiğinden davalı alacaklı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kısmen kabulü ile önceki bozma gerekçesine ilave edilmesine karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak dayanak icra dosyalarının getirtildiği, 12.04.2012 tarihli anılan ibraname gereğince takiplerden feragat edilmediği ve davaya konu edilen mahcuzlar üzerindeki hacizlerin geçerli olduğu; haczin tarafsız alanda yapılmış olması ve kolisaj evrakının üçüncü kişi adına olması nedenleriyle, İİK’nin 97/a maddesinde düzenlenen mülkiyet karinesinin üçüncü kişi lehine olduğu, alacaklının muvazaa iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 16.3.2021 tarih, 2021/286 Esas, 2021/286 Karar sayılı ilamı ile,davalı alacaklının sair temyiz itirazlarının reddine, mahkemece mahcuzların satıldığı ve davanın bedele dönüştüğü gözönüne alınarak, satış bedelinin üçüncü kişiye ödenmesine karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı alacaklı temyize başvurmuştur.

1. Yargıtay ilamında belirtilen bozma sebepleri çerçevesinde işlem yapılarak karar verilmiş, bozma ile kesinleşen hususların yeniden temyiz sebebi yapılmasına usul hükümleri elvermemiş bulunmasına ve temyiz edilen kararda yazılı gerekçelere göre davalı alacaklının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2. Taraflar arasında dava konusu yapılan mahcuz mallara ilişkin istihkak davasının devamı sırasında, mahcuzların ihale ile satılarak paraya çevrilmesi halinde istihkak davası İİK’nin 97/10. maddesi uyarınca satış bedeline dönüşür. Somut olayda mahcuzların 09.11.2019 tarihinde yapılan ihale ile satılarak paraya çevrildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece mahcuzların satıldığı ve davanın bedele dönüştüğü gözönüne alınarak, satış bedelinin üçüncü kişiye ödenmesine karar verilmesi doğru ise de, asıl dosya üzerinden satış bedelinin davacı 3.kişiye ödenmesine hükmedilmesi ile yetinilmesi gerekirken birleşen dosyada da İİK ‘nın 97/10. maddesi uyarınca satış bedelinin davacı 3.kişiye ödenmesine hükmedildiği, aynı bedel ile ile ilgili olarak birleşen dosyada satış bedelinin iadesi ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Davalı alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’un 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

12. HD. 29.06.2022 T. E: 2441, K: 7934

Exit mobile version