Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takiplerde, itirazın kaldırılması ve itirazın iptaline ilişkin başvuru yolu olmadığından İİK'nın 264/2. maddesinde belirtilen prosedürün uygulanması olanağı olmadığını, ancak, İcra Mahkemesince İİK’nın 170/a maddesi gereğince takip iptal edilirse, İİK’nın 264/2. maddesinin son cümlesinın kıyasen uygulanması gerektiğini, alacaklı, icra mahkemesinin takibin iptali kararının kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde genel haciz yolu ile takip yaparsa veya genel mahkemede alacak davası açarsa, ihtiyati haciz geçerli kalmakta devam edeceğini, somut olayda iki tarafın da tüzel kişi olması nedeniyle İİK'nın 264/2. maddesi uyarınca açılacak alacak davasının ticari dava olup TTK'nın 5/A-1. maddesine göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının zorunlu olduğu

T. C.
Y A R G I T A Y
1 2 .    H U K U K    D A İ R E S İ 
T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A
Y A R G I T A Y   İ L Â M I
Esas    No : 2022/7296
Karar No : 2023/104
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 22.03.2022
SAYISI : 2021/73 E., 2022/861 K.
DAVA TARİHİ : 04.12.2020
HÜKÜM/KARAR : İlk Derece Mahkemesi Kararı Kaldırılarak Yeniden Hüküm
TEMYİZ EDEN : Davacı
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11.12.2020
SAYISI : 2020/579 E., 2020/572 K.
Taraflar arasındaki icra memur muamelesi ve ihtiyati haczin kaldırılması şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, icra müdürlüğünün vermiş olduğu 04.12.2020 tarihli kararın kaldırılmasına, borçlu şirket vekilinin talebi doğrultusunda işlem yapılmasına karar verilmiştir.
Kararın alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu vekili  tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki  belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı borçlu vekili; Mersin 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/556 E. sayılı dosyası ile takibin iptal edildiğini, icra müdürlüğünden bu icra dosyasından konulan ihtiyati hacizlerin kaldırılmasının talep edildiğini, taleplerinin usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, icra müdürlüğünün red kararının kaldırılmasına karar  verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı alacaklı tarafından, mahkemece İİK 18 ve HMK 320. maddesi gereğince davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmeden ve duruşma açılmadan dosya üzerinde dava ve şikayete ilişkin karar verildiği için, cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; icra takibi, mahkeme kararı ile iptal edilmişse artık iptal edilen takip dosyası üzerinden ihtiyati hacizlerin varlığını sürdürmesinin mümkün olmadığı, takibin iptaline karar verildiğinden ve sözkonusu kararın infazı için kesinleşmesi gerekmediğinden dolayısıyla ihtiyati haczin infazına ilişkin işlemler kendiliğinden hükümsüz hale geldiğinden bahisle  şikayetin kabulüne takip dosyasında, icra müdürlüğünün vermiş olduğu 04.12.2020 tarihli kararın kaldırılmasına, borçlu şirket vekilinin talebi doğrultusunda işlem yapılmasına, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı alacaklı vekili; takibin iptali kararının henüz kesinleşmemiş ve kararın tebliğinden itibaren 7 günlük süre henüz dolmamış iken İİK 264/2 son cümlesi gereğince ihtiyati hacizlerin devamını sağlamak üzere 7 günlük süre içerisinde alacak davası açarak icra müdürlüğüne tevsik ettirme imkanı bulunduğunu, 14.12.2020 tarihli başvuru formu ile tarafılarınca alacak davası açmak üzere TTK 5/A Maddesi gereğince arabuluculuk yoluna başvurulduğu ve İcra Müdürlüğüne 14.12.2020 tarihli dilekçe ile Arabuluculuk Başvuru Formu sunularak “..İİK 264/2 son cümlesi gereğince hacizlerin devamına yönelik karar tensibini talep ederiz” şeklinde talepte bulunduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin devam etmekte olduğunu, ihtiyati haciz kararı devam etmesine rağmen Anayasal hak ihlali sayılacak şekilde, taraflarına tebligat yapmaksızın borçlunun şikayetinin kabulü ile icra müdürlüğünün vermiş olduğu 04.12.2020 tarihli kararın kaldırılmasına karar vermiş olmasının açıkça kanuna aykırı olduğunu, İİK 257 maddesi gereğince ihtiyati haciz şartları yönünden talebi uygun görülerek borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı veren ancak kanunda öngörülen sürelere riayet edilmediği takdirde veya  mahkemesince kaldırılabilecek iken henüz alacak davası açma yahut yeni takip başlatma süresiz dahi dolmadan, sürenin 5. günü alacak davası açmak üzere başvuruda bulunulduğunu, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş olmasının açıkça yasaya aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını  talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takiplerde, itirazın kaldırılması ve itirazın iptaline ilişkin başvuru yolu olmadığından İİK’nın 264/2. maddesinde belirtilen prosedürün uygulanması olanağı olmadığını, ancak, İcra Mahkemesince İİK’nın 170/a maddesi gereğince takip iptal edilirse, İİK’nın 264/2. maddesinin son cümlesinın kıyasen uygulanması gerektiğini, alacaklı, icra mahkemesinin takibin iptali kararının kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde genel haciz yolu ile takip yaparsa veya genel mahkemede alacak davası açarsa, ihtiyati haciz geçerli kalmakta devam edeceğini, somut olayda iki tarafın da tüzel kişi olması nedeniyle İİK’nın 264/2. maddesi uyarınca açılacak alacak davasının ticari dava olup TTK’nın 5/A-1. maddesine göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının zorunlu olduğu, alacaklı vekilince “Arabuluculuk Başvuru Formu”nun 14.12.2020 tarihinde verildiği, bu durumda süresinde alacak davası için arabuluculuk başvurusu yapıldığından yukarıda anılan içtihat gereğince ihtiyati haczin geçerli kalmaya devam edeceğinin anlaşıldığı, İcra Müdürlüğü kararının sonucu itibarıyla doğru olduğu, gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
     Davacı borçlu vekili tarafından; alacaklının İİK 264. md. bulunan seçimlik yollardan birini kullandığını, icra dosyasından ihtiyati haciz ile beraber esas takibe geçildiğinden ihtiyati haciz merasiminin tamamlanmış olduğunu, takibin iptaline karar verilmesi ile de ihtiyati haczin hükümsüz hale geldiğini, takibin kambiyo takibi olması nedeni ile İİK 264/2 maddesinde belirtilen prosedürün somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığını, ihtiyati haciz prosedürünün esas takibe geçilmesi ile tamamlandığı, İİK 170/a maddesi gereğince iptal olunan takipte İİK 264/2. maddesinin kıyasen uygulanma imkanın olmadığını, mahkeme kararının onanması gerektiğini, aksi kabul edilmemekle birlikte alacaklı vekili tarafından açılan itirazın iptali davası tefhim/tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde açılmadığı gibi feragat nedeni ile red edildiğini, alacaklı vekilinin, hacizdeyken icra takibinin iptal edildiğini öğrendiğini, 7 günlük yasal süre içerisinde de davasını açmamış olmasından ihtiyati hacizlerin kalktığının kabulü gerektiğini, haciz tutanağı ve takibin iptal kararının icra dosyasına gönderildiği tarih karşılaştırıldığında davalı alacaklı vekili tarafından yasal süreye uyulmadığını, her ne kadar istinaf mahkemesi tarafından İİK 264/2 maddesinin kıyasen uygulanabilirliğine dair karar verilmiş ise de huzurda usulüne uygun olarak açılmış bir dava da olmadığından ihtiyati haciz kararının hükümsüzlüğüne dair karar verilmesi gerekeceği hususları ileri sürülerek, kararın bozulması ve yerel mahkeme kararının onanması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, icra memur işlemini şikayet ile ihtiyati haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile  370 ve 371 inci maddeleri,
İİK’nın 16, 18, 170/a, 264, 264/2 maddeleri, TTK’nın 5/A-1. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı  Kanun’un  371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile  kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı borçlu vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler  kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan  Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Exit mobile version