2021 Yılı6. Hukuk DairesiHacze İştirakSıra Cetveli

Kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz istenemeyeceği-  İhtiyati hacizler aynı gün kesinleşmiş olduğundan, İİK. 268 uyarınca bedeli paylaşıma konu taşınırlar üzerinde şikayetçi ve şikayet olunanın ihtiyati haciz tarihleri dikkate alınarak sıra cetveline ilişkin bir karar verilmesi gerektiği-

Kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz istenemeyeceği-  İhtiyati hacizler aynı gün kesinleşmiş olduğundan, İİK. 268 uyarınca bedeli paylaşıma konu taşınırlar üzerinde şikayetçi ve şikayet olunanın ihtiyati haciz tarihleri dikkate alınarak sıra cetveline ilişkin bir karar verilmesi gerektiği-

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada sıra cetvelindeki sıraya şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde asıl ve birleşen davada şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Asıl ve birleşen davada şikayetçi vekili, müvekkili haczinin diğer alacaklılar ve vergi dairesi ödeme emrinden önce kesinleştiğini ileri sürerek, asıl davada 08.08.2016 tarihli sıra cetvelinin iptalini, birleşen davada 05.08.2016 tarihli sıra cetvelinin iptalini istemiş olup mahkemece sıra cetvellerinin usulüne uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karara karşı asıl ve birleşen davada şikayetçi vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesince İİK’nın 142. maddesi uyarınca sıra cetveline yönelik şikayetlerde, sırasına itiraz edilen şikayetten hukuki durumu etkilenecek olan alacaklı ya da alacaklıların ‘karşı taraf’ olarak gösterilmesinin zorunlu olduğu, ancak, hasımsız olarak şikayette bulunulmuş olması, hemen davanın reddi sonucunu doğurmayacağı, şikayetçiye sıra cetvelinde sıra itibariyle kendisinden önce gelen ve pay ayrılan alacaklılara karşı şikayeti yöneltmesi ve bu alacaklıları yargılamaya dahil etmesi için kesin süre verilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasıyla ilgili olarak karar verilmesi gerektiği belirtilerek istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak dosyanın karar verilmek üzere mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

Asıl ve birleşen davada dahili şikayet olunanlar vekilleri davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, şikayet olunan A. Şirketinin icra takibinin şikayetçiden önce kesinleştiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı asıl ve birleşen davada şikayetçi vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince şikayetçi ve şikayet olunan şirket takibinin kambiyo senedine dayalı olup ikisinin de ihtiyati hacizle başladığı, davalı ödeme emrinin 04.12.2014 tarihinde tebliğ edilip 10 günlük ödeme süresine göre 15.12.2014 tarihinde kesinleştiği, şikayetçi ödeme emrinin 05.12.2014 tarihinde tebliğ edilip 10 günlük ödeme süresine göre 16.12.2014 tarihinde kesinleştiğinden davalının ihtiyati haczinin daha önce kesinleştiği, şikayet olunan Vergi Dairesi yönünden ise satış gerçekleşmeden haciz koydurmuş olduğundan iştirak hakkının mevcut olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Kararı, asıl ve birleşen davada şikayetçi vekili temyiz etmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi (davacı) vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir.

Şikayetçi (davacı) vekilinin takip dosyasında ödeme emrinin borçluya 05.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği, kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz istenemeyeceğinden alacaklının ihtiyati haczinin 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle 15.12.2014 mesai bitiminde kesin hacze dönüştüğü, şikayet olunan (davalı) A. Şirketi kambiyo senetlerine mahsus icra yoluyla takip dosyasında ise ödeme emri borçluya 04.12.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 10 günlük ödeme süresinin son günü hafta sonuna (pazar günü) denk geldiğinden 15.12.2014 mesai bitiminde ihtiyati haczi kesin hacze dönüştüğü anlaşılmıştır.

İİK’nın 268.maddesi “261 inci maddeye göre ihtiyaten haczedilen mallar, ihtiyatî haciz kesin hacze dönüşmeden önce diğer bir alacaklı tarafından bu Kanuna veya diğer kanunlara göre haczedilirse, ihtiyatî haciz sahibi alacaklı, bu hacze 100’üncü maddedeki şartlar dairesinde kendiliğinden ve muvakkaten iştirak eder” hükmünü içermektedir. Mahkemece, şikayetçi ve şikayet olunan A. Şirketi ihtiyati hacizleri aynı gün kesinleşmiş olduğundan İİK’nın 268.maddesine hükmü uyarınca bedeli paylaşıma konu taşınırlar üzerinde şikayetçi (davacı) ve şikayet olunan (davalı) ihtiyati haciz tarihleri dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı olarak şikayetin reddi doğru olmamıştır.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılan gerekçelerle şikayetçi (davacı) vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 17.10.2019 tarih ve 2018/1861 Esas 2019/1968 Karar sayılı kararın kaldırılarak usul ve yasaya aykırı görülen Gönen İcra Hukuk Mahkemesinin 25.01.2018 tarih, 2017/88 Esas, 2018/9 Karar sayılı kararının şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK 373 maddesi hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

6. HD. 11.11.2021 T. E: 1493, K: 1401

Related Articles

Back to top button