Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Kamulaştırma Davasından Kaynaklı Alacakların İcra Takibine Konulabilmesi İçin Kesinleşmesi Gerekir mi?

T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2014/10618
KARAR NO : 2014/12605

Y A R G I T A Y İ L A M I

***************************** ****** ** **** ***** ****************** ********************* ************************* ***** ***************** ****** ********** ********************** *******

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Borçlu vekili şikayetinde; alacaklı tarafından başlatılan takibe dayanak Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07/11/2013 tarih ve 2007/341 Esas, 2013/505 Karar sayılı ilamının tespit hükmü içerdiğinden kesinleşmeden icraya konulamayacağını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece tespit davalarına ilişkin ilamlar kesinleşmeden takibe konulamayacağı gibi ilamda yer alan ferilerin infazı da hükmün kesinleşmesine bağlı olduğundan takibin iptaline karar verildiği görülmüştür.
6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Kanuna eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanması gereken HUMK’nun 434/4 (HMK’nun 367/2.) maddesine göre, kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili aynı haklara ilişkin ilamlar kesinleşmedikçe icra takibine konu edilemezler. Takip dayanağı ilamın tescile ilişkin bölümü 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 4650 sayılı Kanunla değişik 10. maddesinden kaynaklanmakta olup hükmedilen kamulaştırma bedelinin ödenmesinin doğal bir sonucu olup davada mülkiyet iddiası tartışma konusu yapılmamıştır. Bu durumda dayanak ilam HUMK’nun 443/4 (HMK 367/2) maddesi kapsamında kalmadığından kesinleşmeden takibe konu yapılabilir.
Mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Exit mobile version