Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemi-

Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemi-

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne, faize ilişkin fazla talebin reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı 01.08.2011 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 10.09.2012 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 01.08.2012 – 01.08.2013 dönemi kira bedeli 32.760,00 USD’nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçlu adına 03.10.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu vekili ödeme emri tebliğ tarihine göre süresinde olmayan 10.04.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkili adına çıkarılan örnek 13 ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüz olarak muhtara teslim edildiğini, bu şekilde takip kesinleştirilerek müvekkili aleyhine hacze girişildiğini, müvekkilinin iş bu icra takibinden haberdar olması ile iş bu itiraz dilekçesini verdiğini bildirerek borcun tamamına, faiz oranına, faiz miktarına ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. İcra Müdürlüğünce süresinde yapılmayan itirazın reddine karar verilmiştir. Bunun üzerine davalı borçlu tarafından ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi ile dava açılmış ve mahkemece 26.05.2015 tarihli kararı ile, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 03.04.2015 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından süresinde itiraz edildiğinin mahkeme kararı ile kabulü üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur.

Mahkemece, davalının süresinde sayılan itirazında alacaklıya borcu olmadığını bildirerek takip konusu borca itiraz ettiği, açıkça sözleşmeye, aylık kira miktarına itiraz etmediği, İİK.nin 269/2. maddesi gereğince kiracılık ilişkisi ve sözleşmedeki %5 artış oranına göre takip eden yıl için toplamda talep edilen 32.760 dolar kira bedelinin çekişmesiz olduğu, ancak takip talebinde yasal orandan fazla talep edilen işleyecek faizin yerinde olmadığı, sonuç olarak talep edilen kira bedelinin ödendiğine dair İİK.nin 68/1 maddesinde yazılı bir belge ibraz edilmediği anlaşılmakla 01.08.2012-01.08.2013 tarihleri arasındaki asıl alacak bakımından talebin kabulü ile talep edilen 32.760,00 dolar asıl alacak, işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre belirlenecek oranda işleyecek faizine yönelik davalı borçlunun itirazının kaldırılmasına, işleyecek faize ilişkin fazla talebin reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.

Davalı borçluya takibe dayanak icra dosyasından gönderilen ödeme emri 03.10.2012 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi uyarınca muhtara teslim edilmek suretiyle tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun yapılmadığından bahisle, usulsüz tebligatın iptali için İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/589 esasında dava açmış ve Mahkemece 26.05.2015 tarihli karar ile, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 03.04.2015 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.

Dairemizce 03.05.2018 tarihli geri çevirme kararı ile ödeme emrinin iptaline ilişkin İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/589 esas sayılı şikayet başvurusu sonucunda verilen kararın kesinleşmiş onaylı bir örneğinin dosya içerisine alındıktan sonra gönderilmesi için dosya geri çevrilmiş, ancak geri çevirme kararı sonrası gönderilen ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayet dosyasında kararın kesinleşme şerhi bulunmamakla, kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Davalı tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp usulsüz tebligatın ve takibin iptalini istediğine göre, mahkemece açılan şikayet dosyasının kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, şikayet dosyasının kesinleşmesi beklenmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nin 428.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA ve bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 24.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

8. HD. 24.10.2018 T. E: 13599, K: 17853

Exit mobile version