Kiraya verenin, tahliye taahhüdüne dayalı takiplerde, kiracı tarafından tahliye emrine itiraz edilmesi üzerine, icra mahkemesinden “itirazın kaldırılması” nı istemek zorunda olmayıp, sulh hukuk mahkemesinde de “tahliye davası” açabileceği ve sulh hukuk mahkemesinden alacağı tahliye ilamını, İİK.’nun 26. maddesine göre ilamlı icra takibine konu edebileceği; buna karşın İİK.’nun 269/d ve 274/son maddelerinde, aynı kanunun 67. maddesine gönderme yapılmamış olduğundan, sulh hukuk mahkemesinde “itirazın iptali ve tahliye davası” açıp bu dava sonucunda aldığı ilama dayanarak “ilamsız tahliye” takibinde bulunamayacağı-
Tahliye taahhüdüne dayalı taşınmazların ilamsız takibinde, borçlunun örnek 14 no’lu tahliye emrine itiraz üzerine duran takibe devam edilebilmesi için kiraya verenin İİK’nun 275,1 fıkrası hükmüne göre icra mahkemesinden, kiracının itirazının kaldırılmasını istemek zorundadır. Ancak kiraya veren, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek zorunda olmayıp, sulh hukuk mahkemesinde de tahliye davası açabilir. Sulh mahkemesinden alacağı tahliye ilamını İİK’nun 26. maddesi uyarınca ilamlı icra yolu ile ayrı bir takip yapabilir. İİK’nun 269/d ve 274/son maddelerinde aynı Kanun’un 67. maddesine gönderme olmadığından sulh hukuk mahkemesinde itirazın iptali ve tahliye davası açılamaz ve bu dava sonucunda alınacak ilamla, ilamsız tahliye takibine devam edilemez. Sulh hukuk mahkemelerinden verilen itirazın iptali ve tahliye ilamları, ilamlı icra yolu ile takibe konabilir ve borçluya İİK’nun 26. maddesine göre icra emri çıkarılmak sureti ile ilamın infazı istenebilir.
Somut olayda ise, tahliye taahhüdüne dayalı taşınmazların ilamsız tahliye yolu ile takip başlatıldığı, borçlunun örnek 14 no’lu tahliye emrine itirazı üzerine sulh hukuk mahkemesinden itirazın iptali ve tahliye ilamı alınarak takibe devam edildiği ve aynı takip dosyası üzerinden tahliye işleminin gerçekleştirildiği görülmektedir.
Yukarıda açıklanan ilkelere göre taşınmazın tahliye işlemi usul ve kanuna aykırı olduğundan şikayetin kabulü yerine reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA)…
12. HD. 14.10.2008 T. E:13801, K:17341