Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Kiraya verenlerin birden fazla olması durumunda aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, temerrüt nedeniyle tahliye kararı verilebilmesi için icra takibinin tüm kiralayanlar tarafından yapılmasının ve davanın da birlikte açılmasının zorunlu olduğu, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekeceği, davanın açılmasındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün ise de temerrüde esas ihtarnamedeki ve temerrüt ihtarı yerine geçen icra takibindeki noksanlığın sonradan giderilmesinin mümkün olmadığı-

Kiraya verenlerin birden fazla olması durumunda aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, temerrüt nedeniyle tahliye kararı verilebilmesi için icra takibinin tüm kiralayanlar tarafından yapılmasının ve davanın da birlikte açılmasının zorunlu olduğu, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekeceği, davanın açılmasındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün ise de temerrüde esas ihtarnamedeki ve temerrüt ihtarı yerine geçen icra takibindeki noksanlığın sonradan giderilmesinin mümkün olmadığı-

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 26.09.2018 tarihli ve 2018/12770 Esas, 2018/16295 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı alacaklılar tarafından 15.10.2014 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak davalı borçlu aleyhine haciz ve tahliye talepli olarak başlattıkları icra takibine davalı borçlunun itirazı üzerine, davacı alacaklılar ayrı ayrı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece ayrı ayrı açılan davaların birleştirilmesi ile asıl davada itirazın kaldırılması talebinin kısmen kabulü ile davalının itirazının 16.000,00 TL asıl alacak ve işlemiş faizi yönünden kaldırılmasına, birleşen davada Yargıtayın bozma kararı ile kesinleşen itirazın kaldırılması davasında yeniden karar verilmesine yer olmadığına ve her iki davada da tahliye talebinin reddine verilmiş, karar davacı alacaklılar vekili ve davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve tahliye isteminin reddine dair verilen kararın taraflarca temyiz üzerine Dairemizin 26.09.2018 tarihli ve 2018/12770 Esas, 2018/16295 Karar sayılı ilamı ile; “1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Her iki davaya ilişkin davacılar H.-B. vekili ile H.S.M. ve M.D.M. vekilinin tahliyeye ilişkin temyiz itirazlarına gelince; …Kiraya verenlerin birden fazla olması halinde temerrüt nedeniyle tahliye kararı verilebilmesi için icra takibinin tüm kiralayanlar tarafından yapılması ve davanın da birlikte açılması zorunludur. Temerrüt ihtarnamesi yerine geçen, icra takibi tüm kiraya verenler tarafından ayrı ayrı da olsa başlatılarak ödeme emri tebliğ edilmiştir. Bu durumda ihtarnamede herhangi bir eksikliğin bulunmadığı dikkate alınarak tahliye davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliye talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir. 3- Davalı T. Elektrik Dağıtım A.Ş. vekilinin asıl dava yönünden icra inkar tazminatına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; İcra İflas Kanunu’nun 68/son maddesi hükmü gereğince itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde alacaklı diğer tarafın istemi üzerine tazminata mahkum edilir. Asıl davada Mahkemece itirazın kısmen kaldırılmasına karar verildiğine göre reddedilen kısım üzerinden davalı yararına tazminata karar verilmesi gerekirken bundan zuhul ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş. Taraflarca karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.

1.Düzeltilmesi istenen Yargıtay ilamıyla bunda atıf yapılan mahkeme kararında yazılı gerekçeler ve dosyada mevcut belgeler karşısında, davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme isteği yerinde görülmediği gibi HUMK’un 440. maddesinde yazılı dört halden hiç birine de uymadığından İİK’nin 366. ve HUMK’un 442. maddeleri uyarınca REDDİNE,

2-Davalı vekilinin tahliyeye yönelik karar düzeltme istemine gelince;

Taraflar arasında 15.10.2014 başlangıç tarihli, 5 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Kira sözleşmesi kiraya verenler H.B. İnşaat Petrol Otel. Gıda ve Unlu Mam. San. Tic Ltd. Şti., H.S.M. ve M.D.M. ile kiracı T. Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından akdedilmiştir. Kira sözleşmesi ile aylık kira bedeli net 40.000,00 TL olarak belirlenmiş ve her ayın 15 i ile 25 i arasında kiraya verenlerin banka hesaplarına hisseleri oranında yatırılacağı kararlaştırılmıştır. Kira sözleşmesinin özel şartlar kısmının 2. maddesi ile kira bedelinin %60’ının davacı şirket, %20’sinin H.S.M. ve diğer %20’sinin de M.D.M.’ın banka hesabına ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm geçerli olup tarafları bağlar. Davacılar H.S.M. ve M.D.M. tahliye istemli olarak 13.04.2015 tarihinde başlattıkları icra takibi ile 2015 yılı Şubat ve Mart ayları kira alacağı 32.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiştir. Davacı H.B. İnşaat Petrol Otel. Gıda ve Unlu Mam. San. Tic Ltd. Şti. de aynı sözleşmeye dayanarak tahliye istemli olarak 14.04.2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2015 yılı Ocak, Şubat ve Mart ayları kira alacağı 72.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiştir. Her iki takip dosyasında davalı borçlu borca itiraz etmiştir.

Kiraya verenlerin birden fazla olması durumunda aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, temerrüt nedeniyle tahliye kararı verilebilmesi için icra takibinin tüm kiralayanlar tarafından yapılması ve davanın da birlikte açılması zorunludur. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulmalıdır. Davanın açılmasındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün ise de temerrüde esas ihtarnamedeki ve temerrüt ihtarı yerine geçen icra takibindeki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün değildir. Somut olayda; kira sözleşmesinde H.-B. İnş. San. Tic. Ltd.Şti., H.S.M. ve M.D.M. birlikte kiraya veren sıfatına sahip olmalarına rağmen, temerrüt ihtarnamesi yerine geçen, asıl davaya konu icra takibi H.S.M. ve M.D.M. tarafından 13.04.2015 tarihinde başlatılmışken, birleşen davaya konusu icra takibi ise H.-B. İnş. San. Tic. Ltd.Şti. tarafından 14.04.2015 tarihinde başlatılmış ve bu şekilde birlikte ihtar gönderilmesi şartı ihlal edilmiştir. Bu durumda tahliye talebinin reddine karar verilmesi gerektiği bu defaki incelemeden anlaşılmakla, davalı tarafın karar düzeltme isteğinin taraflar arasında görülüp kesinleyen karar doğrultusunda kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (2) no’lu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 26.09.2018 tarihli ve 2018/12770 Esas, 2018/16295 Karar sayılı bozma kararının kaldırılarak Yerel Mahkemenin 21/03/2018 tarihli ve 2017/420 Esas, 2018/124 Karar sayılı hükmünün tahliyeye yönelik kısmının da ONANMASINA, yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin sair karar düzeltme isteğinin reddine, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine 11.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

8. HD. 11.04.2019 T. E: 1853, K: 4024

Exit mobile version