Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda şikayete konu edilen banka hesabında vergi, resim ve harç gelirleri dışında kişi isimleri, tarih ve tutarı belirtilmek sureti ile bir kısım paraların aktarıldığı, ekstre borç tahsilatı açıklamalı ödemelerin de bulunduğu, vergi, resim, harç dışındaki ödemelerin kaynağına dair alacaklı tarafça bir delil ibraz edilmediği, ispat yükü üzerinde olan alacaklı tarafından bu paraların haczi kabil olmayan para olduğunun ispatlanamadığı, bu durumda havuz hesabı oluşturulduğunun kabulünün gerektiği, haczedilmezlik şikayetine konu hesaba ilişkin belediye meclisince kamuya tahsis kararı alınmasının sonuca etkili olmadığı-

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda şikayete konu edilen banka hesabında vergi, resim ve harç gelirleri dışında kişi isimleri, tarih ve tutarı belirtilmek sureti ile bir kısım paraların aktarıldığı, ekstre borç tahsilatı açıklamalı ödemelerin de bulunduğu, vergi, resim, harç dışındaki ödemelerin kaynağına dair alacaklı tarafça bir delil ibraz edilmediği, ispat yükü üzerinde olan alacaklı tarafından bu paraların haczi kabil olmayan para olduğunun ispatlanamadığı, bu durumda havuz hesabı oluşturulduğunun kabulünün gerektiği, haczedilmezlik şikayetine konu hesaba ilişkin belediye meclisince kamuya tahsis kararı alınmasının sonuca etkili olmadığı- Takip dayanağı kamulaştırmasız el atmaya ilişkin ilam olup; idarenin kamulaştırmasız el atma eyleminin 1983 yılından sonrasına ait olup olmadığı konusunda belge ve bilgi bulunmadığından el atma eyleminin 1983 sonrası olduğunun kabulünün gerektiği, takip tarihi olan 28.12.2020 tarihinden önce ilamın 03.12.2020 tarihinde kesinleştiği, 6487 sayılı Yasa ile değişen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası, Anayasa Mahkemesi’nin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas – 2014/176 sayılı kararı ile iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmadığı, böylece 1983 yılından sonraki el atmaya ilişkin kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan tazminatlara ilişkin ilamların infazında borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacakları ilgili haciz yasağının mevcut olmadığı, takip başlatılmadan önce takip konusu ilam kesinleştiğinden 7327 Sayılı Kanun’un 21. maddesi ile 2942 Sayılı Kanuna Eklenen Geçici 16. maddesinin de somut olayda uygulanmayacağı, dosya kapsamı, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı-

I. ŞİKAYET

Borçlu şikayet dilekçelerinde; borçlu belediyeye ait T.C. Garanti Bankası nezdindeki TR60 0006 2000 5960 0006 2965 20 nolu maaş hesabı üzerine haciz konulduğunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. Maddesinin son fıkrasında proje karşılığı borçlanma yoluyla elde edilen gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde kullanılan malların ve belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harçların haczedilemeyeceğini, alacaklı tarafça davacı belediyenin belirtilen hesabına konulan hacizlerin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki, 6487 sayılı Yasa ile değişen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası gereği 1983 tarihinden önceki el atmalarla ilgili olarak kamulaştırmasız el atma tazminatının tahsili için idarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceğini, haczin kaldırılması talebinin icra müdürlüğünce reddedildiğini ileri sürerek icra müdürlüğü kararının ve haczin kaldırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Alacaklı cevap dilekçesinde; haciz işlemi sonunda dosya borcu tahsil edildiğinden şikayetin konusuz kaldığını, haczin mümkün olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;bilirkişi raporunun hükme ve denetime uygun bulunduğu, bilirkişi raporuna göre hesaba yatan paraların ne amaçla ve hangi hesaplara yatırıldığının tam tespit edilemediği, belediyenin özel gelirlerinin de bu hesaba yatırıldığının bildirildiği, bu nedenle hesapların haczinin mümkün olduğu, şikayetçi tarafça haczedilmezlik iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile borçlu tarafça kamu hizmetine tahsisli olduğu ile fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı ispat edilemeyen hesap yönünden şikayetin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Borçlu istinaf dilekçesinde; hesabın maaş ödemeleri kapsamında kullanıldığını,kamuya tahsisli olduğuna dair belediye meclis kararı bulunduğunu, hesaba maaş ödemesi dışında yatan paraların bilgileri dışında yatırıldığını, hesaptan giden paraların kamu hizmeti için yapılan harcamalardan oluştuğunu, maaş hesabındaki paraların İller Bankasından aktarılan vergi, resim, harç paraları olduğundan haczedilemeyeceğini, kaldı ki, 6487 sayılı Yasa ile değişen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası gereği 1983 tarihinden önceki el atmalarla ilgili olarak kamulaştırmasız el atma tazminatının tahsili için idarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda şikayete konu edilen banka hesabında vergi, resim ve harç gelirleri dışında kişi isimleri, tarih ve tutarı belirtilmek sureti ile bir kısım paraların aktarıldığı, ekstre borç tahsilatı açıklamalı ödemelerin de bulunduğu, vergi, resim, harç dışındaki ödemelerin kaynağına dair alacaklı tarafça bir delil ibraz edilmediği, ispat yükü üzerinde olan alacaklı tarafından bu paraların haczi kabil olmayan para olduğunun ispatlanamadığı, bu durumda havuz hesabı oluşturulduğunun kabulünün gerektiği, haczedilmezlik şikayetine konu hesaba ilişkin belediye meclisince kamuya tahsis kararı alınmasının sonuca etkili olmadığı, öte yandan takip dayanağı kamulaştırmasız el atmaya ilişkin ilam olup; idarenin kamulaştırmasız el atma eyleminin 1983 yılından sonrasına ait olup olmadığı konusunda belge ve bilgi bulunmadığından el atma eyleminin 1983 sonrası olduğunun kabulünün gerektiği, takip tarihi olan 28.12.2020 tarihinden önce ilamın 03.12.2020 tarihinde kesinleştiği, 6487 sayılı Yasa ile değişen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası, Anayasa Mahkemesi’nin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas – 2014/176 sayılı kararı ile iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmadığı, böylece 1983 yılından sonraki el atmaya ilişkin kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan tazminatlara ilişkin ilamların infazında borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacakları ilgili haciz yasağının mevcut olmadığı, takip başlatılmadan önce takip konusu ilam kesinleştiğinden 7327 Sayılı Kanun’un 21. maddesi ile 2942 Sayılı Kanuna Eklenen Geçici 16. maddesinin de somut olayda uygulanmayacağı, dosya kapsamı, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Borçlu, istinaf dilekçesindeki hususları tekrar etmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 5393 Sayılı Yasa’nın 15. maddesi uyarınca ve 2942 sayılı Kanun’a eklenen geçici 6. maddesinin 1. fıkrası gereğince borçlu Belediye’nin banka hesaplarına uygulanan haczin kaldırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Belediye Kanunu’nun 15. maddesi, Anayasa Mahkemesi’nin 13.11.2014 tarih ve 2013/95 – 2014/176 sayılı kararı, Anayasa Mahkemesi’nin 30.6.2022 tarih ve 2021/127 E. 2022/85 K. sayılı kararı, İİK 16, 85 inci madde hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlunun temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 10.04.2023 T. E: 2022/9844, K: 2469

Exit mobile version