Mahkemece, şikayete konu icra emrine dayanak bozma sonrası ilamda hükmedilen faiz türü dikkate alınıp, hakkın doğum tarihinden itibaren tarafların bildireceği bankalardan mevduata uygulanan en yüksek faiz oranları dosya arasına alındıktan sonra dosya bilirkişiye tevdi edilerek ödeme tarihine kadar işlemiş faiz miktarı belirlenip ve yine TBK’nun 100.maddesi kapsamında ödemenin öncelikle faizden düşülmek sureti ile hesap yapılacak şekilde rapor aldırtılıp usuli kazanılmış haklar da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
YARGITAY KARARI
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurusunda; takibe dayanak ilamın bozulduğunu, bozma ilamı üzerine düzenlenen icra emrindeki hesaplamaların hatalı olduğunu, dayanak ilamın bozulmasından önce 27.04.2016 yılında yaptığı ilk ödenen anapara, vekalet ücreti ve yargılama gideri ile bu kalemlerin faizleri her kalemden ayrı ayrı mahsup edilmek sureti ile yeni bir takip başlatılması gerekirken bu husus dikkate alınmadan tüm anapara, vekalet ücreti ve yargılama gideri üzerinden icra emri düzenlenmesinin doğru olmadığını ve icra dosyasına yapılan ilk ödemenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 100. maddesi anlamında kısmi ödeme olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek dayanak ilamın bozulmasından sonra düzenlenen icra emri ve takibin iptalini talep ettiği, mahkemece icra emrinin iptaline yönelik şikayetin İİK’nun 40.maddesi kapsamında reddi ile bilirkişi incelemesi yapılarak bakiye borç miktarının 169.520,66 TL olduğuna karar verildiği, alacaklının istinaf talebi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle istinaf talebinin kabulüne, ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına şikayetin kısmen kabulü ile 20.09.2019 tarihi itibari ile dosya borcunun 127.978,14 TL olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin kısmın iptaline karar verildiği, karara karşı alacaklının temyiz talebinde bulunduğu görülmüştür.
Somut olayda takibe dayanak … 3.Tüketici Mahkemesi’nin 2014/530 E. – 2014/62 K. sayılı ilamında asıl alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili ile ferilere hükmedildiği, borçlunun takip dosyasına 27.04. 2016 tarihinde 163.841,76 TL ödeme yaptığı, dayanak ilamın temyiz incelemesi neticesinde bozulması üzerine aynı mahkemece bozma ilamına uyularak verilen 05.07.2019 tarihli 2017/246 E -2019/353 K sayılı ilamda asıl alacağın dava ve ıslah tarihlerinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile tahsili ve ferilere hükmedildiği, bu ilama ilişkin olmak üzere 20.09.2019 tarihli şikayete konu icra emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
Buna göre mahkemece, şikayete konu icra emrine dayanak bozma sonrası ilamda hükmedilen faiz türü dikkate alınıp, hakkın doğum tarihinden itibaren tarafların bildireceği bankalardan mevduata uygulanan en yüksek faiz oranları dosya arasına alındıktan sonra dosya bilirkişiye tevdi edilerek ödeme tarihine kadar işlemiş faiz miktarı belirlenip ve yine TBK’nun 100.maddesi kapsamında ödemenin öncelikle faizden düşülmek sureti ile hesap yapılacak şekilde rapor aldırtılıp usuli kazanılmış haklar da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi için kararın bozulması cihetine gidilmiştir
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, … Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 30/12/2020 tarih, 2020/641 E. – 2020/3180 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine 15/06/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.
12. HD. 15.06.2021 T. E: 2122, K: 6432
YARGITAY BOZMA İLAMINA KONU İSTİNAF KARARI
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/641 Esas
KARAR NO : 2020/3180 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2020
NUMARASI : 2019/883 Esas- 2020/46 Karar
DAVANIN KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali
KARAR TARİHİ : 30.12.2020
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 31.12.2020
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü.
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2014/530 Esas sayılı dava dosyasının temyiz incelemesi sonucu karar düzeltme yolu açık olmak üzere onandığını, bunun üzerine davalı tarafından müvekkili banka aleyhine Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4866 Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, icra emrinin müvekkili bankaya tebliğ edildiğini, müvekkili banka tarafından yapılan kapak hesabında belirtilen borcun tamamının ödendiğini ve icra dosyasının infaz edildiğini, Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4866 Esas sayılı icra dosyasına dayanak olan Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2014/530 Esas ve 2014/562 Karar sayılı ilamı, karar düzeltme incelemesi sonucunda Yargıtay tarafından bozulduğunu, bunun üzerine Bakırköy 3.Tüketici Mahkemesi’nin 2017/246 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda tekrardan müvekkili banka aleyhine hüküm kurulduğunu, bu kararı temyiz ettiklerini ve temyizin devam ettiğini, davacı tarafından Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2017/246 Esas ve 2019/353 Karar sayılı yeni ilama dayanılarak, aynı icra dosyası olan Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4866 Esas sayılı icra dosyasından çıkartılan icra emrinin müvekkili bankaya tebliğ edildiğini, ayrıca müvekkili bankaya tebliğ edilen icra emrinin hukuka ve yasal mevzuata aykırı olduğunu, ayrıca tebliğ edilen yeni icra emrindeki hesaplamaların hatalı olduğunu, her ne kadar müvekkili banka tarafından yapılan ilk ödeme hesaplamanın sonunda mahsup edilmiş olsa da bu tutar sanki yeni ödenmiş gibi faiz hesaplaması yapılması ve kısmi ödeme olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, icra emrinin ilk ilama istinaden yapılan ödemede mahkemenin vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hiç ödenmemiş gibi hesaplama yapılarak düzenlendiğini, icra emrinin hukuka aykırı şekilde yapıldığını ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince ” Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamıyla; her ne kadar davalı alacaklı tarafından şikayetçi borçlu hakkında B. Çekmece 1. İcra Müd nün 2016/4866 E sayılı dosyasıyla Bakırköy 3. Tüketici mahkemesi’nin 24/12/2014 tarih ve 2014/530-562 EK sayılı kararıyla yapılan toplam 142.933,84 TL için ilamlı takibin sonrasında şikayetçi borçlunun 27/04/2016 tarihinde 163.841,76 TL ödeme yaptığı, daha sonra dayanak ilamın bozulması üzerine 05/07/2019 tarih ve 2017/246 E 2019/353 K sayılı kararıyla toplam 188.959,49 TL için icra emri düzenlendiği, 17/01/2020 tarihine göre yapılan kapak hesabında yekün alacağın 362.657,98 TL olarak belirlenip yatan 168.841,76 TL nin düşülmesi sonucu kalan borcun 198.816,22 TL olarak hesaplandığı, şikayetçi tarafın 200.000 TL bedelli teminat mektubunun kabul edildiği, şikayetçinin ilk kararın bozulmasından sonra yeniden kurulan kararın devam eden takipte infazının usulüne uygun olmadığı ve yeniden icra emri gönderilmemesi gerektiğine yönelik şikayeti yerinde olmadığından reddine (Yargıtay HGK nun 04/11/2009 tarih ve 2009/12-452 E 2009/466 K sayılı kararları gereği ), ancak şikayetçi borçlunun yaptığı ödemelerin sanki icra emri tebliğinden sonra yeni ödeme yapılmış gibi yapılan kapak hesabı yerinde olmadığı gibi ayrıca UYAP sisteminde de bu şekilde bir hesaplama yapıldığı, bir başka anlatımla UYAP sisteminin manuel sistem ile yapılan hesaplama ile tamamen çelişkiler doğurduğu anlaşılmakla, bilirkişinin 12/11/2019 tarihli raporunun 8 ve 9. bendindeki bölümlerin uygulanması TBK 100 maddesine uygun olduğundan buna itibar edilmiş, bu doğrultuda yapılan kapak hesabının 29.295,56 TL nin düşülmesi sonucu bakiye borcun 169.520,66 TL olarak ele alınmasına, bu şekilde şikayetin kısmen kabulüne ” dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; M. AKBIYIK tarafından, Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2014/530 Esas sayılı dosyası ile açılan davada, davalı müvekkili bankanın aleyhine hüküm kurulduğunu, kararın temyizi sonucunda Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2015/13105 Esas ve 2016/10198 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme yolu açık olmak üzere onandığını, davalı tarafından müvekkili banka aleyhine Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4866 Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, icra emrinin 26.04.2016 tarihinde müvekkili bankaya tebliğ edildiğini, müvekkili banka tarafından, 27.04.2016 tarihinde, icra dosyasında yapılan kapak hesabının tamamı kadar olan 163.841,76-TL tutarındaki dosya konusu borunun ödendiğini ve dosyanın infaz edildiğini, icra dosyasında dayanak olan Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2014/530 Esas ve 2014/562 Karar sayılı ilamı, karar düzeltme incelemesi neticesinde Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2016/14537 Esas ve 2017/5179 Karar sayılı ilamı ile bozulduğunu, bozma sonucunda Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2017/246 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda tekrardan müvekkili banka aleyhine hüküm kurulduğunu ve taraflarınca tehir-i icra talepli olarak kararın temyiz edildiğini ve temyiz aşamasının devam ettiğini, davacı tarafından Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2017/246 Esas ve 2019/353 Karar sayılı yeni ilama dayanılarak, aynı icra dosyası olan Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4866 Esas sayılı icra dosyası üzerinden 20.09.2019 tarihli icra emrinin, müvekkil bankaya 14.10.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, yeni ilama dayanılarak aynı icra dosyası üzerinden müvekkili bankaya 14.10.2019 tarihinde tebliğ edilen icra emrinin yasal mevzuata aykırı olduğunu, buna rağmen mahkeme tarafından hatalı bir değerlendirme yapılarak şikayetin reddedildiğini, mahkeme tarafından müvekkili banka aleyhine hükmedilen bakiye borç miktarının kabul anlamına gelmemekle birlikte, mahkeme kararının gerekçe kısmında şikayetin kabulü sonucunu doğuracak tespit ve değerlendirilmelere dayanılmasına rağmen ile hüküm kısmında taleplerinin reddine dair karar verilmiş ise de devamında taleplerinin kabulüne yönelik hüküm kurularak kararın kendi içerisinde çelişkili olarak verildiğini, mahkemece aldırılan bilirkişi raporu ile bakiye borç miktarının yeniden tespit edildiğini, hem bilirkişinin hem de mahkeme tarafından, davalı tarafından yeniden düzenlenen icra emrindeki tutarların hatalı olduğunu, mahkemenin hükme esas almış olduğu ”…bozulan karara uygun yeni bir karar verirse, alacaklının bu yeni ilamın icrasını derdest icra takibi dosyasında bu yeni ilamı isteyebileceği…” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının, davaya konu takip dosyasının, müvekkili banka tarafından dosya konusu borcun ifa edilmek üzere kapatılması nedeniyle somut uyuşmazlığa uygun olmadığını gösterdiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle : mahkemece ilk kararın infazının yok sayılıp yeni ödeme yapar gibi TBK 100. Maddesinin uygulamasının usulsüz olduğunu bu nedenle 12/11/2019 tarihli bilirkişi raporunun uygun olup, Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğünün 2016/4866 Esas sayılı dosyasındaki 17/01/2020 tarihine göre yapılan kapak hesaplamasında bakiye borç miktarı olan 198.816,22 TL den 29.295,56 TL nin Vekalet ücreti, yargılama gideri ve ferileri nedeniyle düşülmesi sonucu bakiye borç miktarının 169.520,66 TL olarak ele alınmasına karar verildiğini, bilirkişi raporunun ve mahkeme kararının gerekçesinde belirtildiği şekilde ne mükerrer bir harç tahsilatı ne de davacı borçlu ödemesinin TBK 100 maddesine göre sonradan tahsil yapılmış hesaplaması olmadığını, 29.295.56 TL’nin yok yere bir rapor ile silindiğini ve müvekkilinin mahkeme ilamı doğrultusunda hak ettiği alacağın mahkeme tarafından tanzim ettirilen bilirkişi raporu ile elinden alındığını, davacının ilk mahkeme hükmü sonrası ödediği bedelin dosya bedeli olduğunu, ikinci ve daha yüksek bir tazminata hükmeden mahkemenin hükmü sonrası aynen devam eden takipte icra dairesi tarafından ikinci hüküm doğrultusunda yeni bir takip hazırlandığını, ilk hükümde ödenen bedelin ödeme tarihinin esas kabul edilerek UYAP sistemi üzerinden alacaktan düşüldüğünü, tahsil ve cezaevi harcının ise ilk borca göre zaten ödediğinden mükerrer tahsili değil bakiye tahsili söz konusu olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, müvekkili banka tarafından 27.04.2016 tarihinde ilk ödenen ana para, vekalet ücreti ve yargılama gideri ile bu kalemlerin faizleri her kalemden ayrı ayrı mahsup edilmek suretiyle yeni bir takip başlatılması gerekirken; bu husus dikkate alınmadan tüm ana para, vekalet ücreti ve yargılama gideri üzerinden icra emri düzenlenmesi ve müvekkili bankaca icra dosyasına ödenen ilk tutarın 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu m.100 anlamında kısmi ödeme olarak değerlendirilmesinin fahiş bir hata olduğunu, böyle bir durumda müvekkili bankanın mükerrer ödeme durumuyla karşılaşmış olacağını, bu nedenlerle Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4866 Esas sayılı takibin ve müvekkil bankaya 14.10.2019 tarihinde tebliğ edilen yeni icra emri ve takibin iptaline karar verilmesini istediği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ilk kararın bozulması üzerine yeniden kurulan kararın devam eden takipte infazı usule uygun olup yeniden icra emrinin gönderilmesine yönelik şikayetinin İİK 40 maddesinin yorumuna aykırı olduğundan reddine, ancak ilk kararın (Fazla verilecek şekilde) infazının da yok sayılıp yeni ödeme yapar gibi TBK 100 maddesinin uygulanması usulsüz olup bu nedenle 12/11/2019 tarihli bilirkişi raporunun 3. Sayfasının 8. Ve 9. Bentleri oluşa uygun olup B. Çekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4866 E sayılı dosyasındaki 17/01/2020 tarihine göre yapılan kapak hesaplamasında bakiye borç olan 198.816,22 TL den 29.295,56 TL nin (Vekalet ücreti, yargılama gideri ve ferileri nedeniyle) düşülmesi sonucu bakiye borç miktarının 169.520,66 TL olarak ele alınmasına karar verildiği, karara karşı davacı borçlu ve davalı alacaklı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Şikayetin konusu Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4866 Esas sayılı icra dosyası üzerinden gönderilen 20.09.2019 tarihli icra emrinin iptali olup, dava dilekçesinde tüm ana para, vekalet ücreti ve yargılama gideri üzerinden icra emri gönderilmesinin ve bozmadan önce yapılan ödemenin TBK. 100 maddesine göre kısmi ödeme olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu ileri sürüldüğünden, bilirkişi tarafından icra emrinin düzenlendiği tarih itibariyle mevcut dosya borcuna ilişkin ayrıntılı hesaplama yapılarak icra emrinde talep edilebilecek alacak miktarının belirlenmesi gerekir. Bilirkişi raporunda dosya hesabı yoktur. Sadece vekalet ücreti ile yargılama giderinin hem bozmadan önce hem bozmadan sonra iki kez hesaplandığı belirtilerek mahsup yapılmıştır.
Dairemizce bozma ilamından sonra verilen Bakırköy 3.Tüketici Mahkemesi’nin 2017/246 Esas, 2019/353 Karar sayılı ilamda hükmedilen alacaklar dikkate alınacak ödemenin yapıldığı 27.04.2016 tarihi itibariyle kapak hesabı yapılmasına, yeni ilama göre 27.04.2016 tarihi itibariyle kapak hesabı yapıldıktan sonra yapılan ödemenin öncelikle TBK 100 gereğince işlemiş faiz ve masraflardan mahsubuna, kalan kısım olduğu takdirde bu miktarın da asıl alacaktan mahsup edilmesine, daha sonra geriye kalan asıl alacak miktarı üzerinden icra emrinin düzenlendiği 20.09.2019 tarihine kadar bankaların mevduata fiilen uyguladıkları en yüksek faiz oranlarına göre hesaplama yapılması, 20.09.2019 tarihi itibariyle icra emri ile istenebilecek bakiye borç miktarının belirlenmesi için dosya resen seçilen bilirkişi E. Ulaşan’a tevdi edilerek rapor aldırılmış olup, bilirkişi tarafından tanzim edilen 23.11.2020 tarihli rapora göre, icra emrinin düzenlendiği 20.09.2019 tarihi itibariyle talep edilebilecek bakiye alacak miktarı 127.978,14 TL. olarak belirlenmiştir. Bilirkişi raporu ayrıntılı, açıklamalı ve gerekçeli olduğundan dairemizce de hüküm kurmaya elverişli kabul edildiğinden, davalının istinaf talebinin reddine, davacının istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin kısmen kabulüne, 20.09.2019 tarihi itibariyle dosya borcunun 127.978,14 TL olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin kısmın iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf talebinin REDDİNE,
1-a)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
1-b)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
2-Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile, BÜYÜKÇEKMECE 1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ’nin 14.01.2020 Tarih ve 2019/883 Esas 2020/46 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Şikayetin kısmen kabulüne, 20.09.2019 tarihi itibariyle dosya borcunun 127.978,14 TL olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin kısmın iptaline
4-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan peşin 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacının ilk derece mahkemesinde yapmış olduğu 647,95-TL yargılama giderinin red kabul oranına göre 323,98-TL ‘sini davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince belirlenen 1.360,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince belirlenen 1.360,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu 703,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı istinaf talebinde haklı olduğu için peşin alınan istinaf karar harcının talep halinde tarafına iadesine,
10-Artan gider avansının talep halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 7035 Sayılı Kanunla değişik 6100 Sayılı HMK’nun 361/1.md.gereğince 2 (iki) hafta içerisinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtayın ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere temyiz yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğuna oy birliği ile karar verildi.30.12.2020
YARGITAY BOZMASI SONRASINDA VERİLEN İSTİNAF KARARI
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/2341 Esas
KARAR NO : 2022/259 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2020
NUMARASI : 2019/883 Esas- 2020/46 Karar
DAVANIN KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali
KARAR TARİHİ : 08/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 08/02/2022
Dairemizden verilen 30/12/2020 tarih ve 2020/641 Esas 2020/3180 Karar sayılı kararı Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 15/06/2021 tarih ve 2021/2122 Esas, 2021/6432 Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılıp incelendi:
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2014/530 Esas sayılı dava dosyasının temyiz incelemesi sonucu karar düzeltme yolu açık olmak üzere onandığını, bunun üzerine davalı tarafından müvekkili banka aleyhine Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4866 Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, icra emrinin müvekkili bankaya tebliğ edildiğini, müvekkili banka tarafından yapılan kapak hesabında belirtilen borcun tamamının ödendiğini ve icra dosyasının infaz edildiğini, Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4866 Esas sayılı icra dosyasına dayanak olan Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2014/530 Esas ve 2014/562 Karar sayılı ilamı, karar düzeltme incelemesi sonucunda Yargıtay tarafından bozulduğunu, bunun üzerine Bakırköy 3.Tüketici Mahkemesi’nin 2017/246 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda tekrardan müvekkili banka aleyhine hüküm kurulduğunu, bu kararı temyiz ettiklerini ve temyizin devam ettiğini, davacı tarafından Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2017/246 Esas ve 2019/353 Karar sayılı yeni ilama dayanılarak, aynı icra dosyası olan Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4866 Esas sayılı icra dosyasından çıkartılan icra emrinin müvekkili bankaya tebliğ edildiğini, ayrıca müvekkili bankaya tebliğ edilen icra emrinin hukuka ve yasal mevzuata aykırı olduğunu, ayrıca tebliğ edilen yeni icra emrindeki hesaplamaların hatalı olduğunu, her ne kadar müvekkili banka tarafından yapılan ilk ödeme hesaplamanın sonunda mahsup edilmiş olsa da bu tutar sanki yeni ödenmiş gibi faiz hesaplaması yapılması ve kısmi ödeme olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, icra emrinin ilk ilama istinaden yapılan ödemede mahkemenin vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hiç ödenmemiş gibi hesaplama yapılarak düzenlendiğini, icra emrinin hukuka aykırı şekilde yapıldığını ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince ” Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamıyla; her ne kadar davalı alacaklı tarafından şikayetçi borçlu hakkında B. Çekmece 1. İcra Müd nün 2016/4866 E sayılı dosyasıyla Bakırköy 3. Tüketici mahkemesi’nin 24/12/2014 tarih ve 2014/530-562 EK sayılı kararıyla yapılan toplam 142.933,84 TL için ilamlı takibin sonrasında şikayetçi borçlunun 27/04/2016 tarihinde 163.841,76 TL ödeme yaptığı, daha sonra dayanak ilamın bozulması üzerine 05/07/2019 tarih ve 2017/246 E 2019/353 K sayılı kararıyla toplam 188.959,49 TL için icra emri düzenlendiği, 17/01/2020 tarihine göre yapılan kapak hesabında yekün alacağın 362.657,98 TL olarak belirlenip yatan 168.841,76 TL nin düşülmesi sonucu kalan borcun 198.816,22 TL olarak hesaplandığı, şikayetçi tarafın 200.000 TL bedelli teminat mektubunun kabul edildiği, şikayetçinin ilk kararın bozulmasından sonra yeniden kurulan kararın devam eden takipte infazının usulüne uygun olmadığı ve yeniden icra emri gönderilmemesi gerektiğine yönelik şikayeti yerinde olmadığından reddine (Yargıtay HGK nun 04/11/2009 tarih ve 2009/12-452 E 2009/466 K sayılı kararları gereği ), ancak şikayetçi borçlunun yaptığı ödemelerin sanki icra emri tebliğinden sonra yeni ödeme yapılmış gibi yapılan kapak hesabı yerinde olmadığı gibi ayrıca UYAP sisteminde de bu şekilde bir hesaplama yapıldığı, bir başka anlatımla UYAP sisteminin manuel sistem ile yapılan hesaplama ile tamamen çelişkiler doğurduğu anlaşılmakla, bilirkişinin 12/11/2019 tarihli raporunun 8 ve 9. bendindeki bölümlerin uygulanması TBK 100 maddesine uygun olduğundan buna itibar edilmiş, bu doğrultuda yapılan kapak hesabının 29.295,56 TL nin düşülmesi sonucu bakiye borcun 169.520,66 TL olarak ele alınmasına, bu şekilde şikayetin kısmen kabulüne ” dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; M. AKBIYIK tarafından, Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2014/530 Esas sayılı dosyası ile açılan davada, davalı müvekkili bankanın aleyhine hüküm kurulduğunu, kararın temyizi sonucunda Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2015/13105 Esas ve 2016/10198 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme yolu açık olmak üzere onandığını, davalı tarafından müvekkili banka aleyhine Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4866 Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, icra emrinin 26.04.2016 tarihinde müvekkili bankaya tebliğ edildiğini, müvekkili banka tarafından, 27.04.2016 tarihinde, icra dosyasında yapılan kapak hesabının tamamı kadar olan 163.841,76-TL tutarındaki dosya konusu borunun ödendiğini ve dosyanın infaz edildiğini, icra dosyasında dayanak olan Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2014/530 Esas ve 2014/562 Karar sayılı ilamı, karar düzeltme incelemesi neticesinde Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2016/14537 Esas ve 2017/5179 Karar sayılı ilamı ile bozulduğunu, bozma sonucunda Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2017/246 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda tekrardan müvekkili banka aleyhine hüküm kurulduğunu ve taraflarınca tehir-i icra talepli olarak kararın temyiz edildiğini ve temyiz aşamasının devam ettiğini, davacı tarafından Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2017/246 Esas ve 2019/353 Karar sayılı yeni ilama dayanılarak, aynı icra dosyası olan Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4866 Esas sayılı icra dosyası üzerinden 20.09.2019 tarihli icra emrinin, müvekkil bankaya 14.10.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, yeni ilama dayanılarak aynı icra dosyası üzerinden müvekkili bankaya 14.10.2019 tarihinde tebliğ edilen icra emrinin yasal mevzuata aykırı olduğunu, buna rağmen mahkeme tarafından hatalı bir değerlendirme yapılarak şikayetin reddedildiğini, mahkeme tarafından müvekkili banka aleyhine hükmedilen bakiye borç miktarının kabul anlamına gelmemekle birlikte, mahkeme kararının gerekçe kısmında şikayetin kabulü sonucunu doğuracak tespit ve değerlendirilmelere dayanılmasına rağmen ile hüküm kısmında taleplerinin reddine dair karar verilmiş ise de devamında taleplerinin kabulüne yönelik hüküm kurularak kararın kendi içerisinde çelişkili olarak verildiğini, mahkemece aldırılan bilirkişi raporu ile bakiye borç miktarının yeniden tespit edildiğini, hem bilirkişinin hem de mahkeme tarafından, davalı tarafından yeniden düzenlenen icra emrindeki tutarların hatalı olduğunu, mahkemenin hükme esas almış olduğu ”…bozulan karara uygun yeni bir karar verirse, alacaklının bu yeni ilamın icrasını derdest icra takibi dosyasında bu yeni ilamı isteyebileceği…” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının, davaya konu takip dosyasının, müvekkili banka tarafından dosya konusu borcun ifa edilmek üzere kapatılması nedeniyle somut uyuşmazlığa uygun olmadığını gösterdiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle : mahkemece ilk kararın infazının yok sayılıp yeni ödeme yapar gibi TBK 100. Maddesinin uygulamasının usulsüz olduğunu bu nedenle 12/11/2019 tarihli bilirkişi raporunun uygun olup, Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğünün 2016/4866 Esas sayılı dosyasındaki 17/01/2020 tarihine göre yapılan kapak hesaplamasında bakiye borç miktarı olan 198.816,22 TL den 29.295,56 TL nin Vekalet ücreti, yargılama gideri ve ferileri nedeniyle düşülmesi sonucu bakiye borç miktarının 169.520,66 TL olarak ele alınmasına karar verildiğini, bilirkişi raporunun ve mahkeme kararının gerekçesinde belirtildiği şekilde ne mükerrer bir harç tahsilatı ne de davacı borçlu ödemesinin TBK 100 maddesine göre sonradan tahsil yapılmış hesaplaması olmadığını, 29.295.56 TL’nin yok yere bir rapor ile silindiğini ve müvekkilinin mahkeme ilamı doğrultusunda hak ettiği alacağın mahkeme tarafından tanzim ettirilen bilirkişi raporu ile elinden alındığını, davacının ilk mahkeme hükmü sonrası ödediği bedelin dosya bedeli olduğunu, ikinci ve daha yüksek bir tazminata hükmeden mahkemenin hükmü sonrası aynen devam eden takipte icra dairesi tarafından ikinci hüküm doğrultusunda yeni bir takip hazırlandığını, ilk hükümde ödenen bedelin ödeme tarihinin esas kabul edilerek UYAP sistemi üzerinden alacaktan düşüldüğünü, tahsil ve cezaevi harcının ise ilk borca göre zaten ödediğinden mükerrer tahsili değil bakiye tahsili söz konusu olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, müvekkili banka tarafından 27.04.2016 tarihinde ilk ödenen ana para, vekalet ücreti ve yargılama gideri ile bu kalemlerin faizleri her kalemden ayrı ayrı mahsup edilmek suretiyle yeni bir takip başlatılması gerekirken; bu husus dikkate alınmadan tüm ana para, vekalet ücreti ve yargılama gideri üzerinden icra emri düzenlenmesi ve müvekkili bankaca icra dosyasına ödenen ilk tutarın 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu m.100 anlamında kısmi ödeme olarak değerlendirilmesinin fahiş bir hata olduğunu, böyle bir durumda müvekkili bankanın mükerrer ödeme durumuyla karşılaşmış olacağını, bu nedenlerle Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4866 Esas sayılı takibin ve müvekkil bankaya 14.10.2019 tarihinde tebliğ edilen yeni icra emri ve takibin iptaline karar verilmesini istediği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda, bakiye borç miktarının 169.520,66 TL olarak ele alınmasına karar verildiği, karara karşı davacı borçlu ve davalı alacaklı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu, dairemizce bilirkişi incelemesi yapılarak, 30/12/2020 Tarih ve 2020/641 Esas, 2020/3180 Karar sayılı ilam ile, istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına şikayetin kısmen kabulü ile 20.09.2019 tarihi itibari ile dosya borcunun 127.978,14 TL olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin kısmın iptaline karar verildiği, karara karşı alacaklının temyiz talebinde bulunduğu, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2021/2122 Esas, 2021/6432 Karar sayılı ilamı ile dairemiz kararının bozulduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay bozma ilamında ” … Somut olayda takibe dayanak Bakırköy 3.Tüketici Mahkemesi’nin 2014/530 E. – 2014/62 K. sayılı ilamında asıl alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili ile ferilere hükmedildiği, borçlunun takip dosyasına 27.04. 2016 tarihinde 163.841,76 TL ödeme yaptığı, dayanak ilamın temyiz incelemesi neticesinde bozulması üzerine aynı mahkemece bozma ilamına uyularak verilen 05.07.2019 tarihli 2017/246 E -2019/353 K sayılı ilamda asıl alacağın dava ve ıslah tarihlerinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile tahsili ve ferilere hükmedildiği, bu ilama ilişkin olmak üzere 20.09.2019 tarihli şikayete konu icra emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
Buna göre mahkemece, şikayete konu icra emrine dayanak bozma sonrası ilamda hükmedilen faiz türü dikkate alınıp, hakkın doğum tarihinden itibaren tarafların bildireceği bankalardan mevduata uygulanan en yüksek faiz oranları dosya arasına alındıktan sonra dosya bilirkişiye tevdi edilerek ödeme tarihine kadar işlemiş faiz miktarı belirlenip ve yine TBK’nun 100.maddesi kapsamında ödemenin öncelikle faizden düşülmek sureti ile hesap yapılacak şekilde rapor aldırtılıp usuli kazanılmış haklar da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi için kararın bozulması cihetine gidilmiştir. ” denildiğinden, dairemizce bozma ilamına uyularak, bozma doğrultusunda tarafların bildirdiği bankalara müzekkere yazıldıktan sonra dosya bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından tanzim edilen 22.12.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; icra emrinin düzenlendiği 20.09.2019 tarihi itibariyle istenebilecek bakiye alacak miktarının 200.813,26 TL olduğu, bilirkişi raporu ayrıntılı ve gerekçeli olduğundan hüküm kurmaya elverişli olduğu, icra emrinde talep edilen miktar 188.959,49 TL olup, icra emrinde talep edilen alacak miktarı daha düşük olduğundan, davacı borçlunun şikayetinde haksız olduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin esastan reddine, davalının istinaf talebinin kabulü ile, Büyükçekmece 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 14/01/2020 tarih 2019/883 Esas 2020/46 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına, şikayetin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-a-)Peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine adına gelir kaydına,
b-) İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına;
3-Davalının istinaf talebinin kabulü ile, Büyükçekmece 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 14/01/2020 tarih 2019/883 Esas 2020/46 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına,
4-Davanın Reddine,
5-İlk Derece Mahkemesince alınması gerekli 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine adına gelir kaydına,
6-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı talebinde haklı olduğu için peşin alınan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
8-Davalı tarafça istinaf ve temyiz aşamasında yapılan 468,03-TL masrafın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte olan A.A.Ü.T. Gereğince 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Artan gider avansının talep halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 7035 Sayılı Kanunla değişik 6100 Sayılı HMK’nun 361/1.md.gereğince 2 (iki) hafta içerisinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtayın ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere temyiz yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğuna oy birliği ile karar verildi.08/02/2022
İlgili