12. Hukuk Dairesi2024 YılıTebligat

Medeni Kanunun 19. maddesinin birinci fıkrasına göre yerleşim yeri (ikametgâhı), “bir kimsenin sürekli kalma niyeti ile oturduğu yerdir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa dayanılarak çıkartılan ve 15.08.2007 tarihinde yürürlüğe giren Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliği’nin 1. maddesine göre, ” Türk vatandaşlarının ve Türkiye’de herhangi bir amaçla en az 6 ay süreli ikamet tezkeresi ile bulunan yabancıların yerleşim yeri adresleri Merkezi Adres Kayıt Sistemi olarak Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü tarafından elektronik ortamda tutulur.”

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2023/8765
KARAR NO: 2024/5957
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 28.09.2023
NUMARASI : 2023/2761-2023/3121
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takipte; borçluların icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğlerinin usulsüz olduğu iddiası ile tebliğ tarihlerinin düzeltilmesinin talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile tebliğ tarihlerinin 24.05.2021 olduğunun tespitine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Şikayetçi borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebliğinin incelenmesinde;
Somut olayda, davacı borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip talebinde ve ödeme emrinde borçlu şirketin ticaret sicil kayıt adresinin bildirildiği, ilk tebligatın sicil kayıt adresi olan ”…. Merkez Mahallesi Yasemin 1 Sk. No: 2/4 Bahçelievler/İstanbul” adresine çıkartıldığı, tebliğ mazbatasına göre ”gösterilen adrese tevziat saatleri içinde gidildi, adres sürekli kapalı olup muhatap kapı komşusu d. 3 te l…. fuar çalışanlarından soruldu, alınan sözlü beyana göre muhatap şirket adreste faaliyet edip etmediği bilinmemektedir, adrese uzun süredir kimse uğramamaktadır, tebliğ sağlanamamış şeklinde çıkış merciine iade” şerhiyle 05.10.2020 tarihinde iade döndüğü, alacaklı vekilinin ikinci kez TK 35. maddeye göre tebliğin talep edilmesi sonrası borçlu şirketin sicil kayıt adresi aynı adrese tebliğ çıkarıldığı, tebliğ mazbatasının takip dosyasıda fiziken ve uyap sisteminde kayıtlı olmadığı ve müdürlükçe de evraka ulaşılamadığının bildirildiği, Bahçelievler PTT Posta Dağıtım Müdürlüğünün 13.09.2023 tarihli cevabi yazısına göre evrakın tebliği için gösterilen adrese gidildiği, TK 35. maddesi gereğince çıkış mercii tarafından düzenlenen 6 numaralı örnek tebliğ evrakının bir parçasının 11.11.2020 tarihinde muhatabın kapısına yapıştırılmak suretiyle tebliğ edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Borçlu şirket …… Group Kozmetik Tur. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.’nin sicil adresine çıkartılan ödeme emri tebligatının 05.10.2020 tarihinde adresin kapalı olduğu tespit ve tevsik edildikten sonra tebligatın yapılabilmesi amacıyla yapılan araştırmaya ilişkin kayıtlar düşülerek bila tebliğ iade edildiği, ödeme emrinin tebliği amacıyla borçlu şirketin sicil adresine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesindeki düzenlemeye uygun olarak tebliğ mazbatası hazırlanarak gönderildiği, tebligatın yapılışına ilişkin tebligat evrakı bulunamasa da, Bahçelievler Posta  Dağıtım Müdürlüğü’nün cevabi yazısına göre ödeme emrinin, 11.11.2022 tarihinde TK’nın 35. maddesine uygun olarak tebliğ edildiği görülmektedir. Ayrıca davacı borçlu şirketin temsilcisi olan borçlu gerçek kişinin salgın hastalık ve sağlık problemleri nedeniyle uzun süre iş yerini kapatmak zorunda kaldığını beyan ettiğinden, borçlu şirketle ilgili iade edilen ilk tebligattaki adresin kapalı olduğuna dair tespitin, borçlu şirket yetkilisinin beyanı ile de örtüşmektedir. Bu durumda borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebligatının usulüne uygun olduğu anlaşılmış olup İlk Derece Mahkemesi kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Şikayetçi gerçek kişi Ghanem H…’a yapılan ödeme emri tebliğ işleminin incelenmesinde;
Medeni Kanunun 19. maddesinin birinci fıkrasına göre yerleşim yeri (ikametgâhı), “bir kimsenin sürekli kalma niyeti ile oturduğu yerdir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa dayanılarak çıkartılan ve 15.08.2007 tarihinde yürürlüğe giren Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliği’nin 1. maddesine göre, ” Türk vatandaşlarının ve Türkiye’de herhangi bir amaçla en az 6 ay süreli ikamet tezkeresi ile bulunan yabancıların yerleşim yeri adresleri Merkezi Adres Kayıt Sistemi olarak Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü tarafından elektronik ortamda tutulur.” hükmü yer almaktadır
Somut olayda, borçlunun takip talebinde gösterilen ve ayrıca MERNİS adresi olarak tespit edilen adresine gönderilen ödeme emri tebligatlarının, tebliğ mazbatasına göre ”muhatap tebliği en yakın aza beyanı soruldu tanınmadığını ve yeni adresinin bilinmediğini sözlü beyan ettiği, evrak tebliğ edilememiştir, çıkış mercine iade” şerhiyle 03.10.2020 tarihinde iade döndüğü daha sonra aynı olan MERNİS adresine tebligatın çıkartıldığı ve ”adrese gidildi, muhatabın tanınmadığı aza beyanından anlaşıldı, gösterilen adres tebliğ adresi olduğundan mahalle muhtarlığına tebliğ edilerek 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı” şerhi ile TK’nın 21/2. maddesi uyarınca 18.11.2020 tarihinde imza edilerek tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
İstanbul İl Göç İdaresinin 21.05.2024 tarihli yazı cevabı ile şikayetçi borçlunun 11.05.2020 başlangıç tarihli uzun dönem ikamet izni kaydı bulunduğunun bildirilmesi üzerine ve tebliğ yapılan adresin AKS kaydına göre tebliğ tarihinde kayıtlı MERNİS adresi olması, tebligat zarfında adresin MERNİS adresi olduğu ve TK’nın 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılması gerektiği şerhinin verildiği ve iade tebliğde adreste tanınmadığının tespiti yapıldığına göre tebligatın şerh itibari ile TK 21/2 . maddesine göre usulüne uygun olduğu anlaşılmıştır.
O halde, İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle, alacaklının temyiz isteminin kabulü ile 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 28.09.2023 tarih ve 2023/2761 E. – 2023/3121 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), Bakırköy 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 14.01.2022 tarih ve 2021/388 E.- 2022/38 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06.06.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu