Haciz&MuhafazaYargıtay Kararları

Mehil Vesikası/Tehiri İcra İçin Taşınmazların Teminat Olarak Sunulması Durumunda Bu Teminatın Hacizlerin Kaldırılmasını Sağlamayacağı

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2021/10286
KARAR NO : 2022/3466

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi S** tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK’nin 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde borçlunun asıl ve birleşen dosyalarda icra mahkemesine başvurularında, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasıyla birlikte borca itirazlarını ileri sürerek takibin durdurulmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince birleşen davanın kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine, asıl dava olan borca itirazın reddine karar verildiği, borçlu tarafından bu karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 58. maddesinin 3. fıkrasında; alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarının ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı günün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiğinin ve faizinin, takip talebinde belirtilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine aynı Kanunun 60. maddesinin birinci fıkrasının birinci bendinde; alacaklının veya vekilinin banka hesap numarası hariç olmak üzere, 58. maddeye göre takip talebine yazılması lazım gelen kayıtların ödeme emrinde bulunması gerektiği belirtilmiştir.
Buna göre; alacaklı, yabancı para alacağının TL karşılığını, takip talebinde göstermek zorunda olup, buna bağlı olarak bu zorunluluğun ödeme emrinde de yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu noksanlık kamu düzeni ile ilgili olup, takibin her safhasında re’sen göz önünde tutulmalıdır (HGK.nun 12/05/1999 tarih ve 1999/12-271 E. – 99/301 K.sayılı kararı).
Somut olayda, hem takip talebinde hem de ödeme emrinde yabancı para alacağının TL karşılığının gösterilmediği anlaşılmaktadır.
O halde ilk derece mahkemesince, takip talebi ve ödeme emrinde 714.249,64 USD yabancı para alacağının harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığı gösterilmediğinden asıl ve birleşen dosyalarda takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup kararın bozulması gerekmiştir.
Borçlunun temyiz isteminin, kamu düzeni nedeniyle re’sen kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi’nin 09/07/2021 tarih ve 2019/3101 E. – 2021/1523 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), Ankara 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 31/10/2019 tarih ve 2019/136 E. – 2019/995 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

—————————————————————————————————————————–

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I

ESAS NO : 2021/12160
KARAR NO : 2022/4428

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi D** tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; dayanak ilamı tehiri icra talepli olarak temyiz ettiğini, dosya borcunu teminat altına alan toplam 11.990.000.00 TL bedelli 44 adet taşınmazı teminat göstererek mehil vesikası aldığını, teminat miktarı borcu karşılamasına rağmen tüm mal varlığına haciz konulduğunu ileri sürerek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece; tehir-i icra kararı ile takip durduğundan işbu kararın önceden uygulanan haciz işlemlerini ortadan kaldırmayacağı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, 44 adet taşınmazın değeri nazara alındığında satışı halinde değerinin %50’si ve satış ve paylaştırma giderlerinin dosya alacağını tüm fer’ileri ile karşılayacağı, taşınmazların tapu kayıtlarında takip dosyası haricinde başka bir haciz şerhinin de bulunmadığı gerekçesi ile borçlunun istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına,şikayetin kabulü ile borçlunun teminat dışındaki mal varlığına konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK’nun 36. maddesi gereğince; ilâmı temyiz eden borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehin veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehin veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise, icranın geri bırakılması için Yargıtay’dan karar almak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir.
İİK’nun 36. maddesi gereğince, icranın tehiri için taşınmaz teminat olarak gösterilebilir ise de, taşınmazın (taşınmazların) satışı halinde, satış bedelinin, dosya borcunu ferileri ile birlikte karşılayıp karşılamayacağı belli değildir. Bu durumda, teminat olarak taşınmazın (taşınmazların) gösterilmesi halinde, bu teminatın hacizlerin kaldırılmasını sağlamayacağının kabulü gerekir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, belirtilen nedenle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin 10/11/2021 tarihli, 2021/1630 E. – 2021/1657 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu