Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Memurlar hakkında uygulanan İİK'nun 83. maddesi gereğince; kısmen haczi mümkün olan maaş ve ücretten borçlu ve ailesinin geçinmesi için icra müdürünce lüzumlu olarak takdir edilen miktar indirildikten sonra kalan kısmın haczi mümkündür. Ancak aynı maddenin 2. fıkrasında; haczedilecek miktarın, maaş ve ücretin 1/4'ünden az olamayacağı belirtilmiştir.


Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi S.a Uyar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının murafaalı olarak yapılmasına HUMK.nun 438. ve İİK.’nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi:

Borçlunun, takibin kesinleşmesinden önce maaşından 1800,00 TL kesilmesine dair verdiği muvafakatin geçersiz olduğu iddiasıyla muvafakatin iptali ile maaşından yapılan kesintinin ¼’e indirilmesi ve dava tarihinden sonra yapılan kesintilerin iadesi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabulü ile maaş haczine ilişkin muvafakatin iptali ile borçlunun maaş haczinin ¼’e indirilmesine, aşan kısmın iptaline ve maaş haczinin sıraya alınmasına karar verildiği görülmektedir.

Memurlar hakkında uygulanan İİK’nun 83. maddesi gereğince; kısmen haczi mümkün olan maaş ve ücretten borçlu ve ailesinin geçinmesi için icra müdürünce lüzumlu olarak takdir edilen miktar indirildikten sonra kalan kısmın haczi mümkündür. Ancak aynı maddenin 2. fıkrasında; haczedilecek miktarın, maaş ve ücretin 1/4’ünden az olamayacağı belirtilmiştir.

Ayrıca, kanun, borçlunun maaş veya ücretinin 1/4’ünün herhalde haczedebileceğini hükme bağlamıştır. Buna göre ücretin tamamı borçlu ve ailesinin geçinmeleri için yeterli olmasa bile, icra memuru, bunun 1/4’ünü mutlaka haczetmek zorundadır. İcra memuru haczedeceği miktarın azami sınırını belirlerken, borçlunun ve ailesinin ihtiyacını göz önünde bulunduracaktır. İcra memuru, bu takdiri kendisi yapabileceği gibi bunun için bilirkişiye de başvurabilir.

Ayrıca, 4857 sayılı Kanun’un 35. maddesinde ise; işçinin almakta olduğu ücretin dörtte birinden fazlasının haczedilemeyeceği düzenlenmiştir.

Somut olayda; alacaklı tarafından borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçluya 21.06.2011 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun aynı gün icra müdürlüğüne gelerek borcu kabul ettiğini ve çalışmakta olduğu kurumdan almakta olduğu maaşı üzerine ve emekli olması halinde emekli maaşı üzerine, maaşında başkaca kesintiler olsa dahi her ay aylık 1.800,00 TL tutarında haciz konulmasına muvafakat ettiğini beyan ettiği, 21.06.2011 tarihinde alacaklının talebi üzerine borçlunun muvafakati doğrultusunda çalışmakta olduğu T.C.D.D 5. Bölge Müdürlüğü’ne haciz müzekkeresi yazıldığı ve maaşından kesintiler yapıldığı, borçlunun sonraki süreçte 17.09.2014 tarihli dilekçesi ile icra müdürlüğüne başvurarak maaşından her ay kesilmekte olan 1.800,00 TL tutarındaki kesintinin 1.200,00 TL ye düşürülmesini ve kesintiye bu miktar üzerinden devam edilmesini talep ettiği, alacaklının kabulü üzerine maaşından yapılan kesintilere bu miktar üzerinden devam edildiği anlaşılmıştır.

TCDD’de bakım atölye müdürü olduğu anlaşılan borçlunun icra dosyasındaki 21.06.2011 tarihli muvafakat beyanı, takibin kesinleşmesinden önce olduğundan geçersizdir. Ancak borçlu tarafından, takibin kesinleşmesinden sonra 17.09.2014 tarihinde maaşından 1200,00 TL kesilmesine muvafakat edilmiş olup, takibin kesinleşmesinden sonra verilen bu muvafakat geçerlidir.

Bu durumda, mahkemece, öncelikle borçlunun işçi ya da memur olarak hangi statüde çalıştığı ve almakta olduğu maaş tutarı tespit edildikten sonra,17.09.2014 tarihli muvafakati de dikkate alınmak suretiyle yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 12.12.2017 T. E: 2016/24675, K: 15413

Exit mobile version