Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Menfi Tespit Davası - Hukuki Yarar

Kooperatif üyeliğinin devir ile sona erdiği iddiasına dayalı menfi tespit davası davacının hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan reddedilmişse de sunulan belge konusunda davalının isticvabı yoluna gidilip, gerektiğinde imza incelemesi yaptırılarak bu belgenin davaya etkisi, delil olarak sunulan adi yazılı taahhütnamenin içeriği diğer tüm delillerle birlikte tartışılıp değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerektiği-

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı vekili, müvekkilinin tüm ortaklık hak ve hisselerini bütün hukuki hak ve yükümlülükleri ile birlikte N. .. (M. oğlu)’e satıp devrettiğini, davacının kooperatif hissesini tapuda devir ve temlik ettikten sonra işbu devri ve N. ..’ ün kooperatif üyeliği için devir taahhüt örneğini davalı kooperatife noter aracılığı ve iadeli taahhütle yolladığını, davalı kooperatifin davacının üyelik kaydının silindiğine dair bir bilgi verilmediğini, N. ..’ ün de kooperatife üye olmadığını, davacının bundan böyle kooperatifle herhangi bir bağının kalmasını istemediğini ileri sürerek davacının kooperatif üyeliğinin sona erdiğinin, kooperatif üyeliğini ve tapudaki payını N. ..’e devrettiğinin tespitini talep etmiştir.

Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen duruşmaya iştirak edilmemiş, beyanda bulunulmamıştır.

İlk derece mahkemesince, davacının varsa parasal yükümlülüklerinin üyeliğin devir suretiyle sona erdiği tarihe kadar devam ettiği hususunu ancak icra takibine itirazında bildirmesi ya da itirazın iptali davasında savunması ve o mahkemece bu savunma üzerinde durulması ya da takibin kesinleşmesinden veya takip öncesinde açacağı menfi tespit davasında ileri sürmesi mümkün olduğundan, davalı kooperatif tarafından herhangi talep bulunmadığı halde üyeliğin sona erdiğinin tespitinde davacının HMK’nun 106/2. maddesine göre korunmaya değer güncel hukuki yararı olmadığı kanaatiyle davanın HMK’nun 114/1-h ve 115/2. madde hükümleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesi tarafından, tespit davalarında hukuki ilişkinin varlığının hemen tespit edilmesinde davacının korunmaya değer hukuki yararının bulunması gerektiği, davacı aleyhine icra takibi yapıldığında veya aidat talep edildiğinde savunma olarak her zaman üye olmadığını iddia ederek savunmada bulunabileceği, ilk derece mahkemesi tarafından davanın hukuki menfaat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunu esastan reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, kooperatif üyeliğinin devir ile sona erdiği iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Takipten önce açılan menfi tespit davasında borçlunun hukuki durumu tehlikede ise veya taraflar arasındaki hukuki ilişki belirsizlik içeriyorsa ve açılacak dava sonucunda verilecek kararla belirsizlik ortadan kalkacaksa hukuki yararın mevcut olduğu kabul edilmelidir.

Mahkemece her ne kadar davacının hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan dava reddedilmiş ve Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesi tarafından da istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ise de 06.10.2014 tarihli belge konusunda davalının isticvabı yoluna gidilip, gerektiğinde imza incelemesi yaptırılarak bu belgenin davaya etkisi, delil olarak sunulan adi yazılı taahhütnamenin içeriği diğer tüm delillerle birlikte tartışılıp değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken bu yönler üzerinde durulup tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda yazılan gerekçelerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, Bursa Bölge Adliye Mahkemesinin 22/05/20219 tarih 2018/763 Esas, 2019/325 Karar sayılı kararının kaldırılarak usul ve yasaya aykırı görülen Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.02.2018 tarih, 2015/449 Esas-2018/139 Karar sayılı kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 23.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

15. HD. 23.06.2021 T. E: 1131, K: 2924

Exit mobile version