Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Ödeme emrinde faiz türünün reeskont avans faizi olarak belirtilmiş olduğu, borca itirazın İİK'nın 169/a maddesinde belirtilen belgelerden biriyle ispatlanamamış olduğu ve İlk Derece Mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-

Ödeme emrinde faiz türünün reeskont avans faizi olarak belirtilmiş olduğu, borca itirazın İİK’nın 169/a maddesinde belirtilen belgelerden biriyle ispatlanamamış olduğu ve İlk Derece Mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-

I. DAVA

Borçlu İcra Mahkemesine başvurusunda; dava konusu bonoyu imzaladığı iddia olunan H. Yaldıran’a adına üçüncü kişilere bono düzenleme yetkisi verilmediğini, dava konusu bononun yetkisiz vekil tarafından imzalandığını, alacaklıya böyle bir borcu olmadığını belirterek icra takibinin tedbiren teminatsız olarak durdurulmasına, icra takibinin iptaline, olmadığı takdirde ödeme emrinin iptaline, kötü niyetli alacaklının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Alacaklı cevap dilekçesinde; vekaletnamede açıkça nakden borçlanmaya ve kambiyo senedi düzenlemeye yönelik yetki verildiğini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın hem imza hemde borca itiraz yönünden reddine, davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olamak kaydı ile icra inkar tazminatına ve para cezasına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bononun imzalanmasına dayanak olan vekaletnamenin ikinci sayfasında ”işyeri açma ve idaresi” başlığı altında ”emre muharrer senetler düzenlemeye, kambiyo taahhüdünde bulunmaya” şeklinde yetki bulunduğu, yine vekaletnamenin 3. sayfasında ”banka kredi alımı” başlığı altında ”kambiyo senetlerini düzenlemeye, kambiyo taahhüdünde bulunmaya” şeklinde yetki bulunduğu, davacı borçlu tarafın, takibe dayanak bononun işyeri açma ve idaresi ile banka kredi alımı hususlarından her hangi birisi için verilmediği iddiasının yazılı belgeyle ispatlanması gerektiği, davacı tarafça bu nevi bir belge de sunulmadığı belirtilerek davanın reddine, yasal şartları oluşmadığından davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Borçlu istinaf başvurusunda F. 2. Noterliği’nin 05224 yevmiye nolu 30.07.2020 tarihli vekaletnamesinde “iş yeri açma ve idaresi” başlığı altında ve “banka kredi alımı ” başlığı altında kambiyo senetlerini düzenleme ve kambiyo taahhüdünde bulunma konusunda yetki verildiğini, dava konusu bononun iş yeri açma ve idaresi veya banka kredi alımı amacıyla tanzim edildiğini ispat etme yükünün karşı tarafta olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ödeme emrinde faiz türünün reeskont avans faizi olarak belirtilmiş olduğu, borca itirazın İİK’nın 169/a maddesinde belirtilen belgelerden biriyle ispatlanamamış olduğu ve İlk Derece Mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Borçlu istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık İİK’nın 169/a maddesi uyarınca açılmış borca itiraz ve İİK’nın 16.maddesi uyarınca açılmış şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

İİK’nın 16. ve 169/a maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlunun temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.05.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 08.05.2023 T. E: 2022/10578, K: 3133

Exit mobile version