Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi S. Y. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, borçluların icra dairesine verdikleri dilekçe ile yetkiye ve borca itirazda bulundukları, icra müdürlüğünce; itirazın yasal sürede yapıldığı anlaşıldığından takibin İİK’nun 62 ve 66. maddeleri uyarınca durdurulmasına karar verildiği, alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece itirazın kaldırılması isteminin kabulüne karar verildiği, kararın borçlular vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile davanın kısmen kabulüne, borçlu B. B. yönünden ödeme emri tebliğ edilmediğinden borçlunun icra dairesine yaptığı itirazın sonuç doğurmayacağı, alacaklının bu aşamada itirazın kaldırılmasını talep etmesinde hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile dava şartı oluşmadığından davanın reddine, borçlular Adan Mobilya Sağlık Tekstil San. ve Tic. A.Ş. ve Ankara Yatak Kapitone San. Tic. A.Ş. yönünden yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine, ret kararları esasa ilişkin nedenlerden olmadığından tazminat taleplerinin reddine, borçlu B. B. yönünden ise itirazın kaldırılması ile takibin devamına karar verildiği, kararın alacaklı vekili tarafından temyiz edildiği görülmüştür.
Somut olayda; alacaklı tarafından Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2018/3640 Esas sayılı takip dosyası ile borçlular hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu B. B. adına tebliğe çıkarılan ödeme emrinin 30/03/2018 tarihinde muhatabın adresten taşındığı belirtilerek iade edildiği, tüm borçlular tarafından 02/04/2018 tarihinde icra müdürlüğüne verilen itiraz dilekçesi ile, icra müdürlüğünün yetkisi ile borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettikleri, icra müdürlüğünce aynı tarihte itirazların kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, icra dosyasından borçlulara yeniden tebligat çıkartılmadığı, alacaklının ihtilafı sürdürme iradesi göstererek süresinde icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılması talebinde bulunduğu görülmüştür.
İİK ‘nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almakla birlikte borçluya “ödeme emri tebliğ edilemese” bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Kaldı ki, borçlu B. B.’a müdürlükçe çıkarılıp bila tebliğ iade edilen ödeme emri de bulunmaktadır. Her ne kadar bölge adliye mahkemesi kararında Dairemizin bazı içtihatlarına atıfta bulunulmuş ise de, bahsi geçen içtihatlar her somut olayın niteliğine göre oluşturulmuş olup, Dairemizin sonradan oluşan ve usul ekonomisine de uygun olan uygulamalarına göre; borçluya ödeme emrinin tebliğ edilememesi halinde, borçlunun takipten haricen haberdar olup yedi gün içinde itirazını icra dairesine bildirdiğinin ve alacaklının da anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşılması halinde ödeme emri tebliğ edilemese bile borçlunun itirazı geçerli olup alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı vardır.
O halde, borçlu B. B.’ın takibe itirazı geçerli olmakla takibin durdurulduğu da dikkate alınarak bölge adliye mahkemesince, alacaklının itirazın kaldırılması isteminin bu borçlu yönünden de esasının incelenerek oluşacak sonuca göre olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu hukuki yarar yokluğu nedeniyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi’nin 10/03/2021 tarih ve 2020/1234 E. – 2021/620 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13/01/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi verildi.
12. HD. 13.01.2022 T. E: 2021/7314, K: 376