İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı borçlunun vaki itirazı üzerine davacı alacaklı, icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece tahliye isteminin reddine, alacağa yönelik istemin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından alacağa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Takibe dayanak yapılan ve karara esas alınan 1.12.2000 başlangıç tarihli 3 yıl süreli yazılı kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira miktarı 1.400 DM olup, her ay peşin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı alacaklı tarafından 26.1.2011 tarihinde başlatılan icra takibinde 2009 – 2010 – 2011 kira dönemlerine ait bakiye kira alacağı olan 30.589,00 TL ile 2.731,03 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 33.320,03 TL nin tahsili istenilmiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu yasal süresindeki itirazında kira bedellerinin mal sahibinin banka hesabına ödendiğini, takibe konu yıllara ait borcu bulunmadığını, borcun tamamına itiraz ettiğini bildirmiştir.
Mahkemece her ne kadar bilirkişi raporu doğrultusunda sözleşmedeki aylık kira miktarının kesinleşmiş olduğu, 6570 Sayılı Yasanın geçici 7.maddesine göre artış uygulanamayacağından bahisle K. 2008 ayından itibaren yapılmış olan ödemeler de mahsup edilmek suretiyle 13.523,11 TL asıl alacak ile 504,11 TL faiz yönünden itirazın kaldırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ise de, kira paralarının yabancı para ile kararlaştırıldığı sözleşmelerde yabancı parada artışı yasaklayan 4531 Sayılı Yasanın, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği tarih göz önünde tutulduğunda, kiracının kira sözleşmesinden ve kararlaştırılan artıştan sorumlu tutulacağının kabulü gerekir. Bu nedenle kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünün 6.maddesinin kira bedellerinde artırımı düzenleyip düzenlemediği hususu üzerinde durularak sonucuna göre hesaplama yapılması gerekirken yazılı gerekçe ile artış koşulunun uygulanmayacağının kabulü doğru olmadığı gibi, icra takibinde ve davada 2009 – 2010 ve 2011 yıllarına ait bakiye kira bedelleri talep edilmiş olmasına rağmen, 19.11.2008 tarihinde yapılan 5.000,00 TL ve 17.12.2008 tarihinde yapılan 2.000,00 TL’lik ödemelerin de takip konusu aylardan mahsup edilmesi de doğru değildir. Ayrıca Borçlar Kanunu’nun 85. maddesi gereğince birden fazla kira borcu olan kiracı ödeme sırasında hangi borcu ödediğini bildirmek hakkını haizdir. Ödenen kira parasının ait olduğu ay kiracı tarafından ödeme makbuzunda belirtilmemiş ise, kiralayan bunu ödenmeyen herhangi bir ayın kirasına karşılık tutabilir. Yine Borçlar Kanunu’nun 86. maddesine göre yapılan ödemenin önce muaccel olan borca mahsup edilmesi gerekir. Davalı borçlu tarafından 26.1.2009 tarihinde yapılan 3.000,00 TL ödemenin hangi aya ait olduğu belirtilmediğine ve davacı alacaklı tarafından da söz konusu ödemenin takip konusu olmayan 2008 yılı 11 ve 12.aylara ait kira bedellerine mahsup edildiğinin belirtilmesine ve Borçlar Kanunu’nun 85 ve 86. maddeleri gereği söz konusu ödemeleri bu aylara mahsup etme hakkı bulunduğu hususu gözetilmeksizin bu miktarın da takip konusu ayların kira bedelinden mahsup edilmesi de hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
6. HD. 05.04.2012 T. E: 2630, K: 5427