Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Öte yandan, keşide yeri unsuru bulunmayan dayanak belge bono olarak kabul edilemeyeceğinden, TTK'nın 776/1-f maddesinde öngörülen koşulu taşımayan bu belgeye dayanarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılması da mümkün değildir.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2023/607
KARAR NO: 2023/7386
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 30.11.2022
NUMARASI : 2022/330-2022/2748
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, senedin takipten önce zaman aşımına uğradığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği; İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile davacı borçlu yönünden takibin 169/a-5 gereğince durdurulmasına, tazminat talebinin reddine karar verildiği, karara karşı alacaklı yanca istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın reddine, tazminat şartları oluşmadığından tazminat isteminin reddine hükmedildiği görülmektedir.
Takibe konu senetlerin tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 776/1-f maddesi uyarınca; senette düzenlenme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanun’un 777/4. maddesinde ise; düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Hukuk Genel Kurulu’nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması zorunlu ve yeterlidir.
Öte yandan, keşide yeri unsuru bulunmayan dayanak belge bono olarak kabul edilemeyeceğinden, TTK’nın 776/1-f maddesinde öngörülen koşulu taşımayan bu belgeye dayanarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılması da mümkün değildir.
 İİK’nın 170/a-2. maddesine göre; ”İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı husularını re’sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.”
Somut olayda, takip konusu senetlerden 15.10.2017 tanzim, 30.04.2018 vade tarihli icraya konu senette tanzim yeri bulunmadığı görülmektedir. Bölge Adliye Mahkemesinin, istinaf edenin sıfatı dolayısıyla keşide yeri olmadığının göz ardı edileceği gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise de; İİK 170/a-2 gereği re’sen incelenmesi gerekeceğinden hüküm yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, takip dayanağı senette tanzim yeri bulunmadığından, mahkemece bu senede münhasır olarak İİK’nın 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 30.11.2022 tarih ve 2022/330 E.-2022/2748 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Exit mobile version