12. Hukuk Dairesi2023 Yılıİpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İcra Takibi

Paylı mülkiyete konu olan taşınmazın borçlu ile birlikte 10 farklı maliki olup, paydaşların borcu nedeni ile yine kendilerine ait taşınmazı alacaklıya kesin borç ipoteği şeklinde ipotek ettirdikleri, anılan ipoteğin süresiz olarak kurulduğu, bu durumda, alacaklının, borçlulara takip öncesi ihbarda bulunması zorunluyken, ihbar olmaksızın, borçlular aleyhine ipoteğe dayalı ilamlı takip başlatılmış olması usul ve yasaya aykırı olup

Paylı mülkiyete konu olan taşınmazın borçlu ile birlikte 10 farklı maliki olup, paydaşların borcu nedeni ile yine kendilerine ait taşınmazı alacaklıya kesin borç ipoteği şeklinde ipotek ettirdikleri, anılan ipoteğin süresiz olarak kurulduğu, bu durumda, alacaklının, borçlulara takip öncesi ihbarda bulunması zorunluyken, ihbar olmaksızın, borçlular aleyhine ipoteğe dayalı ilamlı takip başlatılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, borçlular tarafından bu konuda süresiz şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurularak icra emrinin iptalinin istenebileceği-

İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte borçlunun İcra Mahkemesine başvurusunda; sair itirazlarının yanında taşınmazın tüm maliklerine muacceliyet ihbarı yapılmadığı şikayeti ile takibin ve icra emrinin iptalinin talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince, takibin iptaline karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, ipoteğin kesin borç ipoteği olduğu, ipotek akit tablosundaki “fekki bildirilinceye kadar süre ile” açıklamasının muacceliyet koşulu olmadığı, ipoteğin süresiz olarak yapıldığını gösterdiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak takibin iptali şikayetinin reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği görülmüştür.

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Takip dayanağı; 14.11.2018 tarih ve 2992 yevmiye nolu ipotek akit tablosu incelendiğinde; davalı lehine 400.000 TL bedel mukabilinde, 1. derecede, faizsiz ve fekki bildirilinceye kadar müddetle ipotek tesis edilmiş olduğu ve ipoteğin kesin borç ipoteği (karz ipoteği) olduğu anlaşılmıştır. İpotek akit tablosundaki “fekki bildirilinceye kadar süre ile” açıklaması ise muacceliyet koşulu olmayıp, ipoteğin süresiz olarak yapıldığını göstermektedir.

Kural olarak alacağın muacceliyetinin, bir ihbarın yapılmasına bağlı olduğu durumlarda, alacaklının hem asıl borçluya hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine, muacceliyet ihbarında bulunmadan icra takibi yapması mümkün değildir. (MK 802 md., TMK. 887 md.) Zira, Borçlar Kanunu’nun 117/2. maddesinde yer alan borcun ifa edileceği gün (vade tarihi) sözleşmede yer almamıştır. Bu durumda, borçlunun temerrüdünün ne zaman gerçekleştiğinin saptanmasında Borçlar Kanunu’nun 117/2. Maddesinin (818 Sayılı BK’nın 101/1.maddesi); “muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmü dikkate alınmalıdır.

İİK’nın 149. maddesinde; “İcra müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderir” hükmüne yer verilmiştir.

Somut olayda, paylı mülkiyete konu olan taşınmazın borçlu ile birlikte 10 farklı maliki olup, paydaşların borcu nedeni ile yine kendilerine ait taşınmazı alacaklıya kesin borç ipoteği şeklinde ipotek ettirdikleri, anılan ipoteğin süresiz olarak kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, alacaklının, borçlulara takip öncesi ihbarda bulunması zorunluyken, ihbar olmaksızın, borçlular aleyhine ipoteğe dayalı ilamlı takip başlatılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, borçlular tarafından bu konuda süresiz şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurularak icra emrinin iptali istenebilir.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 02.06.2022 tarih ve 2021/544 E. – 2022/1267 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 12.04.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 12.04.2023 T. E: 2022/9195, K: 2597

Related Articles

Back to top button