Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Satım sözleşmesinin kurulmasından sonra, ancak araç satışına dair faturanın henüz düzenlenmediği süreçte, davaya konu aracın ÖTV oranı %60'tan %80'e çıkarıldığından, aracın toplam fiyatının yükselmiş olduğu ve fatura tarihi itibariyle de yürürlükte bulunan yeni ÖTV oranının uygulanması gerektiği- Davalı bayiye yüklenecek herhangi bir kusur olmadığından ve yasa değişikliği nedeniyle aracın teslimi imkansız hale geldiğinden araç teslimine ilişkin davanın da reddine karar verilmesi gerektiği

Satım sözleşmesinin kurulmasından sonra, ancak araç satışına dair faturanın henüz düzenlenmediği süreçte, davaya konu aracın ÖTV oranı %60’tan %80’e çıkarıldığından, aracın toplam fiyatının yükselmiş olduğu ve fatura tarihi itibariyle de yürürlükte bulunan yeni ÖTV oranının uygulanması gerektiği- Davalı bayiye yüklenecek herhangi bir kusur olmadığından ve yasa değişikliği nedeniyle aracın teslimi imkansız hale geldiğinden araç teslimine ilişkin davanın da reddine karar verilmesi gerektiği

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen araç teslimine ilişkin davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 08/11/2022 tarihinde davacı asil S. ve vekili Av.. ile davalı vekili Av. M. O.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacı, davalı … bayisinden Yeni Kuga 1.5 TDCİ Titannium ekoblue OTM 2020 model araba almak için 16.07.2020 tarihinde başvuruda bulunduğunu, taraflar arasında aracın satımına ilişkin sözleşme imzalandığı, aracın alımına ilişkin kararlaştırılan günde aracını alamadığını, davalı tarafça, ötv oranlarının yükseldiğini ve bunun sonucunda da vergilerinin arttığını bu nedenle de aracın değerinde 154.250,00 TL’lik fark oluştuğunu fark bedeli ödendiği taktirde aracın kendisine verilebileceğinin belirtildiğini, anlaşmaya istinaden ödenmesi gereken 64.250,00 TL’yi 05.10.2020 tarihinde davalı şirketin hesabına ödediği ve yeniden davalı şirkete ihtar gönderilemsine rağmen aracın teslim edilmediğini, satım sözleşmesinde ÖTV oranının yükselmesi yahut vergi oranlarının artması sebebiyle araç bedelinin değişikliğe uğrayacağının öngörülmediğini ve sözleşmede böyle bir hususun belirtilmediğini, 6052 sayılı kanunda da düzenlendiği üzere sözleşmede sonradan tüketici aleyhine bedel artışını öngören bir değişikliğin söz konusu olmayacağını ileri sürerek; sözleşme gereği bedelini ödediği Yeni Kuga 1.5 TDCİ Titannium ekoblue OTM 2020 model arabanın teslimine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacının araç satın alarak 125.000.00 TL fiyat sabitleme bedelini şirkete ödediğini, ancak davacının araç fiyatını sabitlemesinden sonra 29.08.2020 tarihinde yürülüğe giren değişikliğe göre araçlarda ÖTV oranının %60 tan %80 e çıkartıldığını, bu artış sebebi ile de vergi oranı yükseldiğinden, artık aracın vergileri sebebi ile toplam fiyatının yükseldiğini, artık davacının vergi mevzuatı gereği aracı vergi muafiyeti ile alma hakkının da ortadan kalktığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

İlk derece mahkemesince oy çokluğu ile; satım sözleşmesinde ÖTV oranının yükselmesi veya vergi oranlarının artması sebebiyle araç bedelinin değişikliğe uğrayacağına ilişkin düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.

Bölge adliye mahkemesince; sözleşmenin taraflarının, başlangıçta iradelerinin birleştiği satış bedeli olan 189.250,00 TL dışında davalının davacıdan ayrıca bir istemde bulunmasının mümkün olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 29.08.2020 tarihindeki ÖTV zammından önce kurulduğunu, buna göre davalının kararlaştırılan bedelden başka ayrıca ÖTV vergisi talep etmesinin yasal dayanağı bulunmadığı kabul edilmek suretiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı tarafça temyiz edilmiştir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 136. maddesinde; ” Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır. Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.” düzenlenmiştir.

Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen 16.07.2020 tarihi Müşteri B. Formu gereğince davaya konu aracın davacıya 189.250,00 TL bedelle “ÖTV muaf olarak satışı yapılmıştır” ibaresiyle satışı hususunda anlaşmaya varılmıştır. Sözleşmede kararlaştırılan bedelin 125.000,00 TL’sinin peşin olarak ödeneceği de düzenlemeler arasında mevcuttur. Bu kapsamda da davacı 16.07.2020 tarihinde 3.000,00 TL, 21.07.2020 tarihinde ise 122.000,00 TL ödeme yapmıştır. Taraflar arasında satım sözleşmesi kurulmuş, ancak aracın satışına dair henüz faturası düzenlenmemiştir. Bu süreçte 29.08.2020 tarihli ve 2912 sayılı T.C Resmi Gazetede ötv zammı değişikliği ile ilgili husus yayımlanarak yürürlüğe girmiş, böylece davaya konu aracın ÖTV oranı %60’tan %80’e çıkartılmıştır. Bu artış sebebi ile de vergi oranı yükseldiğinden, artık aracın vergileri sebebi ile toplam fiyatı yükselmiş olup fatura tarihi itibariyle de yürürlükte bulunan yeni ÖTV oranının uygulanması gerekmektedir. Kaldı ki araç bedelinin bakiye kısmı da davacı tarafından yasal değişiklikten sonraki bir tarih olan 05.10.2020 tarihinde 64.250,00 TL olarak ödenmiştir. Hal böyle olunca somut olayda davalıya yüklenecek herhangi bir kusur olmadığı gibi kanun koyucu tarafından yapılan yasal değişiklik nedeniyle aracın teslimi imkansız hale geldiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde açıklanan nedenlerle davanın kabulü cihetine gidilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK’nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, 8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 08/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

3. HD. 08.11.2022 T. E: 4215, K: 8628

Exit mobile version