YEREL MAHKEME KARARI
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
MALATYA
1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
Esas No : 2020/347
Karar No : 2021/81
İcra Dosya No : Malatya İcra Müdürlüğü 2018/32746 Esas
Dava : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)
Dava Tarihi : 22/10/2020
Karar Tarihi : 25/02/2021
Mahkememizde görülen davanın dosya üzeri yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Malatya İcra Müdürlüğünün 2018/32746 Esas sayılı takip dosyasında 15/10/2020 tarihli talepleri ile “dosya kapsamında diğer tüm satış ve haciz taleplerinin aynen kalmak kaydı ile sadece Malatya İli, …….İlçesi, …..Mahallesi 4442 ada ve 7 numaralı parsel üzerindeki hacizlerin kaldırılması”nın istendiğini, ancak Malatya İcra Dairesinin vermiş 15/10/2020 tarihli kararında 15/10/2020 tarihli tensip kararına ek olarak alacaklı vekilinin haciz kaldırma talebinin, bakiye kalan 2.504.607,09 TL, tahsil harcının dosyanın satış görmüş olması nedeni ile tahsil harcının %11,38 üzerinden 285.024,28 TL alınmasına buna mukabil talepte yazılı taşınmaz kaydındaki haczin kaldırılmasına” şeklinde hüküm kurduğunu, müvekkilinin dosyadaki alacağını alacağın temliki hükümlerine göre Vakıfbank dan devraldığını, asıl alacaklı olan Vakıfbank’ın her türlü harç ve teminattan muaf olduğunu, müvekkilinin dosyadaki alacağını Vakıfbank’tan temlik aldığına göre Vakıfbank’ın sahip olduğu tüm hakların müvekkile geçtiğini, Vakıfbank’ın tüm harçlardan muaf olduğunun Yargı kararları ile sabit olduğunu, dosyada bir taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasının harice tahsil anlamına gelmediğini ve tahsil harcının da alınamayacağını, bu dosyadaki talepleri ile sadece bir taşınmazdaki haczin kaldırıldığını, bu nedenlerden dolayı Malatya İli, …….. İlçesi, ………. Mahallesi 4442 ada ve 7 numaralı parsel üzerindeki hacizlerin kaldırılması yönündeki taleplerine ilişkin İcra Dairesince verilen 15/10/2020 tarihli kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 492 sayılı harçlar kanununa istinaden icra tahsil harcı, tahsilin gerçekleştiği anda icra dosyasının aşamasına göre tahsil edildiğini, icra dairesi nezdinde başlatılan icra takiplerinde, tahsilin gerçekleştiği anda icra dosyasının aşamasına göre takibe konu değer üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanununun 21.maddesi uyarınca icra tahsil harcı aranılması gerektiğini, buna ilişkin Yargıtay içtihatlarının mevcut olduğunu, tahsil harcı alınması işleminde herhangi bir usulsüzlüğün bulunmadığını, bu nedenlerden dolayı şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İİK 18. maddesi kapsamında dosya üzerinden inceleme yapılmıştır.
Dava, Şikayet (İcra Memur Muamelesi) niteliğindedir.
Takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı Türkiye Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığı tarafından borçlu Fatih Erdoğan v.d aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Alacaklı vekilinin haciz kaldırma talebi olduğu ve haciz kaldırma haricen tahsile karine teşkil ettiğinden tahsil harcı bir kere doğmuş olmakla % 4,55 oranında tahsil harcının yatırılması halinde talebin kabulüne tensiben karar verildiği,
“492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 23. maddesinde; ”Her ne sebep ve suretle olursa olsun, icra takibinden vazgeçildiğinin zabıtnamaye yazılması için vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı alınır. Ancak haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilirse tahsil harcı tam olarak alınır ” düzenlemesine yer verilmiştir.Somut olayda; hacizli taşınmazlardan birinin üzerindeki haczin kaldırılmasına yönelik alacaklı vekilinin talebi, Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceğinden, haczin kaldırılması için anılan yasa hükmüne uygun olarak harç ödenmesi zorunlu olup, icra müdürlüğünce harç alınmasına yönelik işlemde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. O halde, icra mahkemesince şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.” “Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2016/17731 Esas 2017/9947 karar sayılı ilamı”
Somut olayda mahkememizce de Yargıtay ilamı kapsamında tek bir taşınmaz dahi olsa haciz kaldırma talebinin haricen tahsile karine teşkil ettiği bu sebeple şikayete konu icra işleminin doğru olduğu, dosya satış işlemi görmüş olduğundan harç oranının da doğru belirtildiği, davacı her ne kadar dosya alacağını kamu bankasından temlik almış ise de bankalara yönelik harçtan muaf olama istisnasından yararlanamayacağı kanaatine varılarak şikayetin reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gereği hasıl olmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Şikayetin reddine,
2-Peşin harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL maktu harcın davacıdan alınarak hazine gelir kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
5-Şikayete konu işlem salt icra memuru işlemi olduğundan davalı lehine vekalet ücreti takdirie yer olmadığına
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda hükmün tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde Gaziantep Bölge Adliyesi Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.25/02/2021
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/904
KARAR NO : 2021/2390
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MALATYA 1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2021
NUMARASI : 2020/347 Esas 2021/81 Karar
DAVANIN KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)
KARAR TARİHİ :05/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ :05/11/2021
Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararının Dairemizce istinaf yoluyla tetkikinin istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Dairemize gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili dava dilekçesinde, Malatya İcra Müdürlüğünün 2018/32746 esas sayılı takip dosyasında 15/10/2020 tarihli talepleri ile “dosya kapsamında diğer tüm satış ve haciz taleplerinin aynen kalmak kaydı ile sadece Malatya İli, ……. İlçesi, ……. Mahallesi, 4442 ada ve 7 numaralı parsel üzerindeki hacizlerin kaldırılması”nın istendiğini, ancak Malatya İcra Müdürlüğü 15/10/2020 tarihli kararında, 15/10/2020 tarihli tensip kararına ek olarak alacaklı vekilinin haciz kaldırma talebinin, bakiye kalan 2.504.607,09 Türk lirası tahsil harcının dosyanın satış görmüş olması nedeni ile tahsil harcının %11,38 üzerinden 285.024,28 Türk lirası olarak alınmasına buna mukabil talepte yazılı taşınmaz kaydındaki haczin kaldırılmasına” şeklinde hüküm kurduğunu, müvekkilinin dosyadaki alacağını alacağın temliki hükümlerine göre Vakıfbanktan devraldığını, asıl alacaklı olan Vakıfbank’ın her türlü harç ve teminattan muaf olduğunu, müvekkilinin dosyadaki alacağını Vakıfbank’tan temlik aldığına göre Vakıfbank’ın sahip olduğu tüm hakların müvekkile geçtiğini, Vakıfbank’ın tüm harçlardan muaf olduğunun yargı kararları ile sabit olduğunu, dosyada bir taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasının haricen tahsil anlamına gelmediğini ve tahsil harcının da alınamayacağını, bu dosyadaki talepleri ile sadece bir taşınmazdaki haczin kaldırıldığını, bu nedenlerden dolayı Malatya İli, ……… İlçesi, …………. Mahallesi 4442 ada ve 7 numaralı parsel üzerindeki hacizlerin kaldırılması yönündeki taleplerine ilişkin icra müdürlüğünce verilen 15/10/2020 tarihli kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde, tek bir taşınmaz dahi olsa haciz kaldırma talebinin, haricen tahsile karine teşkil ettiği, dosya satış işlemi görmüş olduğundan harç oranının da doğru belirtildiği, davacı her ne kadar dosya alacağını kamu bankasından temlik almış ise de, bankalara yönelik harçtan muaf olma istisnasından yararlanamayacağı gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verildiği görülmüştür.
Öncelikle belirtilmelidir ki; harç, yapılan bir hizmet karşılığı olarak Devletin aldığı paradır. Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi, İcra hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir.
492 sayılı Harçlar Kanununun 28/b maddesine göre, tahsil harcı alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir.
İcra ve İflas Kanununun 15. maddesi ise, kanunda tersine hüküm bulunmadıkça, bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğunu, bunların neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağını öngörmektedir.
Harçlar Kanununun 32. maddesine göre de, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf ödeyebilir ve ödenen bu para sonuçta ayrıca bir isteğe gerek olmaksızın hükümde nazara alınır.
Değinilen bu kanun hükümlerine göre, tahsil harcının sorumlusu daima borçludur (İcra ve İflas Kanunu, md.15). Bu harcın, Kanun (492 sayılı Harçlar Kanunu md.28/b) gereği İcra Dairesince alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilmesi, sorumlusunun borçlu olduğu yönündeki düzenleme bakımından sonuca etkili değildir; borçlunun söz konusu sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. İcra ve İflas Kanununun 12. maddesi hükmü de gözetildiğinde, borçlunun borcu, yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar devam edeceğinden, alacaklının ödediğini zannettiği harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır.
Yani, alacaklı, gerçekte borçlunun sorumluluğu altında bulunan ve ancak yatırılan paradan kesilen tahsil harcını borçludan alma hakkına sahiptir. Zaten alacağın tamamı karşılanana kadar tahsilata devam edilir.
Bu düzenlemelere paralel olarak; Hukuk Genel Kurulunun 22/09/2004 tarihli, 2004/12-491 esas, 2004/413 karar ile 15/01/2014 tarihli 2013/12-2258 esas, 2014/7 karar sayılı kararlarında da, paranın tahsili anında Devletin harçla ilgili kaybını önlemek ve Harçlar Kanununun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere, tahsil harcının, alacaklıya ödeme yapıldığı sırada alacaklıdan alınacağı belirtilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 15. maddesi uyarınca gerçekte borçluya ait olan tahsil harcının, konuya ilişkin bir başka düzenlemeyi içeren 492 sayılı Harçlar Kanununun 28/b maddesindeki hüküm çerçevesinde yatırılan paradan alınmış olması, sonuçta bu miktarın borçludan alınıp alacaklıya ödenmesine olanak veren yasal düzenlemeler karşısında, hukuka aykırı değildir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 03.12.2008 tarihli, 2008/12-715 E, 2008/717 K. ile 15.01.2014 tarihli, 2013/12-2258 E, 2014/7 K. sayılı kararları). (Yargıtay 12. HD’nin 15.06.2016 tarihli, 2016/13137 E, 2016/16960 K. sayılı içtihadı).
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 11/10/2016 tarih 2016/4198 esas ve 2016/21253 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere tahsil harcının %11,38 oranında uygulanması için tüm taşınmazların değil takip konusu taşınmazlardan birinin satılması yeterli kabul edilmektedir.
Yargıtay 12. HD’nin içtihatları ve 696 sayılı KHK’nın açık düzenlemesi gereği şikâyete konu olayda tahsil harcı yükümlüsünün borçlu olması ve ihale sonrası elde edilen paranın borçludan tahsil edilen para hükmünde olması karşısında, tahsil edilen ve borçlunun sorumlu olduğu paradan tahsil harcının kesilmesinin doğal olduğu, 696 sayılı KHK gereği bankanın alacaklı olduğu dosyadaki muafiyetinin borçluya sirayet etmeyeceği nedenle, tahsil edilen paradan icra müdürlüğünün tahsil harcı kesmesinin usûl ve yasaya uygun olduğu, icra müdürlüğünün 15/10/2020 tarihli işleminin ve ilk derece mahkemesince şikayetin reddine ilişkin kararı yerindedir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istemin reddine ilişkin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olup HMK’nın 353/1(b)-1. maddesi uyarınca duruşma yapılmadan dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde istinaf başvurusunun esastan reddine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dosya kapsamı, delil durumu ve takip dosyası içeriğine göre MALATYA 1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ’nin 2020/347 esas, 2021/81 karar sayılı kararında vakıa ve hukuki değerlendirmesi usûl ve esas yönünden hukuka uygun olup, HMK’nın 353/1(b)-1. maddesi uyarınca duruşma yapılmadan dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Peşin alınan istinaf karar harcının mahsup ve yeterliliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.05/11/2021
YARGITAY 12 HUKUK DAİRESİ KARARI
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2022/2375
KARAR NO : 2022/10061
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 05/11/2021
NUMARASI : 2021/904-2021/2390
DAVACI : …………..
DAVALI : Gelir İdaresi Başkanlığı Çankaya Vergi Dairesi Müdürlüğü
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Hilal Kocabey tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nin 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 80,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 10/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.