Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Satış ilanın tebliği- Satış karardan sonra haciz koyduran alacaklının durumu

“Tapu sicilindeki ilgililer” kapsamına tapu sicilinde tescil edilmemiş mülkiyet veya sınırlı ayni hak sahipleri girmeyeceği- İhalenin feshini talep edebilecek kişilerin, satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler olduğu- İhalenin feshini isteyebilecek olanlardan “tapu sicilinde ilgili” kişilerin saptanmasında ihale tarihinin esas alınacağı- Satış ilanı tebliğ edilecek ilgililer ise satış kararının verildiği tarih itibariyle belirleneceğinden, bu tarihten sonra tapuya haciz koyduranın “ilgili” sıfatı kazanacağı ancak, satış ilanının ona tebliğinin gerekmediği- İhale konusu taşınmazın tapu kaydında, ihale tarihinden önce tapuda lehine haciz şerhi mevcut olan şikayetçinin “tapu sicilindeki ilgili” sıfatıyla ihalenin feshini isteyebileceği- 


Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Şikayetçinin, ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine yaptığı başvuruda, ilk derece mahkemesince, ihalenin feshine karar verildiği, şikayetçinin istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkeme’since, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, aktif husumet yokluğundan şikayetin usulden reddine karar verildiği, şikayetçinin karara karşı temyiz yoluna başvurması üzerine Dairemizin, 14/01/2021 tarih 2020/8943 Esas 2021/354 Karar sayılı kararı ile davacının (3.kişinin), ihale konusu taşınmaz üzerindeki haczinin devam edip etmediğinin tespit edilmesi, devam ediyor ise İİK’nun 134/2 maddesi nazara alındığında şikayetçi ihalenin feshini isteyebilecek ilgililerden sayılacağından işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi, gerekçesiyle bozulduğu, Bölge Adliye Mahkemesi’nce, bozma ilamına uyularak, ihale konusu taşınmaz üzerinde satış karar tarihi itibariyle haciz bulunmadığından bahisle, aktif husumet yokluğundan şikayetin usulden reddine karar verildiği, karara karşı şikayetçinin temyiz yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır.

İhalenin feshi istemi bir şikâyet olup, İİK’nın 134. maddesi ihalenin sonucunu, kimlerin ihalenin feshini isteyebileceğini, ihalenin feshi sebeplerini ayrıntılı olarak düzenlemiştir. Aynı maddenin 7. fıkrasına göre cebri icra yolu ile yapılan satışların feshi şikâyet yolu ile icra mahkemelerinden istenebilir. Anılan fıkra hükmüne göre ihalenin feshinin istenebilmesi için ilgili olması ve bu ilgilinin yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin ihlal edildiğini ispat etmesi gerekir. Ancak her hukuki yararı olan değil, hukuki yararı olanlar içerisinde “ilgili” konumda bulunan kişilerin şikâyet yolu ile ihalenin feshi hakkı olduğunu düzenlemiştir.

İİK’nın 134. maddesinin 2. fıkrası hükmünde ihalenin feshini isteyebilecek olanlar sınırlı (tahdidî) olarak sayılmıştır. Bu hükme göre “İhalenin feshini, Borçlar Kanunu’nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler, yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren 7 gün içinde isteyebilirler”. Anılan hükme göre “tapu sicilindeki ilgililer” de hukuki yararları olmak kaydı ile ihalenin feshi şikâyetinde bulunabilirler. Ancak tapu sicilindeki ilgililerden tapu sicil kaydında yazılı olan ve tapu sicil kaydının incelenmesi ile görülebilen kişiler anlaşılmalıdır.

Tapu sicilindeki ilgililere örnek olarak ipotek alacaklıları, irtifak hakkı sahipleri, haciz alacaklıları, paylı mülkiyet satışında taşınmazın diğer paydaşları, tapu siciline şerh verilmiş ön alım, alım ve geri alım hakkı sahipleri ile tapu siciline şerh verilmiş olan taşınmaz satış vaadi alacaklısı cebri satışı da önleyecek şekilde lehine ihtiyati tedbir kararı almış olan kişiler verilebilir. “Tapu sicilindeki ilgililer” kapsamına tapu sicilinde tescil edilmemiş mülkiyet veya sınırlı ayni hak sahipleri girmez ve yorum yolu ile de tapu sicilindeki ilgililer kavramı genişletilemez.

Buna göre ihalenin feshini talep edebilecek kişiler, satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler olmakla , ihalenin feshini isteyebilecek olanlardan “tapu sicilinde ilgili” kişilerin saptanmasında ihale tarihi esas alınmalıdır.

Öte yandan, satış ilanı tebliğ edilecek ilgililer ise satış kararının verildiği tarih itibariyle belirleneceğinden, bu tarihten sonra tapuya haciz koyduran ilgili sıfatı kazanır ancak, satış ilanı tebliği gerekmez. Dolayısıyla haciz alacaklısına satış ilanının tebliğ edilmemiş olması, ihalenin feshini gerektirmez.

Somut olayda, satış kararının 01/04/2019 tarihli olduğu, şikayetçinin ihale konusu taşınmaza 28/02/2017-10/05/2019 tarihlerinde haciz koydurduğu, taşınmazın ihalesinin 12/06/2019 tarihinde yapıldığı görülmektedir.

Bu durumda, ihale konusu taşınmazın tapu kaydında, ihale tarihinden önce tapuda şikayetçi lehine haciz şerhi mevcut olmakla, adı geçenin İİK’nun 134/2. maddesinde öngörülen “tapu sicilindeki ilgili” sıfatıyla ihalenin feshini istemesi mümkündür.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince ihalenin feshi isteminin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, aktif husumet yokluğundan şikayetin reddine karar isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 08/04/2021 tarih ve 2021/444 E.- 2021/653 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

12. HD. 23.06.2021 T. E: 6025, K: 6869

Exit mobile version