T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/841
KARAR NO : 2018/1916
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AKHİSAR İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/02/2018
NUMARASI : 2017/247 Esas, 2018/49 Karar
DAVA : İHALENİN FESHİ
KARAR TARİHİ : 04/10/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/10/2018
Akhisar İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/247 Esas, 2018/49 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin kabulü kararına karşı, davalı banka vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada;
İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Akhisar İcra Müdürlüğünün 2016/764 Tal. sayılı icra dosyasında yapılan ihaleye ilişkin olarak, Yapı Kredi Bankasının alacağına mahsuben taşınmazı alan, Su Sigorta Ltd. Şti’nin ihaleye iştirak eden ve B……. Güçlü’nün de dosyada yeni malik sıfatıyla davaya taraf olduklarını, icra dosyasında icra-i satış işleminden, ne kıymet takdiri aşamasında, ne de satış ilanı aşamasında müvekkilinin haberi olmadığını, taşınmaza 500.000,00 TL değer biçildiğini, kıymet takdirinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, B….. Güçlü’nün kıymet takdirine itirazıyla birlikte taşınmazın değerinin 1.000.000,00 TL’ye yükseldiğini, satış ilanının müvekkiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, icra dosyasında birden fazla muhatap varsa, satış ilanı, kıymet takdiri ve bunun gibi icra işlemlerinin tüm ilgililere tebliği gerektiğini, ihalenin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ihalenin feshini istemiştir.
YANIT : Davalı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle, kıymet takdir raporunun borçlu şirkete tebliğe çıkartıldığını, kıymet takdir tebligatının Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre muhtara, satış ilanı tebligatının ise kendisini şirket çalışanı olarak tanıtan Atila Harun’a tebliğ edildiğini, davanın hiçbir somut delile dayanmamakla birlikte, süre kazanmaya yönelik açıldığını, ihalenin feshi aşamasına kadar dosyada bilinçli hareket edildiğini, buna yönelik olarak da kıymet takdirine itiraz davasını bile davacının açmadığını belirterek, kötü niyetli olarak açılan davanın reddi ile %10 para cezasına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı Su Sigorta A.Ş.’ne dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir açıklamalı davetiyenin usulüne uygun şekilde tebliğine rağmen, davalı davaya cevap vermemiştir.
Davalı B…… Güçlü’ye dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati tebliğ edilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, şikayetin kabulüne, Manisa İli, Akhisar İlçesi, Ragıpbey Mahallesi, 413 ada, 6 parsel, zemin kat bağımsız bölüm 10 nolu parsele ilişkin ihalenin feshine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı banka vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesindeki iddialarını tekrarla, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın gerekçesinde bile şikayetin hangi sebeple kabulüne karar verildiğinin açık ve anlaşılır olmadığını, ipotekli taşınmazın alacağına mahsuben müvekkiline ihale edildiğini, ihalenin feshini gerektirecek hiçbir neden bulunmadığını, satış kararı verilen esas icra dosyası istenilmeden, talimat icra dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildiğini, gerekçeden açıkça anlaşılmamakla birlikte, kıymet takdir raporunun davacıya tebliğe çıkartılmaması nedeniyle ihalenin feshine karar verildiğini, kıymet takdir raporunun tebliğe çıkıp çıkmadığına talimat icra dosyasından yapılan inceleme sonucunda nasıl karar verildiğini anlayamadıklarını, cevap dilekçesi ekinde kıymet takdir raporu barkod sorgusunu sunduklarını, asıl icra dosyasında kıymet takdiri kesinleşince satış talimatının gönderildiğini, kıymet takdirinin tebliğ edilmesi gereken başkaca takyidat olmadığını, borçlu şirkete ve yeni malike kıymet takdir raporunun tebliğ edildiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nın 134. maddesi uyarınca ihalenin feshi istemine ilişkindir.
Akhisar İcra Müdürlüğünün 2016/764 Tal. sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı banka tarafından borçlu davacı ve tapu maliki B……. Güçlü aleyhine İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2016/14276 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinde, 17/11/2016 tarihli talimat uyarınca ipotekli taşınmazın kıymet takdirinin yapıldığı ve taşınmazın değerinin 530.000,00 TL olarak belirlendiği, tapu kayıt malikinin kıymet takdirine itirazı üzerine Akhisar İcra Hukuk Mahkemesinin 18/07/2017 tarihli 2017/17 Esas 2017/132 Karar sayılı kararı taşınmazın değerinin 1.000.000,00 TL olarak belirlendiği, 22/09/2017 tarihli satış talimatı üzerine satışa hazırlık işlemlerine başlandığı, 22/09/2017 tarihli satış kararında ilanın, Türkiye genelinde yayınlanan ve tirajı 50.000’nin üzerinde gazetede, elektronik ortamda, icra müdürlükleri divanhanesinde ve belediye mutad ilan vasıtalarından biriyle yayınlanmasına, 22/11/2017 günü birinci satışın, 18/12/2017 günü ikinci satışın yapılmasına karar verildiği, ilanın 22/09/2017 tarihinde icra müdürlüğünün bulunduğu binanın özel ilan tahtasına asıldığı, ilanın Akhisar Belediye Başkanlığınca 25-26-27/09/2017 tarihlerinde 3 gün süre ile ilan edildiği, Takvim gazetesinin 28/09/2017 tarihli sayısında yayınlandığı, Dairemizce getirtilen belgeye göre, e-satış portalında 22/09/2017-23/11/2017 tarihleri arasında yayınlandığı, satış ilanının ilgililere tebliğe çıkartıldığı ve borçlu davacıya 30/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, 22/11/2017 tarihinde yapılan 1. açık artırmada taşınmazın 572.000,00 TL bedelle alacağına mahsuben davalı alacaklıya ihale edildiği, ihale tarihine göre, davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
İİK’nın 134. maddesinde ihalenin fesih nedenleri tek tek belirtilmemiş olup, sadece satış ilanının tebliğ edilmemiş olması, satılan malın esaslı niteliklerindeki hata ve ihaledeki fesat nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir. İhalenin bozulma nedenleri, gerek doktrin ve gerekse Yargıtay uygulamasına göre, ihaleye fesat karıştırılması, artırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, ihalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması şeklinde sıralanabilir.
Hükmi şahıslara yapılacak tebligat işlemi, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12 ve 13. maddelerinde düzenlenmiştir. Muhatap şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin tevziat saatlerinde kapalı olması veya hazır bulunanlar tarafından tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılması gerekir.
Somut olayda, borçlu davacıya çıkarılan satış ilanı tebligatının “gösterilen adrese gidildi, tebliğ evrakı iş yerinin yetkili çalışanı olduğunu beyan eden tebellüğe ehil A……. Harun’un kabul etmesi üzerine 30/09/2017 tarihinde imzasına tebliğ edilmiştir” açıklaması ile tebliğ edildiği, TK’nın 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde düzenlenen tüzel kişilere tebligat usulüne aykırı olarak, davacı şirketin yetkilisinin bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin tebliğ edildiğinden, anılan tebliğ işlemi usulsüzdür.
İİK’nın 127. maddesi gereğince satış ilanının borçluya tebliği zorunlu olup, satış ilanının borçluya tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2016/14276 Esas sayılı takip dosyasında, borçlu davacıya kıymet takdir raporunun TK’nın 21/1 maddesi uyarınca 30/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Kıymet takdir raporunun tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi, ihalenin feshi nedenlerinden olmayıp, muhammen bedelin kesinleşip kesinleşmediği konusunda önem arz eder. Satış ilanının davacıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemesi nedeniyle ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, kıymet takdir raporunun tebliğ edilmediği gerekçesiyle ihalenin feshedilmesi yerinde görülmemiş ise de, istinaf yoluna başvuranın sıfatı ve istinaf nedenleri dikkate alındığında, yanlışlığa işaret etmekle yetinilmiştir.
Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir. Şikayette tarafların yanlış belirtilmiş veya hiç belirtilmemiş olmasının bir önemi yoktur.
Borçlu tarafından açılan ihalenin feshi davasında, husumetin ihale alıcısı ve alacaklıya yöneltilmesi gerekir. Somut olayda, ihalede ikinci sırada en yüksek pey süren Su Sigorta Ltd. Şti. ve tapu kayıt maliki B…….. Güçlü’nün davada davalı olarak gösterilmesi gerekmez ise de, davalı olarak gösterilmiş olmaları istinaf yoluna başvuranın sıfatı ve istinaf nedenleri dikkate alındığında, sonuca etkili görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıya satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği, istinaf yoluna başvuranın sıfatı ve istinaf nedenleri dikkate alındığında, ilk derece mahkemesi kararının sonucu itibari ile doğru olduğu, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca başvurunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Akhisar İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/247 Esas, 2018/49 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davalı bankanın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf karar harcı peşin alındığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Duruşma açılmadığından, davacı lehine vekalet ücreti takdirine gerek bulunmadığına,
4-Davalı banka tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca kalan gider avansının yatıran tarafa geri verilmesine,
İlişkin, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361/1 maddesi ve İİK’nın 364/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/10/2018