Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Satışı Yapılacak Taşınmazın KDV Oranı yasal düzenlemeye göre, uygulanacak vergi oranı taşınmazın niteliğine ve net alanına göre belirleneceğinden, mahkemece, KDV oranları ilgili kurumlardan sorularak keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle katma değer vergisine esas fiili durum ve net kullanım alanının tespiti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2013/33513
KARAR NO : 2013/40106

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2013/608-2013/662

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının temyizine ilişkin dilekçenin reddini mutazammın 19/09/2013 tarih, 2013/20068 Esas – 2013/29225 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi ihale alıcısının, KDV’nin %1 oranında alınması gerekirken %18 olarak alındığını, fazla ödenen KDV’nin iadesinin gerektiğini belirterek işlemin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Şikayetçinin temyiz dilekçesi üzerine dosya Yargıtay 12. HD’ne gönderilmiş; gerekçeli kararda ve UYAP sisteminde başvurunun niteliği “şikayet” yerine “kıymet takdirine itiraz” olarak belirtildiğinden ve kıymet takdirine itiraz üzerine verilen karar kesin olup İİK’nun 363. maddesi uyarınca temyizi kabil olmadığından sehven 19/09/2013 tarih, 2013/20068 E-29225 K sayılı daire ilamı ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde; “Türkiye’de yapılan aşağıdaki işlemler katma değer vergisine tabidir.”hükmü yer almaktadır. Aynı kanunun 1. maddesinin (d) bendinde ‘müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmış 15 ve 48 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğleri’nin müzayede mahallinde yapılan satışları düzenleyen bölümünde cebri icra, izaleyi şuyu, ipoteğin paraya çevrilmesi ve tasfiye nedenlerle müzayede mahallerinde yapılan açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerdeki satışların katma değer vergisine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Yasa maddesi ve uygulamaya ilişkin tebliğler birlikte değerlendirildiğinde müzayede mahallerinde yapılan aleni ve özel satışlar ile cebri satışların ticari olup olmadığına bakılmaksızın katma değer vergisine tabi olması gerekmektedir. Yüksek Mahkeme olan Danıştay’ın kararları da bu yöndedir. Uygulamada cebri icra satışlarında katma değer vergisi alınmakta olup, Katma Değer Vergisi Kanunu’nda cebri icra ile ilgili özel bir düzenleme mevcut değildir. Cebri icradaki katma değer vergisi alımı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/3-d bendi uyarınca yapılmaktadır.
Mal ve hizmetlere uygulanacak katma değer vergisi oranları, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 28. maddesine dayanılarak hazırlanan 30/12/2007 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 24/12/2007 tarih ve 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulunun Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararın birinci maddesinde belirlenmiştir. Sözkonusu Bakanlar Kurulu Kararına ekli (I) sayılı listenin 11. sırasında yer alan net alanı 150 m² kadar olan konut teslimlerinde, kararın birinci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince %1 oranında katma değer vergisi alınacaktır. Net alanı 150 m² ve daha fazla olan konut teslimlerinde ise kararın birinci maddesinin (a) bendi gereğince %18 katma değer vergisi alınacaktır.

Katma Değer Vergisi Kanunu’na göre, katma değer vergisine tabi olan müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışlar, memurlukça açık artırma usulü ile yapılmaktadır. Satışın yapıldığı yer, müzayede mahalli durumundadır. Verginin alınması için, satış nerede yapılırsa yapılsın açık artırma ile yapılması yeterlidir. Satışın yapılması ile vergiyi doğuran olay meydana gelmekle, kesin satış bedeli de verginin matrahını teşkil etmektedir. Satış kesinleşmeden, katma değer vergisi borcunu ödeme yükümlülüğü doğmaz.

Somut olayda, öncelikle belirtmek gerekir ki, şikayete konu ihale, 01/01/2013 tarihinde yürürlüğe giren 24/12/2012 tarih ve 2012/4116 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Eki Kararın 7. maddesi ile 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulunun Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararın birinci maddesine eklenen 6. fıkranın yürürlük tarihinden önce 03/09/2012 tarihinde yapılmış olup, ödenecek katma değer vergisi oranı değişiklik öncesi hükümlere göre belirlenecektir.
İhale konusu taşınmazın, icra müdürlüğü tarafından yaptırılan kıymet takdiri incelemesi sonucunda düzenlenen raporda taşınmazın bahçeli ahşap ev vasfında olduğu, ancak evin kaim değerinin olmadığı ve arsa olarak değerlendirme yapıldığı belirtilmiştir.
Bu durumda, yasal düzenlemeye göre, uygulanacak vergi oranı taşınmazın niteliğine ve net alanına göre belirleneceğinden, mahkemece, KDV oranları ilgili kurumlardan sorularak keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle katma değer vergisine esas fiili durum ve net kullanım alanının tespiti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçinin karar düzeltme isteminin kabulü ile dilekçenin reddini mutazammın 19/09/2013 tarih, 2013/20068 E-29225 K sayılı Daire ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Exit mobile version