3. Hukuk Dairesi 2023/1664 E. , 2023/3526 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre reddedilen ve temyize konu edilen toplam miktar 36.826,03 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 78.360,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 16.03.2017 tarihli açık artırma ile tarafına ihale edilen taşınmazın ihale bedelini ve ihaleden kaynaklanan masraf ve vergilerini ödediğini, taşınmaz üzerinde tapu kaydının iptali ve tesciline dair beyan şerhi bulunduğundan tescil talebinin reddedildiğini, tapu iptali ve tescili kararı verilen taşınmazın ihaleye çıkarıldığını ve müvekkiline ihale edilen taşınmazın tescilinin fiilen imkansızı hale geldiğini, ihale satış bedeli ve diğer masrafların iadesinin icra müdürlüğünden talep edildiğini ancak talebin reddine karar verdiğini, yapılan ihalede açıkça hukuka aykırılık olup icra memur ve yetkililerinin tam kusurlu olduklarını, başka biri adına ihale öncesi tesciline karar verilmiş dava konusu taşınmazın hukuken satışının mümkün olmayacağını, müvekkilinin ödediği paranın faizi ile birlikte geri ödenmesinin zararını karşılamayacağını, müvekkilinin zararının karşılanabilmesi için taşınmazın rayiç bedelinin bilirkişi incelemesi ile belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek; müvekkili tarafından icra dosyasına ödenen bedeller için 10.000,00 TL, satışa konu taşınmazın dava tarihi itibariyle piyasa rayiç bedeline göre belirlenecek zararı için 100,00 TL olmak üzere şimdilik toplam 10.100,00 TL’nin yasal birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava konusu taşınmazın ihalesinin kesinleştiğini ve tescil belgesinin hazırlandığını ancak davacı adına tescilinin yapılamadığını, icra müdürlüğünce yapılması gereken işlemlerin yerine getirildiğini, taşınmazın davacı adına tescil edilememesinde icra memurlarının bir kusurlarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 16.03.2017 tarihli açık artırma ile tarafına ihale edilen taşınmazın ihale bedelini, KDV ve damga vergilerini ödediği, taşınmazın davacı adına tescilinin fiilen imkansız hale geldiği, icra ihalesi öncesi taşınmazın üçüncü kişi adına tesciline karar verildiği, dava konusu taşınmaz üzerinde keşif suretiyle değerinin tespit edildiği, yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporunda davacının … olduğu satış bedeli, vergi borçları ile taşınmazın değeri dikkate alınarak talep edebileceği zararının ve toplam alacağının 199.087,43 TL olarak hesaplandığı, davalının icra müdürlüğünün yasaya aykırı ve kusurlu işlemlerinden sorumlu olduğu, aldırılan bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile toplam 199.087,43 TL alacağın 10.100,00 TL’sinin dava tarihinden, bakiye 188.987,43 TL’sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; taşınmazın davacı adına tescil edilememesinde icra memurlarının bir kusurunun bulunmadığını, davacı tarafından alacağın tahsili yoluna gidilmesi ve alacağın tahsil imkanının olmaması halinde dava açılması gerektiğini, bu yönler araştırılmadan davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili idareye yüklenecek sorumluluk olmamakla birlikte davacının ödediği bedel yerine taşınmazın rayiç değerinin belirlenerek bu bedele hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; icra dairesince satış tarihinden önce tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilen, kesinleşmiş üçüncü kişi adına tescile yönelik mahkeme kararına rağmen taşınmazın ihale yoluyla satışa çıkarılmasında ve satışın yapılmasında icra memurlarının kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından ödenenler ve ödeme tarihinden dava tarihine kadar işlemiş yasal faizlerinin zarar olarak istenebileceğine karar verilmesi gerekirken ihaleye konu taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeline hükmedilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, 150.000,00 TL taşınmaz bedeli, 853,50 TL damga vergisi, 21,70 TL tapu terki harç bedeli, 1.500,00 TL KDV ve 1.501,00 TL tellaliye ücreti olmak üzere 153.876,20 TL ile 8.385,20 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 162.261,40 TL alacağın 10.100,00 TL’sine dava tarihinden, bakiye (faize faiz yürütülemeyeceği kuralı gözetilerek işlemiş faiz dahil edilmeden) 143.776,20 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; ıslah tarihi itibariyle davanın zamanaşımına uğradığını, taşınmazın davacı adına tescil edilememesinde icra memurlarının bir kusurları bulunmadığını, davacı tarafça alacağın tahsili yoluna gidilmesi, alacağın tahsil imkanının olmaması halinde dava açılması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra memurunun kusurundan kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 5 inci maddesi
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, davacıya satışı yapılan taşınmaz üzerinde satış tarihinden önce tapu iptal ve tescil kararı verilerek üçüncü kişi adına tesciline karar verildiğine ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğuna dair şerh olmasına rağmen satışını gerçekleştiren icra memurlarının kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
2.Davalı vekili tarafından temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Aynı konuya ilişkin Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin Kararına Aşağıdaki Linkten Ulaşabilirsiniz.