Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Senet Metninde Tanzim Yerinin 14.12.1992 tarih ve 1991/1 E 1992/5 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da açıklandığı üzere kısaltılmış olarak yazılan keşide yerinin kabul edilebilmesi için bunun belirgin ve duraksamaya mahal bırakmayacak bir yeri göstermesi gereklidir.

T. C.
Y A R G I T A Y
1 2 . H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

Esas No : 2022/9650
Karar No : 2023/2271

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 02.06.2022
SAYISI : 2021/2846 E., 2022/1790 K.

DAVA TARİHİ : 02.05.2017
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
TEMYİZ EDEN : Davacı/Borçlu
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çerkezköy İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27.05.2021
SAYISI : 2017/102 E., 2021/241 K.

Taraflar arasındaki şikayet ve borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine,davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davacı-borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-borçlu tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; takibe dayanak senedin teminat senedi olduğunu,bononun vade tarihi, yetkili mahkeme yeri boş olarak teslim edildiğini, bu kısımların sonradan doldurulduğunu,bonoda düzenleme yerinin bulunmadığını, borçlu keşidecinin adresi olarak “Ç.Köy T.Dağ” yazdığını, adres şüpheye yer veremeyecek şekilde açık olmadığından senedin kambiyo senedi vasfında olmadığını, bononun takibe konulurken TL’ye çevrilerek takibe konulduğunu, icra koyulurken TL’ye çevrilmiş olsa da ödeme emrinin açıkça bononun USD cinsinden de belirtilmesi gerektiğini, faiz oranına itiraz ettiğini, ödeme emrinde icra dairesinin hesabının yer almadığını, alacak takip tarihinden önce devredildiğinden alacaklı görünen Mehmet Sağıroğlu’nun bu senet nedeniyle alacaklı sıfatı bulunmadığını belirterek takibin iptalini talep etmiştir.

II. CEVAP
Alacaklı vekili cevap dilekçesinde;
1)Davanın süresinde açılmadığını,
2)Müvekkilinin husumet ehliyetinin bulunmadığını, söz konusu alacağın takip tarihinden sonra müvekkil tarafından temlik edildiğini,
3)Davacı tarafın Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/852 Esas 2016/83 Karar sayılı dosyasından aynı sebeplerle takibin iptalini talep ettiği, mahkemece davacının sadece yetki itirazını kabulüne, diğer tüm itirazlarının reddine karar verildiği ve verilen kararın kesinleştiğini,
4)Müvekkilinin bonoyu lehtar Fikret Özcan’ın cirosu ile iktisap eden iyi niyetli üçüncü şahıs hamil olduğunu, borçlunun imzaya itiraz dışındaki iddiaları kendilerine karşı ileri süremeyeceğini ve davacının sair iddialarını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı borçlunun senedin arsa satışına ilişkin teminat olarak verildiği iddiasına yönelik olarak Kayseri 4. Noterliği’nin 01.12.2010 tarih ve 20106 yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde, ihtarnamenin senedin lehtarı tarafından çekildiği, bu belgenin İİK’nın 169/a maddesindeki delillerden olmadığı ve 3. kişi konumunda olan icra takibinin alacaklısına karşı ileri sürülemeyeceği, kambiyo senetlerinin açık senet olarak verilebileceği ve üzerlerinin sonradan doldurulabileceği, senedin keşide tarihi 30.12.2013 olup süresinde icra takibi başlatıldığı, davacı tarafın senedin asıl keşide tarihinin 12.02.2009 olduğu iddiasını İİK 169/a maddesinde belirtilen delillerle ispatlayamadığı, senet üzerindeki düzenleme yeri incelendiğinde Ç.köy/T.dağ şeklinde yazılmakla bu yönüyle senet üzerindeki düzenleme yerinin şüpheden uzak Çerkezköy/Tekirdağ olarak anlaşılabilir bir idari birim olduğu, bu haliyle senedin kambiyo senedi vasfında olduğu, ödeme emrinde herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, faiz oranlarında da yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle borca itirazın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Bonoda geçerli bir düzenleme yeri bulunmadığını, takibin İİK’nın 170/a maddesi gereğince iptali gerektiğini, metinde tahrifat iddiasının incelenmediğini, zamanaşımı itirazları üzerinde yeterince durulmadığını, takibe konu alacağın USD cinsinden olup, açıkça ödeme emrinde bunun belirtilmesi gerektiğini, yabancı para alacağına istenen %10,50 faiz oranının hatalı olduğunu, takibin açılış tarihi itibarıyla Mehmet Sağıroğlu’nun alacaklı sıfatı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı borçlu, alacaklının yetkili hamil olmadığını iddia etmekte ise de, alacağın takip tarihi olan 2015 yılından sonra 25.04.2017 tarihinde temlik edildiği nedenle bu yöndeki davacı istinafının kabule değer olmadığı, dayanak senedin TTK’nun 776. maddesinde yazan zorunlu unsurları içerdiği, TTK’nun 680. maddesine göre açık bono düzenlenmesi mümkün olup, tedavüle çıkarılırken anlaşmaya aykırı doldurulduğu yönündeki iddianın ispatının yazılı bir delille mümkün olduğu, Ç.köy-T.dağ ibaresinin anlaşılabilir bir idari birim olduğu, keşide yerinin tereddüte mahal vermediği, öte yandan ödeme emrinde takip konusu alacak yabancı para alacağı olmasına rağmen TL cinsinden alacak istenmiş olmakla, takip tarihinden itibaren avans faizi istenmesinde de bir usulsüzlük bulunmadığı, TTK’nun 687. maddesi gereğince somut olayda, hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini gösterir somut bir delil bulunmadığı, davacının senedin teminat senedi olduğuna ilişkin iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Bonoda geçerli bir düzenleme yeri bulunmadığını, takibin İİK’nın 170/a maddesi gereğince iptali gerektiğini, metinde tahrifat iddiasının incelenmediğini, zamanaşımı itirazları üzerinde yeterince durulmadığını,işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ettiğini, takibin açılmış tarihi itibarıyla Mehmet Sağıroğlu’nun da alacaklı sıfatı bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kambiyo senedine özgü takipte senedin kambiyo senedi vasfında olmadığına dair şikayet ile borca itiraza ilişkin olup, takibin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6762 sayılı TTK’nun 776, 777. maddeleri, İİK’nın 168/3. ve170/a. maddesi, 3095 Sayılı Kanun’un 2/2. maddesi.

3. Değerlendirme
1-6102 Sayılı TTK’nun 776/1-f maddesi uyarınca; senette düzenlenme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanun’un 777/4. maddesinde ise; düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması zorunlu ve yeterlidir.
14.12.1992 tarih ve 1991/1 E 1992/5 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da açıklandığı üzere kısaltılmış olarak yazılan keşide yerinin kabul edilebilmesi için bunun belirgin ve duraksamaya mahal bırakmayacak bir yeri göstermesi gereklidir.
Somut olayda, alacaklı tarafından kambiyo senedine özgü haciz yoluyla yapılan takibe dayanak bonoda “Ç.Köy/T.Dağ” olarak belirtilen tanzim yerinin belirgin bir idari birimi belirtmediği ve dolayısıyla TTK’nun 776/1-f maddesinde öngörülen koşulun oluşmadığı sonucuna varılmalıdır.
Bu durumda mahkemece İİK’nın 170/a maddesi uyarınca takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığından bahisle takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine
ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Exit mobile version