Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Sıra cetveline ilişkin şikayet üzerine, icra mahkemesince sıra cetvelinin iptaline karar verilmekle yetinilmesi gerektiği, yeniden sıra cetveli düzenlenerek karar verilmesinin hatalı olduğu- Şikayetçi, şikâyet dilekçesinde yalnızca yapılan sıra cetvelinde "garameye dâhil edilmeyi" istediği hâlde, talep aşılarak, şikâyet olunan garameden çıkarılarak karar verilmesinin doğru olmadığı-

Sıra cetveline ilişkin şikayet üzerine, icra mahkemesince sıra cetvelinin iptaline karar verilmekle yetinilmesi gerektiği, yeniden sıra cetveli düzenlenerek karar verilmesinin hatalı olduğu- Şikayetçi, şikâyet dilekçesinde yalnızca yapılan sıra cetvelinde “garameye dâhil edilmeyi” istediği hâlde, talep aşılarak, şikâyet olunan garameden çıkarılarak karar verilmesinin doğru olmadığı- İcra mahkemesince, sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceği, alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiği belirlenirken, şikâyetçinin “garameden pay almış olanların garameye girmemesi gerektiğine” dair iddiasının bulunmadığının dikkate alınması, ayrıca şikâyet olunanlar garame dışı bırakacak şekilde verilen kararın, bu şikâyet olunanlar tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle diğer alacaklılar lehine usuli kazanılmış hak doğduğunun gözetilmesi, mahkemece verilecek kararın gerekçesinde, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde bu ilkelere de yer verilmesi, iptal nedenleri hükmün sonuç kısmında ayrıca belirtilmeden sıra cetvelinin sadece iptaline karar verilmesi gerektiği-

1. Taraflar arasındaki sıra cetveline şikâyet isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Büyükçekmece 1. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin kabulüne ilişkin karar şikâyet olunan B… Döviz ve Altın Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir.

2. Direnme kararı şikâyet olunan B. Döviz ve Altın Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3.  Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I.  İNCELEME SÜRECİ

Şikâyetçi İstemi

4. Şikâyetçi vekili şikâyet dilekçesinde; müvekkili tarafından İstanbul 18. İcra Müdürlüğünün 2012/12249 Esas sayılı dosyasında borçlular aleyhine 24.05.2012 tarihinde icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin tüm borçlulara 28.05.2012 tarihinde tebliğ edildiğini ve ödeme emrine süresi içinde itiraz edilmeksizin takibin 04.06.2012 tarihinde kesinleştiğini, borçlulara ait menkul malların haczi için Seferihisar İcra Müdürlüğünün 2012/281 Talimat sayılı dosyasına haciz talimatı gönderilip 05.06.2012 tarihinde sıra cetveline konu menkul mallar üzerine haciz konulduğunu, takibin kesinleşme tarihinin sıra cetveli yapılan dosya ile aynı tarih olduğunu, bu nedenle sıra cetvelinde garame oranında dosyalarına da pay ayrılması gerekirken garameye dâhil edilmediğini ileri sürerek Büyükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün 2012/4119 Esas sayılı icra dosyasında düzenlenen sıra cetvelinin iptaline ve müvekkili bankaya garameten paylaştırılmak üzere pay ayrılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Şikâyet Olunanlar Cevabı

5. Şikâyet olunan E. Ö. vekili cevap dilekçesinde; hem şikâyetçinin hem de müvekkilinin takiplerinin 04.06.2012 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin haczinin önceki haciz olup tebliğ tarihi ve yasal beş günlük itiraz süresi nazara alındığında takibin 02.06.2012 tarihinde kesinleşmesi gerekirken itiraz süresinin son günü cumartesiye geldiği için son itiraz gününün pazartesiye uzadığını ve bu günün mesai bitimi itibariyle takibin kesinleştiğini, daha önceki tarihli ihtiyatî haczin 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 264/son maddesi gereğince icrai hacze dönüştüğünü, şikâyetçinin takibinin de aynı tarihte kesinleşmesine rağmen bu tarihte icra dosyasında haczinin bulunmadığını, bu nedenle şikâyetçinin aynı mallara kendilerinden önce haciz koyan dosyaların sırasına itiraz etmesinin yasal dayanağının bulunmadığını, her iki icra dosyasının aynı tarihte kesinleşmiş olmasının garame için yeterli olmayıp bu hâlde sıra yapılırken hacizlerin önceliğinin esas alınacağını ve müvekkilin haczinin daha önceki tarihli olup garame şartlarının oluşmadığını belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.

6. Şikâyet olunan A. vekili cevap dilekçesinde; şikâyetçinin icra takibi 04.06.2012 tarihinde kesinleşmiş ise de, şikâyetçinin bu tarih itibariyle yapılmış bir haczi bulunmadığından kendisinden önce haciz yapmış olan alacaklıların sırasına itiraz hakkı bulunmadığını belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.

7. Diğer şikâyet olunanlar, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamışlardır.

İlk Derece Mahkemesi Kararı

8. Büyükçekmece 1. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 30.06.2015 tarihli ve 2012/1381 Esas, 2015/556 Karar sayılı kararı ile; bilirkişiden alınan 04.05.2015 tarihli dördüncü rapor uyarınca şikâyetçinin birinci sırada olması gerektiği gerekçesiyle şikâyetin kabulü ile (1. sıra) İstanbul 18. İcra Müdürlüğünün 2012/12249 Esas sayılı, (2. sıra) Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2012/4211 Esas sayılı, (3. sıra) Büyükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün 2012/4120 E. ve 2012/4119 E. sayılı, (4. sıra) Seferihisar İcra Müdürlüğünün 2012/279 Esas sayılı, (5. sıra) Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2012/4192 E. sayılı, (6.sıra) İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2012/10571 Esas sayılı ve (7. sıra) İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün 2012/9471 ve 2012/9472 sayılı Esas dosyalarının ele alınmasına karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı

9. Büyükçekmece 1. İcra (Hukuk) Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikâyet olunan B.. Döviz ve Altın Tic. A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

10. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesince 20.12.2018 tarihli ve 2018/1547 Esas, 2018/5995 Karar sayılı kararı ile;

“…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet olunan B.. Döviz ve Altın Tic. A.Ş. vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2-Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir.

Sıra cetveline yönelik şikayetlerde icra mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, gerekçede yeni sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirlemesi, diğer bir anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, cetvelin hukuka uygun olmayan kısımlarını göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK’nın 17/1) gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede gösterilmesi, hüküm fıkrasında HMK’nın 297/2. maddesi uyarınca gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin sıra cetvelinin iptali ile yetinilmesi ve eda hükmü kurulmaması gerekir.

Mahkemece, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, İİK’nın yukarıda özetlenen 17. maddesi ile hüküm fıkrasında gerekçeye ait herhangi bir sözün tekrar edilmemesine ilişkin HMK’nın 297/2. maddesine aykırı olduğu gibi, icra müdürünün yerine geçecek şekilde hüküm kurulması anlamına da geldiğinden, doğru olmamıştır.

3-Şikayetçi şikayetinde, yalnızca yapılan sıra cetvelinde garameye dahil edilmeyi talep etmiş olduğu halde, mahkemece talep aşılmak suretiyle ve temyiz eden şikayet olunan B.. Döviz ve Altın Tic. A.Ş. aleyhine, bedelden pay alamayacağı şekilde garameden çıkarılması suretiyle, hüküm kurulması doğru olmamıştır.

Bu durumda mahkemece, şikayetçinin garameden pay almış olanların garameye girmemesi gerektiğine dair iddiasının bulunmaması ve şikayet olunanlar E. Ö. ile O. L. Tevzii A.Ş’yi garame dışı bırakacak şekilde kurulan hükmün, bu şikayet olunanlar tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle, diğer alacaklılar lehine usuli kazanılmış hak doğduğu da dikkate alınarak hüküm kurulması gerekmektedir,…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Direnme Kararı

11. Büyükçekmece 1. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 12.03.2020 tarihli ve 2019/456 Esas, 2020/276 Karar sayılı kararı ile; sıra cetvelinin iptali ile yetinilmesi ve eda hükmü kurulmaması gerekirken sıra cetvelinin oluşturulduğu ve eda hükmü kurulduğu için bozmanın birinci sayfasının son paragrafının bu nedenle yerinde olduğu, ancak bozma gerekçesinin ikinci sayfasının üçüncü paragrafında şikâyetçinin garameden pay almış olanların garameye girmemesi gerektiğine dair iddiasının bulunmadığı belirtilmiş ise de, şikâyetçinin dilekçesinde garamaden paylaştırılmak üzere pay ayrılmasını talep ettiği ve bu paylaştırmanın sıra cetvelindeki sıralamaya göre yapılacağı, yapılacak sıralamada şikâyetçi, birinci sırada olacağı için alacağı satış bedelinden karşılanarak ve diğer sıradakilere pay kalmayacak ise bu sefer garameten paylaştırma söz konusu olmayacağından bir çelişki doğacağı, başka bir anlatımla bu durumun diğer alacaklıların pay almayacakları anlamına geleceği, bozmanın ikinci sayfasının son paragrafında E. Ö. ile O. L. Tevzi A.Ş.’nin garame dışında bırakılacak şekilde hüküm kurulduğu belirtilerek bu hususun diğer alacaklılar lehine usuli kazanılmış hak doğurduğunun belirtildiği, ancak sıra cetvelinde E. Ö.’in garame dışı bırakılacak şekilde değil, garameden pay alacak biçimde hüküm kurulduğu, bozma kararının ikinci sayfasının üçüncü paragrafında, garame dışı bırakılan O. L. Tevzi A.Ş. dışında E. Ö.’in değil M.S.’ın garame dışı bırakıldığı, son olarak bozmanın ikinci sayfasının birinci paragrafında icra müdürlüğü yerine geçecek şekilde hüküm kurulmasının yanlış olacağı belirtildiği hâlde, bu kez bozmanın ikinci sayfasının son paragrafında icra müdürlüğü yerine geçerek kurulan hükme geçerlilik kazandıracak şekilde E. Ö. ile O. L. Tevzi A.Ş.’yi garame dışı bırakacak şekilde kurulan hükmün diğer alacaklılar lehine usuli kazanılmış hak doğuracağının kabulü de çelişki içerdiğinden bozmaya uymanın veya direnmenin yanlış olacağı, zorunlu olarak direnme kararı verildiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi

12. Direnme kararı süresi içinde şikâyet olunan B.. Döviz ve Altın Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir

II. UYUŞMAZLIK

13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; sıra cetveline şikâyet talebinde sıra cetvelinin iptali ile birlikte icra müdürünün yerine geçecek şekilde hüküm kurulmasının yerinde olup olmadığı, şikâyetçi, sıra cetvelinde garameye dâhil edilmeyi talep ettiği hâlde, mahkemece ilk kararı temyiz eden şikâyet olunan B.. Döviz ve Altın Tic. A.Ş. aleyhine, bedelden pay alamayacak şekilde garameden çıkarılması suretiyle hüküm kurulmasının doğru olup olmadığı, mahkemece verilen ilk kararın şikâyet olunanlar E. Ö. ile O. L. Tevzii A.Ş. tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle diğer alacaklılar lehine usuli kazanılmış hak doğduğu dikkate alınarak hüküm kurulmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

14. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konuya ilişkin yasal mevzuatın ve ilgili kavramların irdelenmesi gerekmektedir.

15. Genel olarak icra takibi beş aşamadan oluşur. Bu aşamalar takip talebi, ödeme (icra) emri, haciz, satış ve paraların paylaştırılmasıdır. Paraların paylaştırılması, icra takibinin son safhasıdır. Diğer aşamalara geçilebilmesi için alacaklının talepte bulunması gerektiği hâlde, paraların paylaştırılmasına (ödenmesine) başlanabilmesi için alacaklının bir talebine gerek yoktur. İcra dairesi, satış sonucunda elde edilen paraları, kendiliğinden (resen) alacaklılara paylaştırır. Paraların paylaştırılması, aynı malların birden fazla alacaklı için haczedilmiş (hacze iştirak edilmiş) olması hâlinde söz konusu olur. Hacizli mallar bir alacaklı için haczedilmişse, o zaman paraların paylaştırılması değil elde edilen paranın alacaklıya ödenmesi söz konusudur (Kuru, B: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 729).

16. Sıra cetvelinin düzenlenmesi için birden fazla alacaklının bulunması ve borçlunun malvarlığının satılması sonucunda elde edilen para ile tüm alacaklıların alacağının ödenememesi gerekir. Hacze iştirak eden tüm alacaklıların alacağı ödenebiliyorsa sıra cetveli düzenlenmez. Eğer takibin sonunda tek alacaklı olursa, satış sonucu elde edilen para alacaklının alacağına yetmezse, yine sıra cetveli düzenlenmez, alacaklıya alacağının ödenmeyen kısmı için bir aciz belgesi verilir (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Özkan, M.S./Özekes, M.: İcra ve İflâs Hukuku, 10. Bası, Ankara, 2012, s. 387).

17. İcra ve İflâs Kanunu’nun 140 ıncı maddesinde;

“..Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemiye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.

Alacaklılar 206 ncı madde mucibince iflas halinde hangi sıraya girmeleri lazım geliyorsa o sıraya kabul olunurlar.

Bununla beraber ilk üç sıraya kayıt için muteber olan tarih haciz talebi tarihidir…” hükmü bulunmaktadır.

18. İlk haczi uygulayan icra dairesi, alacaklıların bir sıra cetvelini yapar (İİK md. 140/1; İcra ve İflâs Kanunu Yönetmeliği md. 59). Haczedilen mallar istinabe yolu ile haczedilmiş ve satılmış olsa bile, sıra cetvelini düzenleme yetkisi, takibin yapıldığı icra dairesine aittir. İstinabe olunan icra dairesinin bu sıfatla (istinabe olunan icra dairesi sıfatıyla) sıra cetveli düzenleme yetkisi yoktur. Sıra cetveli kesinleşmeden, icra müdürü paraları paylaştıramaz. Bu sıra cetveline dayanarak yapılan paylaştırmada, artık bütün alacaklıların alacağının tam olarak ödenmesi mümkün değildir. Sıra cetvelinde, aynı derecede hacze iştirak etmiş olan (İİK md. 100-101) bütün alacaklılar alacak miktarları ve faizleri ile gösterilir. Bu alacaklıların her biri belli bir sıraya girer. Bu sıra İİK’nın 206 ncı maddesinde gösterilmiştir (Kuru, s.732-733).

19. İcra ve İflâs Kanunu’nun 206 ve 207 nci maddelerine göre sıra cetvelinin nasıl düzenleneceği İcra ve İflâs Kanunu Yönetmeliğinin 59 uncu maddesinde gösterilmiştir. Buna göre alacaklıların ad ve soyadları, talep edilen, kabul ve reddedilen para miktarlarının, alacak hakkındaki kararın ne olduğu ve hangi sıraya kabul edildiği yazılır.

20. Düzenlenecek sıra cetvelinde; alacaklılar İİK’nın 206 ncı maddesine göre iflâs hâlinde hangi sıraya girmeleri lazım geliyorsa o sıraya kabul olunurlar (İİK md. 140/2). Satış bedelinden önce birinci derecede hacze iştirak edenlerin alacakları ödenir. Geriye bir şey artarsa bu, ikinci dereceye verilir. Paylaştırma parasının artması hâlinde sırasıyla diğer derecelere dağıtılır. Satış bedelinin birinci derecedeki alacaklıların tamamını karşılamaması hâlinde (veya diğer dereceler içinde bakiyenin alacakları karşılamaması durumunda da) derece için de sıra cetveli düzenlenir. Bu şekilde yapılan dağıtım sonucunda, alacağına kavuşamayanlar olursa İİK’nın 143 üncü maddesi uyarınca bunlara borç ödemeden aciz belgesi verilir (Deynekli, A./Kısa, S.: Hacizde ve İflâsta Sıra Cetveli, 3. B., Ankara 2005, s. 111).

21. Bu aşamada hacze iştirakin açıklanmasında fayda vardır. Borçluya karşı bir veya birkaç alacaklı tarafından yapılan takip sonucunda borçlunun haczedilen malları tüm alacaklıların alacağının ödenmesini mümkün kılıyorsa hacze iştirak sorunu ortaya çıkmayacaktır. Ancak, borçluya karşı takip yapan birden fazla alacaklının alacağı, borçlunun haczedilen mallarının satışı sonunda karşılanamıyorsa, hacze iştirak söz konusu olabilir. Hukukumuzda, borçlunun mallarına önce haciz koyduran alacaklının, alacağını önce alacağı şeklinde bir prensip geçerli değildir. Yani ilk haciz sahibi alacaklının esasen sonraki alacaklılara bir rüçhan hakkı bulunmamaktadır. Haczin rehin hakkına benzer bir etkisi ve dolayısıyla önce haciz koyduran kişinin, diğer alacaklılara göre önceliği kabul edilmemiştir. Sadece maaş veya ücret hacizlerinde sırada önce gelen haczin kesintisi bitmeden, sonraki haciz için kesinti yapılamaz (İİK md. 83/2, c. 3) (Pekcanıtez/ Atalay/ Özkan/ Özekes, s. 312-313).

22. İcra ve İflâs Kanunu’nda hacze iştirakin iki çeşidi düzenlenmiştir. Bunlar takipli (adi) veya takipsiz (imtiyazlı) iştiraktir. Gerek takipli gerekse takipsiz iştirakte alacaklılar İİK’nın 100 ve 101 inci maddelerindeki şartları taşımaları hâlinde borçlunun malları üzerine kendilerinden önce konulmuş hacizlere ilk haciz üzerine satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar katılabilirler. Hacze iştirak hâlinde satış bedeli aynı derecedeki alacaklılar arasında garame (oranlama) suretiyle dağıtıma tabi tutulur. İştirak alacaklısı o derece içinde yer alan diğer alacaklılarla eşit statüye sahip olur ve hacizli malların satışından elde edilen paradan alacağı oranında pay alır.

23. Sıra cetvelindeki açıklamalara geri döndüğümüzde, İİK’nın 141 inci maddesine göre sıra cetvelinin birer sureti icra dairesi tarafından alakadarlara tebliğ edilir.

24. İcra ve İflâs Kanunu’nun “Cetvele itiraz” başlıklı 142 nci maddesi ise;

“Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir.

Dava basit muhakeme usuliyle görülür.

İtiraz alacağın esas ve miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dairse şikayet yoliyle icra mahkemesine arz olunur” şeklinde düzenlenmiştir.

25. İcra ve İflâs Kanunu’nun 142 nci maddesi gereğince alacaklılar sıra cetvelinin bir suretinin kendilerine tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde sıra cetveline şikâyet yoluna başvurabilirler veya sıra cetveline itiraz davası açabilirler. Sıra cetveline karşı yedi gün içinde hiçbir şikâyet ve itiraz (İİK md. 142) yapılmazsa sıra cetveli kesinleşir ve ancak bundan sonra (kesinleşen) sıra cetveli gereğince paraların paylaştırılmasına geçilebilir. Buna karşılık, yedi gün içinde sıra cetveline karşı (icra mahkemesinde) şikâyet veya (mahkemede) itiraz yoluna başvurulursa, paylaştırma işleminin sonuçlanmasına kadar durdurulması ve sıra cetvelinin kesinleşmesine kadar beklenmesi gerekir. Ancak, sıra cetvelinde hak sahibi görünen her alacaklı, banka teminat mektubu karşılığında kendisine ödeme yapılmasını isteyebilir (İİK md. 142/a).

26. Sıra cetveline karşı koymak isteyen alacaklı (bu konudaki takip hukuku kurallarının yanlış uygulandığını iddia etmeyip) sıra cetveline alınmış olan bir alacaklının alacağına veya onun sırasına (veya hem alacağına hem de onun sırasına) itiraz etmek istiyorsa, o zaman sıra cetveline karşı, mahkemede itiraz yoluna başvurması, yani o alacaklıya karşı genel mahkemede dava açması gerekir (Kuru, s. 736).

27. İcra müdürlüğünün, sıra cetvelini yaparken bu husustaki takip hukuku hükümlerine aykırı hareket ettiği ve yapılan işlemin hâdiseye uygun olmadığı iddia edilmekte ise, bu hâlde sıra cetveline karşı başvurulacak olan yol, icra mahkemesine şikâyet (İİK md. 16) yoludur (İİK md. 142/3). İİK’nın 142 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmünden sıra cetveline karşı şikâyet yolunun sadece sıraya karşı bir itirazda bulunulması hâline münhasırmış gibi bir anlam çıkmakta ise de, icra müdürünün uymak ve re’sen yapmak zorunda olduğu bütün hususlardan dolayı İİK’nın 16 ncı maddesi gereğince şikâyet yoluna başvurulabilir (Kuru, s. 734).

28. İcra müdürlüğünün sıra cetvelini yaparken bu husustaki takip hukukuna uygun hareket etmemesi, bu konudaki hükümleri gereği gibi ve olaya uygun uygulamaması hâlinde ilgililer şikâyet yoluna başvurabilirler (İİK md. 16). Örneğin icra memuru ihale kesinleşmeden sıra cetveli düzenlemiş ise, bu bir şikâyet sebebi teşkil eder. Bunun yanında İİK’nın 142 nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre alacaklının bulunduğu sıraya ilişkin olarak yani istediği sıraya kabul edilmemesi durumunda şikâyet yoluna başvurması mümkündür (Pekcanıtez, H./ Simil, C.: İcra ve İflâs Hukukunda Şikâyet, 2. B., İstanbul 2017, s. 488).

29. Sıra cetveline karşı şikâyet üzerine icra mahkemesince sadece sıra cetvelinin iptaline karar verilebilir. Yoksa icra müdürünün yerine geçerek yeni bir sıra cetveli düzenleyemez (Pekcanıtez/Simil, s. 393). Sıra cetveline yönelik şikâyetlerde icra mahkemesi, önüne gelen şikâyetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, şikâyete konu işlemin kanuna veya olaya aykırılığı tespit edilirse sıra cetvelinin iptaline karar verilir. İcra mahkemesi gerekçede düzenlenecek yeni sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini, alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini belirterek, hukuka uygun olmayan kısımları gösterir ve bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat (İİK md. 17/1) verir. Yeni sıra cetveli yapılması görevi icra dairesine ait olduğundan iptal nedenlerinin hükümde belirtilmeden sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir. Şikâyet üzerine iptal edilen sıra cetvelinin yerine iptal gerekçesi de dikkate alınarak icra dairesince yeniden sıra cetveli yapılarak ilgililere tebliğ edilir.

30. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 23.03.2021 tarihli ve 2017/(23)15-1912 Esas, 2021/320 Karar sayılı kararında da benimsenmiştir.

31. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; alacaklı E. Ö. tarafından Büyükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün 2012/4119 Esas sayılı icra dosyasında başlatılan takip üzerine, Seferihisar İcra Müdürlüğünün 2012/276 Talimat sayılı dosyasından 25.09.2012 tarihinde gerçekleştirilen taşınır satışlarından 109.945,50 TL gönderildiği, satışı gerçekleştirilen taşınır mallar üzerinde yirmi yedi ayrı haciz şerhinin bulunduğu, elde edilen para ile tüm alacaklıların alacağının ödenemediği, bunun üzerine icra müdürlüğünce anılan icra dosyasında alacaklıların sıra cetvelinin düzenlendiği, düzenlenen sıra cetveline karşı H. Bank A.Ş. tarafından yapılan şikâyet üzerine icra mahkemesince şikâyetin kabul edilerek ve yeniden sıra cetveli düzenlenerek karar verildiği anlaşılmaktadır.

32. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, icra mahkemesi, önüne gelen şikâyetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, şikâyete konu işlemin kanuna veya olaya aykırılığını tespit ederse 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297/2 nci maddesi uyarınca gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin sadece sıra cetvelinin iptaline karar verir.

33. Somut olayda icra mahkemesince, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, hüküm kısmında yeniden sıra cetveli düzenlenerek yazılı şekilde karar verilmesi, az yukarıda ifade edildiği üzere İİK’nın 17 nci maddesi ile hüküm fıkrasında gerekçeye ait herhangi bir sözün tekrar edilmemesine ilişkin HMK’nın 297/2 nci maddesine aykırı olduğu gibi, icra müdürünün yerine geçecek şekilde hüküm kurulması anlamına da geldiğinden yerinde değildir.

34. Bununla birlikte H. Bank A.Ş. şikâyet dilekçesinde, icra müdürlüğünce düzenlenen sıra cetvelinde birinci sırada yer alması gerektiği yönünde talepte bulunmayıp, yalnızca yapılan sıra cetvelinde garameye dâhil edilmeyi istediği hâlde, icra mahkemesince bu talep aşılarak, garame yönünde karar verilmeyip, şikâyet olunan B.. Döviz ve Altın Tic. A.Ş. aleyhine, icra dosyasına gelen paradan pay alamayacak şekilde garameden çıkarılarak karar verilmesi doğru olmamıştır.

35. İcra mahkemesince, sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceği, alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiği belirlenirken, şikâyetçinin garameden pay almış olanların garameye girmemesi gerektiğine dair iddiasının bulunmadığının dikkate alınması, ayrıca şikâyet olunanlar E. Ö. ile O. L. Tevzii A.Ş.’yi garame dışı bırakacak şekilde verilen kararın, bu şikâyet olunanlar tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle diğer alacaklılar lehine usuli kazanılmış hak doğduğunun gözetilmesi, mahkemece verilecek kararın gerekçesinde, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde bu ilkelere de yer verilmesi, iptal nedenleri hükmün sonuç kısmında ayrıca belirtilmeden sıra cetvelinin sadece iptaline karar verilmesi gerekmektedir.

36. Hâl böyle olunca; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

37. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

IV. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Şikâyet olunan B.. Döviz ve Altın Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesi ile eklenen Geçici 7 nci maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

11.10.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

HGK. 11.10.2023 T. E: (23)6-255, K: 939

Exit mobile version