Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Somut olayda İcra Müdürünün haciz uyguladığı tarihte taşınmaz borçlu adına kayıtlı olup, o tarihte, satış vaadi şerhinin tapuda kayıtlı olması ise haczin konulmasına engel değildir. Bu durumda İcra Müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Başvuruda, bundan sonra taşınmazın mülkiyetinin kazanıldığı ve mülkiyet hakkına dayanılarak haczin kaldırılması talep edilmiştir. Bu hususlar İcra Mahkemesince icra müdürünün haciz uygulama işlemi kapsamında incelenemez.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2024/525
KARAR NO: 2024/6579
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 21.12.2023
NUMARASI : 2023/1601-2023/1621
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
İcra mahkemesi icra dairelerinin işlemlerinin doğru ve kanuna uygun olup olmadığını denetlemek ve kanunla kendisine verilen işlere bakmak üzere kurulmuştur (İİK m.4). İcra dairelerinin işlemlerine karşı yapılacak şikayetleri (m.16-18) ve borçlu ve alacaklının itiraz ve itirazın kaldırılması taleplerini (m. 68-68/a, 147, 150/a, 169/a, 170, 269/b, 269/c, 275 kapsamında) inceleyip inceleyip karara bağlar. Hacizde ve iflastaki istihkak davalarına icra mahkemesinde bakılır. (m. 97-99, 228) İİK’nın 331 ve sonraki maddelerindeki icra-iflas suçlarından büyük bir kısmına bakmak icra mahkemesi görevindedir. Yine İİK’nın özel hükümlerle görevlendirdiği (İİK m. 26, 33, 71, 89, 121, 153, 251, 254, 256, 285, 297, 318) konularda da inceleme yapar.
İcra mahkemesinin görevine giren şikayet, icra müdürünün icra-iflas hukuku ile ilgili hükümleri uygulamaması veya yanlış uygulaması nedenine dayanır. Başka bir deyişle, şikayet maddi hukuka değil, takip hukukuna ilişkin hükümlerin yanlış uygulanması halinde söz konusu olur. Şikayet ile İcra Müdürünün takip hukukuna ilişkin görevlerini hiç yapmadığı veya yanlış yaptığı ileri sürülür. Bu sebeple İcra Müdürü işleminin kanuna aykırı olması, hadiseye uygun bulunmaması, bir hakkın yerine getirilmemesi, bir hakkın sebepsiz sürüncemede bırakılması nedenleri ile şikayete gelinebilir. (Prof.Dr. Baki Kuru-İcra İflas Hukuku El Kitabı sayfa 97 ve devamı)
Kural olarak şikayet hakkı takibin taraflarına ait ise de takibe taraf olmayan üçüncü kişiler, şikayet konusu ettikleri yolsuz işlemlerin iptalinde hukuken korunan yararları bulunmak koşuluyla, şikayet hakkına sahiptirler.(Pekcanıtez H/Simil C – İcra ve İflas Hukukunda Şikayet 2. Baskı s. 49)
Şikayetin konusunu, icra ve iflas memurlarının idari nitelikteki işlemleri oluşturduğundan şikayet medeni usul hukuku anlamında bir dava değildir. Şikayet ile memur işlemlerinin kanuna ve olaya aykırılığı ileri sürülür. Şikayetin esasını oluşturan konuların maddi hukuk açısından incelenmesi bunun hakkında karar verilmesi mümkün değildir. Şikayet sonucu verilen kararlar sübjektif hakların tartışıldığı davalar yönünden kesin hüküm teşkil etmez. İİK 16. maddesine göre İcra İflas Dairesi işlemlerine karşı şikayet yoluna ancak kanunun çözümünü genel mahkemeye bırakmadığı konularda gidilebilir. (Pekcanıtez/s. 31)
Taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi takip hukuku açısından icra memurunun işlemini şikayet mahiyetinde olduğundan şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerekir (HGK 24.9.1997 tarih1997/15-461E.-1997/729 K., HGK 13.6.2001 tarih 2001/12-461 E.-2001/516 K., HGK 07.04.2004 tarih 2004/12-210 E.-2004/208 K., HGK 21.01.2020 tarih  2020/12-582 E.).
Şikayet konusu işlemin icra mahkemesince denetlenmesi sırasında ise işlemin yapıldığı tarihin esas alınması tabiidir. İcra müdürlüğünce taşınmaza haciz konulabilmesi için o tarihte borçlu adına kayıtlı olması gerekli ve yeterlidir(HGK 13.6.2001 tarih 200112-461 E.- 2001/516 K.). Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kural olarak şahsi hak doğurur nitelikte olup, tapu kaydına işlenmekle ayni nitelikte ve aleniyet kazanıp 5 yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir ise de; bu ileri sürme yetkisi önleyici nitelikte değildir. Bu nedenle taşınmazın satış vaadi alacaklısı taşınmazın rızaen temliki; satışı, bağışlanması veya üzerine ipotek konulması yada taşınmazın haczedilmesini engelleyemez(HGK 1.4.2015 tarih 2013/12-1693 E.-2015/1135 K.). Satış vaadi sözleşmesine dayanılarak taşınmaz üzerinde hak iddia edilmesi ve haczin kaldırılmasının şikayet yolu ile istenilmesi halinde icra mahkemesince yapılacak iş İcra Müdürünün işleminde haciz tarihinde bir usulsüzlük olup olmadığını tespit etmekten ibarettir.
 Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin hacizden sonra kazandığı mülkiyet hakkına dayalı haczin kaldırılması talebi maddi hukuka dayalı açacağı davanın konusunu oluşturur. Bir başka anlatımla icra müdürlüğünce usulüne uygun konulan haciz artık genel mahkemeden alınacak bir kararla kaldırılabilir. 
Somut olayda İcra Müdürünün haciz uyguladığı tarihte taşınmaz borçlu adına kayıtlı olup, o tarihte, satış vaadi şerhinin tapuda kayıtlı olması ise haczin konulmasına engel değildir. Bu durumda İcra Müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Başvuruda, bundan sonra taşınmazın mülkiyetinin kazanıldığı ve mülkiyet hakkına dayanılarak haczin kaldırılması talep edilmiştir. Bu hususlar İcra Mahkemesince icra müdürünün haciz uygulama işlemi kapsamında incelenemez.
Takip hukuku kurallarına göre şikayetin reddi gerekirken maddi hukuk kuralları ile denetlenerek kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ :
 Davalı/alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 21.12.2023 tarih ve 2023/1601 E.-2023/1621 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), Kayseri 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 06.11.2023 tarih ve 2023/547 E. – 2023/537 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.06.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
Exit mobile version