Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Süre bitimi nedeniyle kiralananın tahliyesine yönelik olarak yapılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemi- İcra mahkemesince dava yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile reddedilmişse de, davalı tarafça İİK. 275/2 uyarınca kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir belge dosyaya ibraz edilmediğinden, davacı alacaklının, İİK 272 uyarınca, dönem sonunda takip yaparak tahliye istemesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-

Süre bitimi nedeniyle kiralananın tahliyesine yönelik olarak yapılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemi- İcra mahkemesince dava yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile reddedilmişse de, davalı tarafça İİK. 275/2 uyarınca kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir belge dosyaya ibraz edilmediğinden, davacı alacaklının, İİK 272 uyarınca, dönem sonunda takip yaparak tahliye istemesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, süre bitimi nedeniyle kiralananın tahliyesine yönelik olarak yapılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı alacaklı 13.06.2013 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 12.05.2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 13.06.2013 başlangıç tarihli ve 22 ay süreli yazılı kira sözleşmesi uyarınca 14.04.2015 tarihinde süresi biten üstü örtülü olmayan stand kiralama akdi gereğince gayrimenkulün tahliyesini talep etmiş, davalı ise davacı tarafça takip konusu yapılan kira sözleşmesinin hangi hükümlere tabi olacağının, sözleşmenin yenilenip yenilenmediği hususunun taraflar arasında itilaflı olup bu durumun da yargılamayı gerektirdiğini, kira sözleşmesinin 5 yıl süreyle uzatıldığını, davacı tarafça Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemelerinde pek çok kiracı aleyhine kira tespit davası açıldığını, bu davaların mecurun çatısız olması nedeniyle reddedildiğini, ancak verilen kararların henüz kesinleşmediğini, iş dosyanın Yargıtay’dan dönüşünün beklenmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı kiracının süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile sözleşmenin yenilendiğine ve sözleşme süresinin uzatıldığına dair itirazda bulunduğu, takibe yapılan itiraz nedenlerinin şekil incelemesi yönünden icra mahkemesinin görevini aştığı ve davalı tarafça ileri sürülen sözleşme süresinin uzatıldığına dair iddiaların açıkça yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davada dayanılan ve hükme esas alınan 13.06.2013 başlangıç tarihli ve 22 ay süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar 6.1. maddesi ile; “bu sözleşme 13.06.2013 tarihinden itibaren 22 ay sürelidir, 12.04.2015 tarihinde sözleşmenin sona erecektir, kiracı 13.04.2015 tarihinde standı tahliye edeceğini taahhüt eder” düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından taşınmazın stand olarak kiralandığı ve kiralananın genel hükümlere tabi bulunduğu anlaşılmaktadır. Borçlar Kanunu’nun adi kira hükümlerine tabi kira sözleşmelerinde kira süresi taraflarca tayin edilmesi halinde sözleşmenin sona erme hali Borçlar Kanunu’nun 327.maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre; kira sözleşmesinde açık veya örtülü biçimde bir süre belirlenmişse, kira sözleşmesi bu sürenin sonunda kendiliğinden sona erer. Sözleşmedeki sürenin bitimini takip eden bir ay içinde kiralayan, İİK.’nun 272. maddesi gereğince icra dairesinden tahliye isteyebileceği gibi dilerse mahkemeden de tahliye isteminde bulunabilir. Her ne kadar mahkemece dava yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile reddedilmişse de, davalı tarafça İİK’nun 275/2. maddesi uyarınca kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir belge dosyaya ibraz edilmemiştir. Bu durumda davacı alacaklının, İİK’nun 272.maddesi uyarınca, dönem sonunda takip yaparak tahliye istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Uyuşmazlıkta yargılamayı gerektirir bir husus olmadığından mahkemece, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.

Karar bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

6. HD. 17.10.2016 T. E: 2015/12306, K: 5913

Exit mobile version