12. Hukuk Dairesi2024 YılıFaiz

T.C. Anayasası’nın 4709 sayılı Yasa ile değişik 46/son maddesi hükmüne göre; kesin hükme bağlanan (kesinleşmiş) kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin uygulanması talep edilebilir. Bu oran, kararın kesinleşme tarihinden sonrası için yapılacak hesaplamada dikkate alınacaktır

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2023/8947
KARAR NO: 2024/4546
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 12.10.2023
NUMARASI : 2022/240-2023/1589
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı icra mahkemesine başvurusunda; icra takibinin kesinleşmesi üzerine İcra Müdürlüğüne başvurarak dosya hesabının çıkartılıp, ilamın kesinleşmesinden sonraki alacağa Anayasa’nın 46. maddesi gereğince kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin uygulanması ve bakiye alacak için borçluya muhtıra gönderilmesi talebinde bulunduklarını,  icra dairesince 14.01.2020 tarihli dosya hesabında asıl alacağa faizin 26.05.2014 tarihinden itibaren işletildiğini, hesabın bu yönüyle hatalı olduğunu, takip dayanağı ilamın 11.11.2013 tarihinde kesinleştiğini icra müdürlük kapak hesabının iptali ile dosya kapak hesabının bilirkişi marifetiyle tespit edilerek bakiye alacaklarının hesaplanmasına ve müdürlük hesabının düzeltilmesine karar verilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesince; takibe dayanak ilamın ait olduğu mahkemesince düzenlenen kesinleşme şerhinde ilamın 26.05.2014 tarihinde kesinleştiği şerh edilmiş olduğundan bu tarih kesinleşme tarihi olarak kabul edilerek  22.06.2021 tarihli rapor ve 04.11.2021 tarihli ek rapor benimsenmek suretiyle şikayetin kabulü ile  14.01.2020 tarihli dosya hesabının 298.663,70 TL olarak  düzeltilmesine karar verildiği, karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın şikayetçi alacaklı tarafından temyiz edildiği görülmüştür.
T.C. Anayasası’nın 4709 sayılı Yasa ile değişik 46/son maddesi hükmüne göre; kesin hükme bağlanan (kesinleşmiş) kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin uygulanması talep edilebilir. Bu oran, kararın kesinleşme tarihinden sonrası için yapılacak hesaplamada dikkate alınacaktır (HGK’nın 06.07.2005 tarih ve 2005/12-471 sayılı kararı). 
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi gereğince halen yürürlükte olan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 442/1. maddesinde yer alan;  “Aynı ilam aleyhine bir defadan ziyade tashihi karar talebi mesmu olmadığı gibi tashihi karar arzuhalinin reddine veya kabulüyle kararı sabıkın tadiline dair sudur eden hükümlere karşı dahi tashihi karar caiz değildir” hükmü karşısında karar düzeltme talebi üzerine verilen Yargıtay kararına karşı yeniden karar düzeltme yoluna gidilmesi olanağı bulunmamaktadır.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim edilen raporlarda, kesinleşme tarihi olarak 11.11.2013 ve 26.05.2014 tarihi esas alınarak iki farklı miktarda dosya hesabı yapıldığı, mahkemece kesinleşme tarihini 26.05.2014 tarihini esas alınarak yapılan hesaplamaya itibar edilerek karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda takip dayanağı olan Ankara 9. Asliye Hukuk 16.10.2012 tarih 2011/382 Esas 2012/355 Karar sayılı kararına karşı davalı borçlunun karar düzeltme talep etmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 11.11.2013 tarihli karar ile ilamın düzeltilerek onandığı, davalı borçlunun ikinci defa karar düzeltme talep etmesi HUMK’nın 442/1 maddesine göre mümkün olmadığından takibe dayanak ilamın ait olduğu mahkemesince düzenlenen kesinleşme şerhinde ilamın 26.05.2014 tarihinde kesinleştiğinin şerh edilmiş olması, ilamın kesinleşme tarihinin 11.11.2013 tarihi olduğu gerçeğini değiştirmez.
Bu durumda mahkemece; kök ve ek raporların sonuç bölümünün ikinci bendinde  dayanak ilamın kesinleşme tarihi olan 11.11.2013 tarihine göre düzenlenen hesaplama esas alınarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 12.10.2023 tarih ve 2022/240 E. – 2023/1589 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, Ankara 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 18.11.2021 tarih ve 2021/134 E.- 2021/1628 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Related Articles

Back to top button