Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Takibe dayanak bononun takside bağlanan alacağın ödenmesi amacıyla, teminat olarak verildiği, dolayısı ile senedin, Türk Ticaret Kanunu'nun 776/1-b maddesinde belirtilen "kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi" unsurunu taşımadığının ve kambiyo senedi vasfına haiz olmadığının anlaşıldığı-

Takibe dayanak bononun takside bağlanan alacağın ödenmesi amacıyla, teminat olarak verildiği, dolayısı ile senedin, Türk Ticaret Kanunu’nun 776/1-b maddesinde belirtilen “kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi” unsurunu taşımadığının ve kambiyo senedi vasfına haiz olmadığının anlaşıldığı-

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkikinin davacılar/borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Nadide S. Bıyıklı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK’nin 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin oybirliği ile reddine karar verildikten sonra işin esası incelendi:

Bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde; borçluların icra mahkemesine başvurusunda, takip konusu bononun, taraflar arasında akdedilen 11.06.2019 tarihli protokol nedeniyle verildiği, teminat seneti olduğu ve sair şikayetleri ile takibin iptalini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesi’nce, borca itirazın reddine ve borçlular aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verildiği, davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi’nce; davacı borçluların istinaf isteminin esastan reddine hükmedildiği, kararın davacılar/borçlular tarafından temyiz edildiği görülmektedir.

6102 Sayılı TTK’nun 776/1. maddesinin (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.

HGK’nun 14.03.2001 tarih 2001/12-233 ve 20.06.2001 tarih, 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. İİK’nun 169/a maddesi uyarınca, belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir.

Somut olayda, takibe dayanak bononun verilmesine esas olduğu iddia olunan 11.06.2019 tarihli protokolün incelenmesinde; taraflar arasında belirlenen 785.000 TL’lik borcun ödenmesi amacıyla düzenlediği, protokolün imzalanması sırasında 100.000,00 TL elden ödeme yapılacağı, kalan borç miktarı olan 685.000,00 TL için 1 adet bono verileceği, bonoya bağlanan borç için 30.01.2020 tarihinden başlamak üzere 30.11.2021 tarihine kadar her ay için aylık 20.000,00 TL, 30.12.2021 tarihli son taksit için ise 75.000,00 TL ödeme yapılacağının, bonoya bağlanılan borç için belirlenen taksitlerin vade tarihlerinde tam ve eksiksiz olarak ödendiğinde borcun sona ereceği, taksitlerin vade tarihinde ödenmemesi halinde ise bononun icra takibine konulacağının kararlaştırıldığı görülmektedir. Buna göre takibe dayanak bononun takside bağlanan alacağın ödenmesi amacıyla, teminat olarak verildiği, dolayısı ile senedin, Türk Ticaret Kanunu’nun 776/1-b maddesinde belirtilen “kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi” unsurunu taşımadığı ve kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı anlaşılmaktadır.

O halde, mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 10/02/2022 tarih ve 2021/1822 E. – 2022/439 K. sayılı istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA, İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 24/03/2021 tarih ve 2020/429 E. – 2021/365 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 28.12.2022 T. E: 5121, K: 14174

Exit mobile version